Ben öderim tradutor Inglês
819 parallel translation
Hayır, ben öderim. Herşeyi al!
Take everything!
- Maasinizi ben öderim.
- I'll take care of your salary.
- Hayır, ben öderim.
- No, I'm paying for these.
- Hayır, ben öderim.
- No, I'm gonna pay for this.
Meraklanma cimri şey, farkını ben öderim.
Don't worry, Petty Larceny, I'll make up the difference.
Ben öderim efendim.
I'll do it, sir.
Ben öderim.
I will pay.
- Hayır, ben öderim.
- That's mine.
Benim de biraz harçlığım var ben öderim ve onun bilmesi gerekmez.
I could pay for it and he needn't know anything about it.
Ben öderim.
I'll pay it.
Ücretini ben öderim.
I'll pay the fare. Taxi?
Öyleyse ben öderim.
Then I'll pay.
Bunu ben öderim.
I'll cover that.
- Onun yerine ben öderim.
- Then I'll pay for her
Herkesin parasını ben öderim.
Come on. I'll pay for everyone.
Eğer eğitimine devam edersen, depozitoyu ben öderim.
If you go on studying, I'll see to that deposit.
Ben öderim canım.
Buy myself, cookie.
Hayır, ben öderim hepsini.
No, I'll pay for them all.
O parayı elde edinceye kadar her şeyin parasını ben öderim.
I'm paying for everything until we get that money.
Bırak ben öderim.
- No, Dad, come on...
- Ben öderim.
- I got it.
- Ben öderim.
- I'll pay
- Bırak ben öderim.
- Watch out, new recruits.
- Mesele oysa ben öderim.
- If that's all, I'll pay.
Tamam endişelenme. Ben öderim.
- I'll take care of it.
Hesabı ben öderim.
I'll pay this man's bill
Yemek pişiririm tatlım, kirayı ben öderim
I'll do the cooking, honey I'll pay the rent
Kirayı ben öderim
I'll pay the rent
Ben öderim.
It's on me.
Telefon parasını ben öderim, merak etmeyin.
I'll make it collect, so don't worry about that.
Ben sonra öderim.
I'll pay later, then
Tamam, ben öderim parayı
All right, I'll pay the taxi.
- Ben Kline'a öderim.
I pay Klaen. He'll take care of you.
Ben kendi giderlerimi öderim, sen kendininkileri.
I pay my expenses, you pay yours.
Ben de mızrağımla öderim! Kan ve ateşle öderim!
Before I pay, I'll burn this house and them in it!
- Ben istediğin bedeli öderim Delilah! - Ben de.
I'll pay your price, Delilah.
Ben bir beyefendiyim ve parasını da öderim. Borcumuz ne kadar?
I am a gentleman, I'll pay for all, how much?
- Ben kendiminkini öderim.
- I'll pay for my drinks.
Ben paramı öderim.
I pay my way.
Ben paramı öderim.
I pay my own way.
Ben borcumu öderim, sen de sosyeteye girersin.
I pay my debt and you can advance in society.
Ben borcumu hep öderim diye size söylemiştim.
I told you I always manage to pay my debts.
- Ben kendi içkimi öderim.
- I'll buy my own drinks.
Ben öderim.
Take a taxi here.
Zenginim ben, cezası neyse öderim.
I'm rich. I'll pay the fines.
Ben özgürüm, kiminle istersem giderim! Birine borcum varsa öderim!
Understand that, you fat-head.
Dinle, sen araba alırsan, ben de otel parasını öderim.
Listen : If you buy the car... I'll pay for the Hotel de Paris.
Nomoto sana ne kadar ödüyor bilmiyorum ama ben iki katını öderim.
I don't know what Nomoto pays you, but I'll double it.
Ben bütün borçlarımı öderim, señor.
I pay all my debts, señor.
Ben de öderim.
I'll pay you.
Evet, ücreti ben öderim.
Yes, I'll accept the charges.
öderim 26
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öyleyim 27
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16
ben oraya gidiyorum 30
ben öyleyim 27
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16
ben oraya gidiyorum 30