Bir problem var tradutor Inglês
13,428 parallel translation
Bu yerin dekorasyonunda bir problem var.
This place got a serious decorating problem.
Reaktörde ufak bir problem var fakat bunu düzeltmek benim işim.
Minor problem on the reactor, but it's my job to fix it.
Büyük bir problem var gibi.
That seems like quite a problem.
- Bir problem mi var?
We got a problem here?
Bir sorunumuz var.
We had a problem.
Şimdi bir sorunun var David.
Now you have a problem, David.
- Bir sorun var efendim. - Nedir?
- There's the problem, sir.
Eteğinle ilgili bir sorunun var gibi.
You appear to have a problem with your skirt.
Bir sorunun var, o zaman sen bize gel.
You got a problem, then you come to us.
Sadece tek bir ufak sorun var.
There's just one little problem.
Bir sorunumuz var.
We've got a problem.
- Remy kapıda, bir sorun mu var?
- Remy's at the door, is there a problem?
- Bir problem mi var?
- Is there a problem?
Ah, önemli bir sorunumuz var sanırım.
Uh, I believe we may have a problem.
Bir sorunun var.
You got a problem.
Küçük bir sorunum var.
Yes, I have a little problem.
Ve bu, benimkiyle büyük bir sorunum var. Şimdi sahipsin.
And that's a huge problem that I'm having with the one that you have now.
Bir sorunumuz var.
We have a problem,
- Küçük bir problemimiz var...
- Slight problem is that...
Houston, bir sorunumuz var.
Houston, we've had a problem.
Onunla ilgili bir sorunun mu var?
Have you got a problem with it? Well, yeah.
- Biliyorum, bir sorun var onda.
I know, there's a problem with it.
Pas vermiyorsan sende bir sorun var demektir.
You got a fucking problem you ain't passing the ball.
Bebek odasında ufak bir sorun var.
Little problem in the nursery.
- Bir sorun mu var memur hanım?
Is there a problem, officer? Step out of the vehicle.
Bir sorun mu var?
Is there any problem ;
Bir sorunumuz var.
We have a problem.
Bir sorun mu var?
Is there a problem?
Benim bir problemim var.
I have a problem.
- Tony, bir sorunumuz var.
- Tony, we have a problem.
- Bir sorunun var.
- Um, we have a problem.
Eğer yarın tahsil edemezsem ciddi bir problemimiz var demektir.
If I ain't got that cash tomorrow... We're gonna have a serious problem here.
- Tek bir sorun var.
- There's only one problem.
Bruh, şu anda bir sorunumuz var.
Bruh, we got a problem right now.
Bir küçük sorunumuz var.
We've got one little problem.
Bir sorunumuz var.
There's a problem.
Yardım etmek isterdim ama küçük bir sorun var.
I'd love to help you but there's just one small problem.
- Bana göre, ikimizin arasında bir denge problemi var, Bay Grady.
- The way I see it, me and you have got a balance problem, Mr. Grady.
Bir sorunumuz var.
We got a problem.
Burada bir sorun mu var?
We got a problem here?
- Evet, Bu yüzden Kate'in güncellenmiş bir sorunu var.
- Yeah, so he's got a problem'cause Kate upgraded.
Üzgünüm, benimle bir sorunun mu var ya da...
I'm sorry, do you have a problem with me or...
Olumlu, ama yine de bir problemimiz var!
Affirmative yes, although we have a problem!
- Matt, bir sorunumuz var.
Matt, we have a problem here.
Memnun olurum, Bay Başkan, Ama yasal bir sorun var.
Well, I'd be happy to, Mr. President, but there's a jurisdictional problem.
Büyük bir sorunumuz var.
Look, we got a problem on nine.
Bir vakamız var, gerçek dünyada bir sorunumuz var.
We have a case, we have a real-life problem right now.
- Bir sorunun var.
- We got a problem.
Ne tür bir sorun var?
What kind of problem do we have?
- Evet, bir problem mi var?
- Is something wrong with that?
Efendim bir sorunumuz var.
Um, sir, we have a problem.
bir problem mi var 54
bir problemimiz var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
bir problemimiz var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23