Altı tane tradutor Inglês
1,574 parallel translation
Altı tane kuyruklu piyanoyu parçaladığınızı hatırlıyor musunuz?
Do you remember destroying six grand pianos?
Sosisçi, altı tane sosis lütfen?
Hey, hot dog guy, can I get six hot dogs down here, please?
Şey, sen de altı tane düşürecek kadar ateş ettin.
Well, you fired enough to take down six.
Altı tane!
- Yes. Six of them!
Daha ödenmemiş altı tane kredi borcun var?
You're delinquent on six mortgage payments already?
- Bana altı tane Schnitz ver.
- Give me six Schnitzes.
Altı tane kadar yanıldın.
- You're off by about six.
Metropolis'te doktor ünvanı olan tam altı tane Hong var, ve sanırım bu veterineri listeden çıkarabiliriz.
There are six Hongs with M.D.'s in the Metropolis area... and I'm thinking we can cross off the OB / GYN.
Eğer gezegenlerin yörüngeleri üzerine altı tane plan çizmemizi isteyen sen değilsen, hayır.
unless you're the one who assigned six diagrams on planetary rotations.
Şehirde altı tane büyük konferans var.
There's six conventions in town.
- Az mı? - Altı tane.
- Um, not a lot?
Bu alanda altı tane terk edilmiş benzin istasyonu var.
There were six abandoned gas stations in that area.
Dr. Goodman, o uçakta altı tane insanın kalıntılarını bulduk.
Dr. Goodman, we found six sets of human remains on that airplane.
Eğer evlatlık istiyorsanız, size verebileceğim beş altı tane var.
'Cause if not, if you're thinking of adopting, I may have five or six I could throw your way.
O zaman kadar fazladan altı tane kostüm bulabileceğine emin misin?
You think you'll have the extra suits by then?
Altı tane olduğunu duydum.
I heard there's a number six.
Sadece altı tane oldu.
There were only six.
Altı tane yedili.
Six sevens.
- Altı tane dokuzlu.
- Six nines.
Sonraki gün karım oldu, beşinci karım ve şimdi altı tane var.
And the next day she became my wife, my fifth wife, and now I have six.
Kaplumbağalara takıntıIı oldum. Beş ya da altı tane almaya karar verdim ve onları salonun ortasındaki küvete koydum.
Divenni obsessed by turtles and bought 5 or 6 and put in a bathtub bath in the living room.
Altı tane kafanız ve bir tane kuyruğunuz olsa yine de içeri girebileceğinizi düşünüyorum.
I think you could have six heads and a tail and still get in.
Arkanda, ormanın içine rahatlamaya gitmiş altı tane muhafız var.
There are six guards relieving themselves in the forest behind you.
Çişe gittiğinde içeceğine altı tane alerji hapı attım.
I might have dropped six allergy pills in your frosty while you were peeing.
Geçen yıl altı tane oldu.
- Six in the past year.
Beş ölüm, altı tane yaralı.
Five deaths, six people injured.
Altı tane istiridye sipariş ettiğini sandığın ve 70 istiridyenin geldiği gün.
The time you thought you'd ordered six oysters and got seventy.
Bu arada, altı tane kaldı.
Only six left, by the way.
Evde altı tane mahkum vardı.
There were six cons back at that house.
Cam sileceğimin altındaki trafik cezalarını ödemek içinse bir tane daha satmalıyım.
I'd have to sell one more to pay off all of those tickets under my windshield wiper.
- Ya da 5 tane altılık paket.
- But enough for 5 six packs.
Alt katta oturanlar da bir tane bekliyor.
And the ones downstairs expect one too.
Casuslarımız birkaç gün önce, bu ikiyüzlü domuzun üç tane gemisinin altın ve kıymetli taş yüküyle San Marcos rıhtımında beklediğini haber verdi.
Our spies tell me that a few days ago that hypocritical pig had three ships at San Marcos docks loaded with gold and precious stones.
"F" nin altında, bir tane.
Under "F," one.
Sadece bir tane "F" nin altında.
Only one under "F."
- Bir tane sik olmalıydı ama o altı kez yaptı, artık götümde bir sik bahçesi var.
- It's supposed to be a dick but he did it six times, so now I have a dick farm on my ass.
Altı ve sekizden birer tane.
A six and an eight.
18 ayar beyaz altın, on tane elmas, kazınmış yazı.
18-karat white gold, 10 diamonds, engraved accents.
Altı numaralı masada üç tane nedime var. İki tane sekizlik, bir tane yedilik.
Table six has got three bridesmaids : an eight, an eight, and a seven.
Burada en az iki tane altılık paket vardı.
I had at least 2 6-packs down there.
- Limanın hemen altında da bir tane vardı. Orası göl. Oraya gömemez.
How you must hate them.
Ben burada altı aydır bir tane ceset bulamadım sen de orada muhtemelen ölü bir şüpheliyi arıyorsun. Muhtemelen Marlo'nunkilerden birini öldürdüğü içindir.
Here I am over here on the one hand without a body in six months, and here you are looking for a suspect who's most likely dead, and most likely for dropping one of Marlo's.
- Ve nefesinizi tutun bayanlar baylar, tam 204 tane. - Gerçek, altın, korsan sikkesi.
- A real gold pirate coin.
Beş tane altılı.
Five sixes.
- Dokuz tane altılı.
- Nine sixes.
- Sence dokuz tane altılım yok mu?
- You don't think I could make nine sixes? - I don't.
Evet, çok güzel olacak. En azından altı tane günlük kıyafete ihtiyacımız olacak. Gece kıyafetlerini seçin.
And when madame, as she will be then, when madame is tired of all those kings and queens i will take her to a villa, whitewashed and secluded on the edge of the emerald mediterranean.
Biliyorsun ikimiz de erkeğiz. Yani, papyon taksa da, ya da muhtemelen 9 tane falan doktorası varsa da bunun altında, emimin ikimiz de aynıyızdır.
You know, we're both dudes even though he's got a bow tie and probably nine Ph. D's underneath, I'm sure we're the same.
Altı yıldır bir tane bile sigara içmedim, dostum.
I haven't had a smoke in 6 years, my friend.
Hala derimin altında bir tane boncuk var.
I still have the BB stuck underneath my skin.
Emri altında 100 tane var.
He had 25 on the way, and 100 at his operation.
tane 40
tanesi 2 pezo 17
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66
tanesi 2 pezo 17
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66