Не скромничай tradutor Turco

Не скромничайте, я все понимаю.

Utanmana gerek yok, seni anlıyorum.

Не скромничайте, Ларри.

Mütevazi olmana gerek yok Larry.

Не скромничай со мной!

Törende ayakta kalma!

Не скромничайте, я читал, что про вас шведы писали.

Gourin'le aynı masada olmaktan onur duymalıyız.

- Ну, не скромничай.

- Mütevazi olma.

О, не скромничайте.

Alçakgönüllü olma.

- Не скромничай, Люсьен, ты - гроза всех мошенников!

- Alçakgönüllü olma! Vergi kaçıran pekçoğunu enseledin!

- Брось, не скромничай

- Haydi, utangaç olma.

- Не скромничайте.

- Önemli değil, gerçekten.

Не скромничай.

Alçakgönüllü olma.

- Нет, Найлс, не скромничай. - И не думал.

- Bu kadar mütevazı olma.

О, не скромничайте.

Oh, utanma.

Не скромничай.

Alçakgönüllülük yapma.

Да ладно, Майк, не скромничай.

Babası eyalet başsavcısı.

Но я не хочу... Давай, не скромничай! Давай же, рассказывай!

Neden her gün bu restorana gidiyordunuz?

Не скромничай.

Alçak gönüllü olma.

Не скромничайте.

Naz yapma. Yani sorun, paraysa, eminim...

Не скромничай, Кларк.

Mütevazı olma, Clark.

Не скромничай... кто сражался там... и ты помог в той битве.

Bu kadar mütevazı olma. Orada savaşan tek kişi ben değildim. Üstelik sende kendi yöntemlerinde savaştın.

Не скромничай.... позаботился вчера о трех придурках?

Utanma. Shinpaku Kardeşliğinin Shirahama Kenichi'si olarak dün üç serserinin icabına bakmadın mı?

Не скромничай, ты едешь в одну из лучших больниц в мире.

Utanmana gerek yok. Dünyanın en iyi hastanelerinden birinde çalışacaksın.

- Не скромничай. Ты мне жизнь спасла.

Orada hayatımı kurtardın.

Нет. Не скромничай.

Alcakgonullu olma.

не скромничай!

- Hey! Saklamana gerek yok.

- Не скромничай! Помнишь рекламную кампанию "Жизнь - это лучший освежающий напиток"?

"Hayat en harika canlandırıcıdır" kampanyasını hatırlıyor musun?

Не скромничайте, доктор.

Kendinizi hafife almayın, Doktor.

Да ладно, не скромничай.

Hadi ama, alçakgönüllülük yapma.

Так что не скромничайте.

Bu yüzden utangaç olmayın.

Не скромничай.

Zahmet etme.

Не скромничай, Шейн.

Çekingen olma Shane.

"Нарджес, идём же. Не скромничай"

Nergis, buraya gel.

Не скромничай. Нарджес, встань "

Nergis, gel bak ne yapıyorum.

Ой, да ладно, не скромничай, я всё слышу.

Mütevazi olma. Ben her şeyi duyuyorum.

Ладно, не скромничай.

Mütevazilik yapma bana.

- Не скромничайте.

- Nazlanma.

Не скромничай.

Alçakgönüllü davranma Joe.

Не скромничайте.

Bana naz yapmana gerek yok.

Не скромничайте, лейтенант.

Bu kadar mütevazı olmayın teğmen.

Мама! Ну, не скромничай.

Tevazu gösterme.

- Не скромничай, Денни.

- Hayır, yapma. - Lütfen, hadi ama Danny.

Хорошо поработали. Не скромничай.

- Evet, iyi iş başardık.

Не скромничай.

Çok fazla düzenleme yaptım.

Не скромничай. А еще он лето провел в Микронезии,

Ayrıca bir yazı, Batı Pasifik Adaları'nda kuyu kazmaya yardım ederek geçirmiş.

Не скромничай, ведь сама знаешь, что хорошенькая.

Haydi, güzel olduğunu bal gibi biliyorsun.

Не скромничайте.

Utanma. - Söyle gitsin.

Да ладно, не скромничай.

Utanma canım.

Не скромничай!

Bu kadar mütevazi olma.

- Не скромничай.

Alçakgönüllü olma.

Не скромничай.

Bu kadar mütevazı olma.

Не скромничай.

Utangaçlığa gerek yok.

Да не скромничай.

Büyütülecek bir şey değil.