Ona de ki tradutor Inglês
964 parallel translation
Görürsen ona de ki, sadece iki tane kaldı.
Oh, and when you see her, tell her I only had two.
Ona de ki, yakında bizden ayrılabilirler... çok uzun bir yolculuğa çıkmak için.
Tell her they may soon be leaving us. Leaving us for a long, long journey.
Ona de ki : Mimi her şey yolunda diyor, ama seni görmesi gerekiyormuş.
Tell him Mimi says everything is all right, but that I've got to see him.
Pinkie, ona de ki...
And, Pinkie, tell her...
Ve Tarzan'ı gördüğünde, ona de ki...
And when you see Tarzan, tell him that...
Ona de ki...
Tell him from me...
Ona de ki, ah... Kulübe gitmek için, çıktığımı söyle.
Tell him, uh - Tell him I've just left for the club.
Ona de ki, kendisini bu akşam gösteriden sonra göremeye geleceğim.
Tell her I'll see her tonight after the show.
Ve ona de ki Tanrı yardımcısı olsun.
And will you say to her God bless you.
Ona de ki- -
Well, tell her... I'll tell her...
Ona de ki, manda yuva yapmış söğüt dalına.
Tell him to go take a flying leap at a rolling doughnut.
Ona de ki... Kibar bir şekilde ortaya serdiğin dezavantajlarıma rağmen... mahkeme istiyorum.
Tell him for me... that in spite of the disadvantages you've been kind enough to point out...
Ona de ki, balıkları zaten kokuyor.
Tell him his fish stink already.
Bu gece geri gelirse ona de ki, ben...
If he does come back tonight, tell him that I...
Patronunu gördüğün zaman ona de ki... beni rahatça bir başıma bırakabilir.
And when you see your boss... tell him from me he could leave well enough alone.
Pekâlâ arkadaş, şimdi git efendine ve ona de ki korkuları boş ve yersiz.
Go, fellow, go, return unto thy lord. Tell him his fears are shallow, without instance.
Ha tabbi, haklısın, aziz Catesby. Ona de ki, toplayabileceği en büyük kuvveti toplasın ve hiç vakit kaybetmeden Salisbury'ye gelsin.
True, good Catesby, bid him levy straight the greatest strength and power he can make... and meet me presently at Salisbury.
Ona de ki :
Tell her...
O halde geri dön ve ona de ki halâ bir şansımız olabilir.
Well then, go back and tell him that there's still a chance.
- O zaman ona de ki -
- Then tell him that- -
- Git ona de ki...
- Well, go back and say...
- Ona de ki... Gelsen iyi olur Danny. İşi Maxie'ye bırakmamak lazım.
Maxie's no guy to give the brush to.
Anahtarları unutmasaydım uğraşmayacaktık böyle. Anahtarları kapıcıya verip ona de ki,
It would be my fault if I didn't leave the keys with the doorman and he couldn't get in. say they'll steal something...
Masum gençliğimde düşünüp duruyordum ki, ben de bir zamanlar sizin gibi masumdum belki bir gün bana da çıkardı uygun bir eş adayı bilmem gerekirdi o zaman, nasıl davranacağımı ve eğer bir de zenginse ve bir de nazik biriyse ve eğer yakası kar gibi beyaz ise ve biliyorsa bir bayana nasıl davranacağını hayır demeliydim ona.
I once thought in my innocent youth And I once was as innocent as you Perhaps I too would have a suitor one day
Ona benimle kendi özgür iradenle geldiğini söyle ki buradan içi rahat ayrılsın ve benim de canımı sıkmaya başlamasın.
Tell him youre going with me of your own free will so that he can peacefully take his departure before I become too annoyed with him.
Tabiat bize böyle şakalar yapabiliyorsa neden biz de ona yapamayalım ki?
Say, there's been lots of people that's been pronounced dead that came alive again and lived for years.
Galiba siz de biliyorsunuz ki oğlumun ki kendisi çok genç ve toydur, ona... kızınıza aldandığını söyleyebilir miyim?
I suppose you already know that my son, who's very young and unsophisticated, has been, shall I say, taken in by her?
Ona dedim ki, " Hayatımın ışığı ben de bu dünyada sensiz yaşayamam.
I said to him, " Light of my life, nor can I live without you on this earth.
Tabii ki de birisi ona eşlik etmeliydi.
Of course, she had to had somebody to go with her.
Ona dedi ki insanların öylece durup seyirci kalmadıkları bir yerde ben de onlara karşı savaşacağım.
