Bir sorun çıktı tradutor Inglês
637 parallel translation
Otel havuzunda bir sorun çıktığı için geldim, eğlenmeye değil.
I'm here because there's a problem with the hotel swimming pool. I'm not here to play. Yes.
Plazada bir sorun çıktı.
There was commotion in the plaza.
- Bir sorun çıktı mı?
- Was there any trouble?
Efendi Mori'nin evine gittim ama bir sorun çıktı.
I went to Mr Mori's house, but there was trouble
Tay ile ilgili bir sorun çıktı da.
I had trouble with the colt.
Ufak bir sorun çıktı, ama siz geçebilirsiniz.
A little trouble up there, but you'll get through all right.
Kutu fabrikasında bir sorun çıktı da.
There was sort of a hassle down at the box factory.
Küçük bir sorun çıktı.
There was a small problem.
Meseleyi dayatmak istemiyorum ama bir sorun çıktı ve Columbus'a geri dönmek zorunda kalabilirim.
I dont want to force the issue... but somethings come up that may make it necessary for me go to back to Columbus.
Bir sorun çıktı, gelemedim.
Something came up.
Bir sorun çıktı.
There's been a mix-up.
- Çok büyük bir sorun çıktı.
- It's a big trouble.
Karısıyla Barney arasında bir sorun çıktığını... kendisinin de bara gidip Quill'i vurduğunu söyledi.
He said his wife had had some trouble with Barney Quill and that he'd gone to the tavern and shot Quill.
Verdiğiniz ifadeye göre Teğmen Manion, size Barney Quill'i... karısıyla arasında bir sorun çıktığını öğrenince vurduğunu söylemiş.
You testified that Lt. Manion told you that he shot Barney Quill after he had learned that his wife had had some trouble with Quill.
Miller'la aranızda bir sorun çıktı mı hiç?
Have you ever had any trouble with Miller?
Demeye çalıştığım bir sorun çıktı.
What I'm trying to tell you is that's been some trouble.
Bir sorun çıktı...
I got tied up...
Bayan, marki bir sorun çıktığını ve şehirde sıkışıp kaldığını söylemek için aradı.
Miss, the marquis called to say that something came up and he's stuck in town.
Bir sorun çıktı mı?
Was everything alright?
Bir sorun çıktı.
There's been a hitch.
Çoklu devrede bir sorun çıktı.
There has been a failure in the multivator circuit.
Size telefonda söylemeye çalıştığım şey, Ekselansları bir sorun çıktı.
As I told you over the phone, Your Highness, something has come up.
Dün gece için üzgünüm, Madam Goren, fakat bir sorun çıktı.
I'm sorry about last night, Madam Goren, but something came up.
Kızı bu gece buraya getirmeyi düşünmüştüm, ama beklenmedik bir sorun çıktı.
I intended to bring the girl here tonight, but I ran into some unexpected trouble.
Bir sorun çıktı.
Something has come up.
- Dükkanda bir sorun çıktı.
- I had a problem in the drugstore.
Aramanıza çok sevindim. Ben de size ulaşmaya çalışıyordum. Sanırım hatlarda ya da başka bir şey yüzünden, bilemiyorum, bir sorun çıktı.
I've been trying to ring you, but the wire's down or something.
Burada ufak bir sorun çıktı.
Folks, there's been a little trouble here.
Bir sorun çıktı.
There's been some trouble.
Küçük bir sorun çıktı.
A little problem came up.
Bir sorun çıktı ve kısa bir süre, eve görünmem gerekti.
A problem's come up, and I've got to put in a quick appearance at home.
Bir sorun çıktı.
We've got a problem.
Kocanızın uçuşunda bir sorun çıktı.
There's trouble on your husband's flight.
Sanırım orada bir sorun çıktı.
Seem to have ourselves a problem down here.
Tallapoosa'da arabayla ilgili bir sorun çıktı.
We had a little car trouble in Tallapoosa.
- Küçük bir sorun çıktı.
We had a little problem.
Dün gece barda ufak bir sorun çıktı ama büyütülecek bir şey yok.
There was a little trouble in the bar last night, but it was no big deal.
Küçük bir sorun çıktı.
Well, I ran into a little snag.
Bir sorun çıktı.
[man # 4] Something came up.
Derken bir süre sonra dışarı çıktı ve birine telefon etmek istediğini söyledi... Fakat ona : "Telefonum yok ki şayet almaya gücüm yetseydi bile... çözdüğünden fazla sorun getiriyor diye almazdım" dedim.
And after a while he comes out and says he wants to telephone somebody... but I said : "I wouldn't even have a phone if I could afford one... because it is more trouble than it's worth."
- Peter! - Planlarında bir sorun mu çıktı?
- Something gone wrong with your plans?
Tamamen unutmuşum, çok üzgünüm. Fakat bir sorun ortaya çıktı.
Not altogether. I'm sorry, but something has come up.
Bir sorun mu çıktı, efendim?
Has... has anything happened, sir?
Bir sorun mu çıktı?
Any complications?
"Bir sorun" tabiri, Çavuş Durgo'nun sorgulanması sırasında ortaya çıktı.
The statement "some trouble" came out during the examination of Sgt. Durgo.
Ama önemli bir sorun ortaya çıktı.
But a terrible thing has happened.
Bir sorun mu çıktı?
Overworked.
Kütüphanede bir sorun çıktığını söyledi. Biliyorum.
While I was away, Maki got the nod as head librarian.
Bir noktaya gelince, sorun çıktıkça içmeye başlarsın.
That must be Howard. [SPEAKING INDISTINCTLY] POTTER :
Bir sorun mu çıktı?
Any problems?
- Neden, bir sorun mu çıktı?
Why, was there a problem?
bir sorun mu var 1028
bir sorun yok 90
bir sorunumuz var 196
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
sorun çıktı mı 19
çıktı 108
çıktım 33
bir sorun yok 90
bir sorunumuz var 196
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
sorun çıktı mı 19
çıktı 108
çıktım 33
çıktın 19
çıktı mı 19
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
çıktı mı 19
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir saniye 1866
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir saniye 1866