Baksana ona tradutor Inglês
542 parallel translation
- Baksana ona!
- Look at him!
- Maria'yı davet et, baksana ona.
- Invite Maria, look at her.
Williams ediyor, baksana ona.
Williams is, look at him.
- Baksana ona.
- Look at her.
Baksana ona.
Look at him.
Sam, baksana ona.
Sam, look at him.
Senin hevesin şehvetten önce köreldi, diye ; Oysa baksana ona, bugün besinin alıp yatışsa da, Yarın bileniyor yine ; yine erişiyor önceki gücüne.
Be it not said thy edge should blunter be than appetite... which but today by feeding is allayed... tomorrow sharpened in his former might.
Bir baksana ona!
Have a look at her!
Bir baksana ona.
Just take a look at him.
Baksana ona!
Look at him!
Baksana ona.
Just look at him.
- Baksana ona orda arkadaşlarıyla.
- Oh, look at him holding court.
Yani ona baksana.
I mean, look at her.
- Ayrıca şans da yardım etti. - Ona bir baksana.
Just by looking at him.
Ona bir baksana, Tony.
Look at her, Tony.
Ona aldığı elbiseye baksana.
Look the way he dresses her.
Baksana, Dede, ona da anlat, ha?
Say, Gramps, tell him, will ya?
Baksana onun üstündeki adam ona nasıl davranıyor.
Notice the very special treatment His Excellency's giving him.
Ona bir baksana.
Look at him.
Ona baksana.
Look at him.
Baksana, ona ne diyeceğim?
Say, what do I call her?
Ona baksana?
Would you look at her?
Oh, ona bir baksana.
Oh, just look at him.
- Baksana, ona anlat.
- I say... tell him.
- Ona baksana.
- Well, just look at him.
Ona minnet duymalısın. - Baksana hayatını bağışladı.
Hero Lung is so merciful, just do it
Ona bir baksana!
You've got to be watch him!
Baksana çapkın çocuk neden ona siktirip gitmesini söylemedin?
Tell me, lover-boy, why didn't you tell her to go fuck herself?
Ona baksana!
Look at him!
Ona bir baksana.
Look at her.
Beş saattir oradayım ve ona bakmamı söylerdi. "Baksana şuna dedim!"
"Would you look at this filth?" Now, I've already been in the room five hours. She wants me to look at it.
Ona ne yaptın öyle baksana!
Look what you have done!
Ona baksana.
She looks like a hooker. Look at her.
Ona baksana, Steve.
And head for Canada?
Ona baksana!
Look out!
- Ona baksana.
- Look at her.
Ona baksana.
Look at her.
Ona baksana. Hoşuna gitti.
He likes it.
- Ona baksana
- Look at him.
Bir daha saçlı bir çocuk size... "Baksana, şans için kafanı ovabilir miyim?" derse ona şöyle cevap verin.
So the next time a hairy child comes up and says, "Hey, let me rub your head for luck," you just tell that child,
Ona bir baksana!
Aah! Have a look at it!
Ona baksana, baştan çıkarıcı ve cazibeli.
And I look at her here, and I'd say she's seductive, and she's alluring.
Ona baksana.
- Look at him. - You should try it.
Eve siyah bir adam attı. Ona ne yaptıklarına baksana.
She brought that guy into the neighborhood, that black guy.
Ona bir baksana.
Well, just look at her.
Kramer, ona bir baksana.
Kramer, look at him.
Ona bir baksana.
Each to his own.
Ona bir baksana.
I mean, look at him.
Baksana bir ona.
Look at him.
- Aşkımı ona baksana.
- Honey, look at him.
Ona baksana.
Oh, just look at him.
onaylandı 118
onaylıyorum 26
ona aşığım 44
ona sor 138
onaylayın 22
ona göre 105
ona aşık mısın 59
ona güvenmiyorum 75
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
onaylıyorum 26
ona aşığım 44
ona sor 138
onaylayın 22
ona göre 105
ona aşık mısın 59
ona güvenmiyorum 75
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona iyi bak 123
ona bir baksana 17
ona da 19
ona benziyor 29
ona aşık oldum 18
ona dedim ki 73
ona söyle 131
ona de ki 62
ona baksana 29
ona sordun mu 17
ona bir baksana 17
ona da 19
ona benziyor 29
ona aşık oldum 18
ona dedim ki 73
ona söyle 131
ona de ki 62
ona baksana 29
ona sordun mu 17
ona dikkat edin 24
ona bakma 38
ona söylemedin mi 18
ona dokunma 127
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona bir bak 81
ona bir şey olmaz 33
ona söyleme 26
ona bak 134
ona bakma 38
ona söylemedin mi 18
ona dokunma 127
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona bir bak 81
ona bir şey olmaz 33
ona söyleme 26
ona bak 134