Tell him I'll be fighting as hard as he is... someplace where people don't just stand around and watch.
Ben de diyorum ki, şu andaki durumu için şok terapisi ona fazla geliyor.
And I tell you that shock therapy is too strong for him at present. Listen to me.
Araba hala ön tarafta bekliyor ve sürücü o kadar kibardı ki ben de ona eğer -
The cab is still waiting out in front... and the driver was so nice to me that I promised him, if
Hayatı için o da bizim kadar endişeli. İşi de bildiğine göre kumandayı niye ona vermeyelim ki?
The German is just as anxious to get to safety as we are, and if he's a trained skipper, why shouldn't he take charge?
Sonra düşündüm de eğer ona bir şey olursa ki olmayacağını biliyorum bir bebeğimiz olursa bu, Ted'den kalan yaşayan küçük bir parça olacak.
And then I guessed that if anything should happen to him, only I know nothing will, I'd have the baby, and that would be a little bit of Ted still living.
Ben bir çocukken durumumuz öyle kötüydü ki Noel'de herhangi bir şey alsak, benim için büyük sürpriz diye ona denirdi işte.
When I was a kid, we were so busted... that if we got anything at all for Christmas it was a big surprise.
Oldukça iyi durumda geldin,... demek ki sen de ona vurdun.
- Ernie somebody. You came back in pretty good shape. You must have hit him too.
De ki ona, kaç kat boya sürerse sürsün yüzüne sonunda olup olacağı bu.
Tell her, let her paint an inch thick, to this favour she must come.
Ben de ona dedim ki "Artık orada oturmuyor musun?"
So I said to him, "Don't you live there no more?"
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
And as for this silly old maid, it's as plain as the nose on your face she's in love with him and imagined heaven knows what about him!
Halk buna rağbet etmeyecek, ama asıl nokta şu ki babam yine de Harry Fabian'ın şerefli biri olduğuna inanacak ve ona dokunamayacağım.
The public simply won't buy it, but the point is... my father would still believe that Harry Fabian is an honorable man... and I can't touch him.
Ben de ona doğru koştum ve ben tam yanına gidip tek dirseğimin üzerine eğilmiştim ki beni kendine doğru çekti boşluğumdan istifade edip bana ateş etti.
And just as I got there and bent down, he sort of pushed himself up on one elbow and fired at me point-blank.
Sonra Gibby geldi ringe, bana sarılıp öptü beni ben de ona dedim ki, "Kendimi nasıl geberttiğimi gördün mü?"
And then after, when Gibby jumps in and grabs me and gives me a kiss I says to him, "You see me, how I flattened myself?"
Ona bir varis doğurursa bu yalnızca kızınıza değil, size de mutluluk getirecek. Ve tabii ki bana, manevi babasına.
If she produces an heir, it will bring happiness to all.
Ona küçük bir akşam yemeği partisi vereceğim, ve düşündüm ki siz de bana onun favori yemeğini söyleyebilirsiniz.
- Oh, yes. I'm giving a small dinner party for him, and I thought you might be able to tell me... what his favorite dish is.
Ben de ona dedim ki : " Bay Delassalle'i gördün mü?
So I asked him : " Did you see M. Delassalle?
Estelle ona öylesine tutulmuştu ki Bourbon Street'e gidip bir tane de kendine yaptırdı.
Estelle was so gone on him that she went down to Bourbon Street and had one put on her too.
Cole'u görünce ona de ki...
When you see Cole, tell him...
Çalışanlarından biri aniden rahatsızlanmış ve acilen birisine ihtiyaçları varmış ben de personel müdürüyle konuştum ve itiraf etmeliyim ki ona karşı çok açık sözlü değildim, yani...
The man they had was suddenly taken ill and they need someone at once... so I spoke with the personnel manager and... I must admit I wasn't quite frank with him. I mean...
Bir süre boyunca ona bakar ve kendi çocuklarından biri gibi yetiştirirler. Ta ki ergenlik yaşı gelip de...
For a while, they'll keep her and they'll raise her as one of their own until she's of an age to...
Pekala, ona teşekkür et ve de ki bu sevimli hediye için O'na daima borçlu olacağım.
Well, you thank him for me and tell him that I'll be forever indebted to him for his very lovely gift.
Neden şarkıcı bir kız, beş parasız bir çocukla çıksın ki hele de bu çocuk ona kötü davranıyorsa?
Why should a chorus girl go out with a penniless boy especially if he were being cruel to her?