Ben onu seviyorum tradutor Inglês
674 parallel translation
Bir zürafayı andırıyor ve ben onu seviyorum.
Looks like a giraffe and I love him.
Evet, evet... "Sandığınız gibi değil. Ben onu seviyorum. Her şeyimden vazgeçtim onun için."
Yes, yes... "It's not what you think, I love him, I sacrificed everything..."
Ben onu seviyorum : İki insan için önemli olan şey budur :
I love her, and that's all two people need.
Onu tanıyor olabilirsiniz ama ben onu seviyorum ve acı çektiğini görüyorum.
You may know him, but I love him, and I see his torment.
- Ben onu seviyorum.
- I love him.
Küçük Köpek benim kardeşim ve ben onu seviyorum.
Little Dog is my brother and I love him.
Sen bunu anlayamazsın ne de ona inanabilirsin, fakat ben onu seviyorum.
You may not be able to understand this, or to believe it, but I love her. Of course, of course.
Çünkü ben onu seviyorum, sense sevmiyorsun.
Because I love him, and you don't.
Ben onu seviyorum.
I am in love with her.
Sanırım ben onu seviyorum.
Stop, I love her.
Sağ olun Bay Sylvester ama Johnny koca adam ve ben onu seviyorum hem de çok.
Well, thank you, Mr Sylvester, but he's a big boy now, and I like him... very much.
Ben onu seviyorum.
I love her. I know.
Benim güzel karım ve ben onu seviyorum, ona âşığım.
My beautiful wife. And I do... I love Holly, I do.
Ben onu seviyorum.
I like her.
Ama ben onu seviyorum.
But I love her.
- Hayır, ama ben onu seviyorum.
- No. But I love him.
Ben de onu çok seviyorum.
And I'm crazy about him.
Ben de kabul ettim çünkü... Onu seviyorum.
I have accepted because I love him.
Çocuk olsun ya da olmasın, Kurt beni seviyor, ben de onu seviyorum.
Well, children or no children, Kurt loves me and I love him.
Peki ben sevmiyor muyum? Onu o kadar çok seviyorum ki seninle beraber olmasını istiyorum.
I love her so much I want her to be with you.
Hem unutma, onu ben de seviyorum.
And remember, I love her too.
Yani ben onu böyle seviyorum.
So... I Iike him this way.
Ben de onu seviyorum.
And I love her.
Ben de onu seviyorum ama hala inatçı, yaşlı bir keçi.
- Oh, I like him too, but he's still a stubborn, old goat.
Ben kanlı canlı bir erkek olarak seviyorum onu.
I love him as a man of flesh and blood.
Ben de onu seviyorum.
I love him.
Ben de aynı soruyu sordum. "Çünkü onu seviyorum" dedi.
The very question. "Why", says I. "Because I love him", says she.
Ben de Starrett'i seviyorum ama gerekirse onu vururum.
I like Starrett, too, but I'll kill him if I have to.
Beni sevdiğini söylediğinde, ben de onu seviyorum sandım ve de onu sevdiğimi, seni terkedeceğimi söyledim.
When she said she loved me, I thought I loved her too... so I told her I loved her and that I would leave you.
Ben onu olduğu gibi seviyorum. Değişmesini istemiyorum.
I like her the way she is, I don't want her changed.
Ben de onu seviyorum, ve sen de öyle yapacaksın!
I love her, and so will you!
Cecile de kibar. Ben de onu seviyorum ama ikisinin birlikte yapacakları birşey yok.
Cecile is nice and I like her, but they have nothing to do.
O beni seviyor, ben de onu seviyorum.
He / it loves me, I love him / it.
Masallardaki kayıp kuzu gibi, ben onu çok seviyorum.
Like the lost lamb in the parable, I love her all the more.
Evet ben onu çok ama çok seviyorum.
Of course. I mean I like her a lot.
Ben de onu seviyorum
And I love her so, ho, yeah
Ben de onu seviyorum
And I love her, oh, yeah
Ben de onu seviyorum
And I love her so, oh, yeah
- Şey, ben... onu seviyorum, bay Anderson.
- Well, I... I love her, Mr Anderson.
Ve ben de onu seviyorum.
And I love him.
Ben de onu seviyorum, Annie,... hatta senden daha çok.
So do I love him, Annie, even more than you.
- Ben de onu çok seviyorum.
I feel very drawn to her.
Ben de onu seviyorum.
I love him too.
" Ben onu bu kadar seviyorum.
''Out of all the ladies in the world.
Ben, çünkü onu seviyorum, o benim...
Me, because I love her, she's mine...
Ben... onu seviyorum.
I... love him.
Ben de onu seviyorum. Ama farklı bir biçimde tabii.
So do I, but not in the same way.
" Ben onu çok seviyorum.
" Oh, my, I love him so much.
Ben de onu seviyorum.
I'm in love with him too.
Onu ben de seviyorum.
I like him as well.
- Ama ben onu çok seviyorum.
- I like it very much.
ben onun 17
ben onu 25
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onu seviyorum 468
seviyorum 294
seviyorum seni 25
ben onu 25
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onu seviyorum 468
seviyorum 294
seviyorum seni 25
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
ben öyleyim 27
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
ben öyleyim 27
ben öderim 70
ben olsaydım 38