Ah tabii tradutor Inglês
899 parallel translation
Ah tabii.
Well, of course.
Tabii canım, şu polisle.
Ah, sure... with that copper.
Ah, tabii, birkaç kez...
Oh, yes, I've...
Ah, tabii.
Oh, yes.
Ah, tabii!
Oh, sure!
Ah, tabii, hemen!
Oh, sure, sure.
Ah, tabii.
Oh, sure.
Ah, ah, sessizce tabii ki.
Ah, ah, slyly, of course.
Ah, sizi tabiî ki seviyorum.
Oh, I do love you.
Ah, tabiî, ben, ben eminim ki, çok uygun, çok iyidir gerçekten.
Oh, well, I-I'm sure it's very suitable, very nice indeed.
Ah, tabiî, galiba haklısın.
Oh, well, perhaps you're right.
- Ah, tabii ki.
- Oh, naturally.
- Ah, tabii Bay Sharp.
- Oh, certainly, Mr. Sharp.
- Ah, tabii.
- Oh, certainly.
- Ah, tabii.
- Oh, of course he can.
- Ah, tabii.
- Oh, certainly not.
- Tabii bir de...
- Ah. Except, uh -
- Ah, tabii.
- Oh, yes.
Bu tabii ki her şeyi değiştirir.
Ah, well, that makes all the difference. Of course.
Tabii ki senin ekipten ayrılmanı istemiyor Grischa.
Ah. Of course he doesn't really want you to go, Grischa.
- Ah, tabii.
- Oh, yeah.
- O tatlı bir kız tabii.
Ah, that's a cute kid.
Ah, tabii.
Oh, yes, of course.
Ah, tabii.
Oh, no, no.
Ah, tabii ki sen telgrafım gelmeden önce gitmiştin!
Oh. That's right. You left before my wire came.
Ah, tabii, evet, şey...
Oh, sure, yes, well...
Ah, tabii.
Oh, yeah.
Ah, tabii.
Ah, so.
Tabii, hafif silah da çok olacaktır herhâlde.
Ah, sure, there'll be a lot of light stuff, I imagine.
Ah, tabii.
Yeah, that figures.
Tabii ki, Charlie, o ahıra girip ona kendim söyleyememem.
Of course, Charlie, I couldn't go in the stable and tell him myself.
- Ah, tabii ki.
- Oh, not at all.
Ah, tabii.
Ah, yes!
Çiftlikteki evi bitirmem lazım Bir de çit, ahır falan var tabii.
Still a lot of building to do, fences to run and such.
Tabii, mühendislik okumuyordun.
Ah, right. No engineering school.
Ah, evet, tabii, Joe.
Yeah, sure, Joe.
- Yüzmek. Ah, tabii.
Oh, you betcha.
- Ah, pelüş tabii.
- Ah, ploosh.
Ah, evet, tabii.
- Oh, yes, of course, yes.
Ah, tabii, evet, ben... gençken biraz oynamıştım.
Oh, well, yes, I have played some billiards in my time.
Köprü ıstakası! Tabii.
- Ah, the bridge cue, yes.
- Ah, tabii, Pierre sizi bırakır.
- Oh, well, I'll have Pierre drive you.
Ah, evet, evet, evet! Tabii, sana anlatır, çünkü Dudu'yla sen, Madam'a şantaj yapıyordunuz.
Ah, yes, yes, yes, of course she told you, because you and Dudu were blackmailing the Madame.
- Ah, evet, tabii.
- Oh, yes, yes, of course.
- Ah, çok iyi değilim tabii, ama seninle bir maç yaparım.
- Oh, well I'm not very good, but I'll give you a game.
Demek bir dahaki sefere... Tabii başka bir sefer olursa.
Ah, next time... if there is ever going to be a next time!
Tabii ki, evet, ama, ah -
Well, yeah, but, uh- -
Ne koydunuz? Sirke mi yoksa... Ah, beni duyamıyorsunuz tabii.
What did you put in - vinegar or... oh, you can't hear me.
Tabii, Leydi Dean.
Ah yes, Lady Dean.
Tabii, tabii.
Ah yes.
Haklısın hayatım, sinirlen tabii.
Ah, that's right, baby. Get angry, get angry.
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii eminim 16
tabii ki olmaz 20
tabii efendim 146
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ya 578
tabiiki 57
tabii ki benim 18
tabii eminim 16
tabii ki olmaz 20
tabii efendim 146
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ya 578
tabiiki 57