Говорит правду tradutor Turco

Я не убиваю тех, кто говорит правду.

Doğruyu söyleyen insanları öldürmem ben.

А если этот парень говорит правду?

Sence doğru mu söylüyor?

Пол говорит правду. Здесь была книга.

Paul doğru söylüyor.

Значит, ваша племянница говорит правду? Вы предсказали это?

O zaman yeğeniniz bunu gördüğünüzü söylediğinde aslında doğruyu söylüyordu.

# Которая не говорит правду #

# That don't prove true #

- Он говорит правду, мистер Пратт.

- Doğruyu söylüyor, Bay Pratt.

Ваша книга говорит правду.

Bence kitabınız doğru diyor.

Не тот, кто лжет и клянется, что говорит правду каждую минуту.

Günün her saniyesi yalan söyleyip doğruyu söylediğine... yeminler eden biri olma en azından.

За говорит правду, но огонь не живет в людях.

Za doğru söylüyor, ama ateş bir insanın içinde yaşayamaz.

А Кал говорит правду, что мы умрем без огня.

Ve Kal doğru söylüyor, ateş olmazsa ölürüz.

Он говорит правду. - Он смешной.

- Komik olduğunu sanıyor.

- Клингон говорит правду, Акаар.

Klingon gerçekleri söylüyor, Akaar.

Физиологических изменений нет. Все, что это доказывает, это то, что он говорит правду,

Bu sadece hatırlamıyorum dediğinde doğruyu söylediğini gösteriyor.

Если он говорит правду, капитан, каждая секунда промедления может быть опасна.

Söyledikleri doğruysa, onu geciktirmek tehlikeli olabilir.

Пожалуйста, он говорит правду.

Lütfen. Doğruyu söylüyor.

Он говорит правду.

O gerçekleri söylüyor.

Так не обращаются с теми, кто говорит правду.

Doğruyu söyleyene bu şekilde davranılmaz.

Увы, сир Эдвард говорит правду.

Korkarım, Sör Edward gerçeği söylüyor.

Скажи ему, что Таннер говорит правду у него нет этого оружия.

Tanner'ın silahlar hakkında doğruyu söylediğini anlat, onda değiller.

- Она говорит правду.

- Doğru söylüyor.

Нет, Рэндал, он говорит правду.

Hayır Randall, doğruyu söylüyor.

Она говорит правду.

Doğru söylüyor.

- Этот ублюдок говорит правду.

- Evet. - Bu hergele ciddi.

Я думала, что он врет, когда он говорил правду. Я думала, что он говорит правду, когда он врал.

Gerçeği söylerken yalan, yalan söylerken de gerçeği söylediğini sandım.

Александр говорит правду?

Doğru mu söylüyorsun, Alexander?

Он говорит правду.

Doğruyu söylüyor.

Она говорит правду.

Bayan doğruyu söylüyor.

И один из нас всегда говорит правду а другой всегда лжет. Это тоже правило.

Birimiz daima doğruyu söyler diğeri kesinlikle yalan söyler.

Мы знаем, что человек всю жизнь врет, А перед смертью говорит правду.

" İnsanların hayatı boyunca yalan söylediklerini biliyorum, sadece ölmeden önce doğruları söylemeye başlarlar.

А если он говорит правду... то пусть мой ребенок умрет прямо в утробе.

Gerçeği söylüyorsa... karnımdaki çocuk ölsün.

Она ничего об этом не знает и говорит правду.

O bu konuda bir şey bilmiyor, doğruyu söylüyor.

Вдруг он говорит правду.

Kesin olarak doğruyu söylemiyor diyemeyiz.

Фрэнк говорит правду!

Frank haklı!

Либо она говорит правду, либо я ещё таких не видел.

Ya doğru söylüyor, ya da çok başarılı.

Вы суд присяжных. Это ваша работа - решить, кто говорит правду.

Doğruyu bulmak. "Karar" ın anlamı budur.

Вдруг, он говорит правду.

Doğruyu söylüyor olabilir.

Если он говорит правду, то месье Каст не был на пляже в Бексхилле между 12-ю и часом и не душил мадемуазель Бетти Барнерд.

Ve eğer doğruyu söylüyorsa, Bay Cust gece 12 ile 1 arasında Bexhill'de olup, Bayan Betty Barnard'i boğmuş olamaz. Dinleyin!

Он не всегда говорит правду..

Her zaman doğruyu söylemiyor.

Он просто говорит правду.

Sadece dürüst davranıyor.

А он правду и говорит - такую, какой она была для него.

Doğru söylüyor. Onun için doğru.

Разве репортер не должен говорить правду? у зрителей появится больше доверия я уверена в этом который не лжет и говорит только правду

Bir muhabirin sadece gerçekleri konuşması gerekmez mi? Sadece gerçekleri söyleyebilen bir muhabir, sunduğu haberlerle halkın güvenini kazanabilir. Ben buna içten inanıyorum.

Дело было бы более ясным, если бы Стенли говорила правду. Но она не говорит.

Evet, Stanley gerçeği söyleseydi kanıt aleyhine olurdu ama yalan söylüyor.

Знаешь... есть у меня в голове голосок... он со мной говорит, то и дело. Правду мне говорит.

Biliyor musun bazen benimle konusup gerçekleri söyleyen bir ses var.

Если есть шанс заглянуть в его разум и понять, говорит он правду или бредит...

Gördüklerinin hayal olup olmadığını anlamak için bu adamın aklına...

Смею вас заверить, что он говорит чистую правду.

Söylediğinin doğruluğundan emin olabilirsiniz.

Музыка говорит с нами, она передаёт правду жизни, потому что каждый из нас любил и терял любовь.

Müzik hayatın gerçeğini anlatır. Çünkü hepimiz âşık olmuş ya da aldatılmışızdır.

Сержант, а если он правду говорит?

Çavuş, bırak biraz da biz öldürelim, tamam mı?

Николай, правду он говорит?

Doğru mu söylüyor, Nicolas? Hayır, yalan.

Говорит ли правду мисс Кинг?

Dr. King doğru mu söylüyor?

Никто не говорит вам правду.

Size kimse doğruyu söylemiyor.

Он говорит правду.

Doğru söylüyor.