English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ О ] / Она застряла

Она застряла tradutor Turco

177 parallel translation
Она застряла!
Kapalı kaldı.
Есть один дом, и она застряла в лифте, дама, она сказала, что возможно до вторника.
Bir ev var, kadın asansörde kalmış, dediğine göre, salı gününe kadar da kalacakmış.
Знаете, забавно то, как это случилось - она застряла.
Bilirsin nasıl olduğunu bi bilsen - sıkışmış.
- Стабилизировать ее. Что-то мешает, у меня есть ее координаты, но она застряла.
Koordinatları elimde fakat transit durumunda.
"Она застряла!"
"Sıkıştı!"
Она застряла в окне, я ее вытащила.
Pencereye sıkışmış. Birazdan gelecek.
Она застряла.
Gecikecekmiş.
А почему она застряла?
- Niye durdu?
Да, она застряла в дороге.
Evet. Trafik sıkışmış.
Она застряла!
Sıkıştı.
Она... она застряла!
Sıkıştı.
- Она застряла.
TakıIdı!
Хотела работать копирайтером. Но ее не приняли, и она застряла в курьерах.
Fotokopici olmak istiyordu fakat kabul edilmedi.
Она застряла.
Sıkışmış.
Это мама звонила, она застряла в жуткой пробке.
Arayan annemdi. Berbat bir trafiğe takılmış.
Она застряла в терновнике.
Dikenlerin arasında sıkışmış.
Она застряла и я.
Kız sıkıştı. Ben sıkıştım.
Мне нужны были другие, чтобы доставить ее сюда, но затем она застряла ты не поверишь... на таможне.
Onu buraya getirmeme yardım eden başkaları da var. İnanmayacaksın belki ama gümrükte takıldım.
Может, она застряла... в туалете?
Belki de, tuvalette sıkışıp kalmıştır?
Где она застряла с этими таблетками?
İlacı hazırlıyor mu?
Она застряла в моей голове с тех пор, как я услышал ее на выходных... в поздний завтрак.
Bu hafta sonu brunch'da dinlediğimden beri kafamdan... çıkmıyor bir türlü.
Я... она застряла.
Sıkışmıştı.
Она застряла..
Sikismis sadece.
Я хотела принять "Тиленол", обезболивающее, понимаешь, а эти мексиканские таблетки, они огромные, я поперхнулась, и она застряла в моей дурацкой перегородке.
Evet, ağrımı dindirsin diye ilaç içmek istedim. Meksika'nın ilaçları öyle büyük ki, önce boğazımda kaldı kurtarayım derken de septum deviasyonuma takıldı.
Она застряла.
Orada sıkıştı.
Смог был таким ужасным, что однажды я пустил в воздух стрелу, а она застряла.
Sis çok kötüymüş, Bir keresinde havaya bir ok atmıştım, Yapıştı kaldı.
- Она застряла.
- Uh, evet. - bu çok sert.
Она застряла не в той части космоса.
Uzayın yanlış bölümünde sıkıştı kaldı.
Она застряла в голове навсегда.
Korkarım kafamdan hiç çıkmayacak.
Пуля вошла в голову сзади. Она застряла за правым глазом.
Kurşun başına girmiş, sağ gözünün üzerinde.
- Она застряла.
- Saplandı kaldı.
Она застряла в песке.
Kuma gömülmüş.
И... я тужилась и тужилась, но она застряла.
Ve ittim, ittim, ama o sıkıştı.
Она застряла
- Kırıver gitsin.
- А она застряла.
"Kafası sıkıştı," demez mi!
У одной телочки пуля в волосах застряла, и она вызвала копов в Сан Марко.
At kuyruğuna saplanmış kurşun olan bir hatun... San Marcos'daki domuzları çağırdı.
Она там просто застряла.
Daha çok eve sıkışmış durumda.
Она, похоже, застряла в листьях.
Sıkışmış gibi..... şu iki çiçeğin arasına.
Она такая толстая, что застряла бы и в Большом Каньоне!
Senin annen çok şişman Büyük Kanyon'a düşmüş, dipsiz kuyu oluşmuş!
Она в подвале не застряла. Что ж...
O bodruma tıkılı kalmadı.
- Она застряла, говорю тебе.
Sana sıkıştı diyorum.
Где же она так застряла?
Nerede kaldı bu? Neden bu kadar uzun sürüyor?
Машина застряла в мойке, она вышла и вся промокла.
Araba bir yerde sıkıştı. Ve Cheryl dışarı çıkınca sırılsıklam oldu.
Подлодка застряла на нейтральной территории и она нам нужна, если мы хотим выиграть эту войну.
O denizaltı şu anda düşman topraklarında ve savaşı kazanmak için ona ihtiyacımız var.
О, она снова застряла в отверстии для выйгрыша.
Yine oyuncak kutusunda sıkıştı.
Я пытался смыть подушку в унитаз, а она просто застряла.
Yastığını tuvalete tıkmayı denedim ama yine de gitmedi.
Если бы она не разыграла это, она бы застряла в аду.
Bunu satamazsa, cehennemde kalırmış.
"Она словно ветер" застряла в моей голове где-то на 40 часов.
"She's Like the Wind" 40 saattir kafama takılmış durumda.
Утром бабушка нашла таблетку в туалете, маленькую белую, она там застряла.
Bu sabah babaannen tuvalette bir hap buldu. Küçük beyaz bir hap, oraya sıkışmış.
Она здесь застряла.
Burada kalakaldı.
Она навечно застряла в поисках глаз.
Sonsuza dek gözlerini aramak zorunda kalacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]