English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Birkaç dakika daha

Birkaç dakika daha tradutor Inglês

546 parallel translation
J Bana birkaç dakika daha ver!
. Just spare me a few minutes! "
Bana kalırsa, birkaç dakika daha dinlenmek istiyor.
I... I think she ought to rest a few minutes.
Birkaç dakika daha gelmez umarım.
He'll be away for a few minutes, I hope.
- Birkaç dakika daha kalsın.
- Let her have a few minutes more.
Bayanlar ve baylar... birkaç dakika daha hoşgörünüze sığınıyoruz.
Ladies and gentlemen... we beg your indulgence for a few more minutes.
Eğer mahsuru yoksa birkaç dakika daha takılacağım.
If you don't mind, I guess I'll stick around a minute or two.
Lütfen birkaç dakika daha bekleyin.
Please, just give me a second.
Sadece birkaç dakika daha kaldı.
Only a few more minutes.
Lütfen, ona birkaç dakika daha verin.
Oh, please, give him a few moments longer.
Birkaç dakika daha buradayım.
I'll be up here for a few minutes.
Birkaç dakika daha inemiyoruz.
We can't land for a few minutes.
Hatta, sadece birkaç dakika daha kalabilirim.
In fact, I can stay only a few more minutes.
Birkaç dakika daha geç gelsek zaten kendin anlardın.
If we'd come a few minutes later, you'd have found out for yourself.
- Adamlara birkaç dakika daha verin. - Emredersiniz.
- Give the men a few minutes more.
- Lütfen, sadece birkaç dakika daha.
- Please, just a few more minutes.
Birkaç dakika daha beklemeliyiz, birkaç saniye- -
We must wait a few minutes, a few seconds- -
Hayatımı yoluna koymam için birkaç dakika daha beklersin herhalde!
Surely you can give me a few more minutes to put my life in order.
Evet, birkaç dakika daha sevgilim.
- Yes, just a few more minutes, my love.
Cesur ol benim güzel sevgilim, sadece birkaç dakika daha!
- Be brave, my sweet, just a few more minutes. - Right.
Bekle, birkaç dakika daha kal.
Wait, there's still a few minutes left.
Birkaç dakika daha bekleyeceğim, eğer dönmezse peşinden gideriz.
We'll give her a couple of minutes more and then if she's not back, we'll have to go and look for her.
Biz düşündük ki, ben ve oğlun, birkaç dakika daha seninle birlikte olabilseydik.
We thought, your son and I, that if we came to you we would have those few minutes more.
Bu Tilki'yi birkaç dakika daha hayatta tuttu, öyle değil mi, Tilki?
Kept old Foxy here alive a couple minutes more, didn't it, Foxy?
Ama birkaç dakika daha sürer.
But it'll be a few more minutes.
- Ben birkaç dakika daha kalabilirim.
- I can spare a few minutes.
Birkaç dakika daha.
A few more minutes.
Peki, Abe, birkaç dakika daha, ve yakana bir savaş yıldızı daha takabilirsin.
Well, Abe, a few minutes more and you can pin another battle star to your tunic.
Kabul etmeden önce birkaç dakika daha şikayet et.
Complain for a few more minutes, dear, before you agree.
Duraklama sadece program bu hafta birkaç dakika daha kısa diyecektim.
Only I'm afraid the show is a couple of minutes short This week.
- Birkaç dakika daha bekleyemez miyiz?
- Let's go. - Can't we wait a few minutes longer?
Sayın Yargıç, güzel kadınlara işkence etmeye bayılırsınız, bilirim ama birkaç dakika daha beklemenizi rica etmeliyim.
So, your honor, I know you adore torturing pretty women .. but I need to ask you to wait a few more minutes.
Birkaç dakika daha kalmak istiyorum.
I want to stay with you a few more minutes.
Birkaç dakika daha buradayız.
We'll only be here for a few minutes.
Bu beyler de birkaç dakika daha bekleselerdi. - Gidelim.
These gents should've waited 3 minutes.
Düzgün bir yemek... yiyebilmemiz için birkaç dakika daha açık... kalamayacağınızı mı söylüyorsunuz?
Are you telling me that you can't stay open a few minutes longer so that we can eat properly?
Sadece birkaç dakika daha lazım.
I just need a few more minutes.
Daha birkaç dakika önce birisiyle konuşuyordum... ve o, duygusal sahnelere hiç yeteneğim olduğunu düşünmüyor.
Only a few minutes ago I was talking to someone... who didn't think I had the emotional gift at all.
Birkaç dakika önce onu arayan bir iki adam daha geldi.
Down the street. There was a couple of other men here a few minutes ago looking for her.
Parti daha birkaç dakika önce bitti.
The party just broke up a few minutes ago.
Oh, Will.. Daha birkaç dakika önce evlendik.
We were married just a few minutes ago.
Sahip olduğum onca dosttan sonra... sen, daha birkaç dakika önce tanıştığım sen... yanımdaki tek kişisin.
After all the friends I've had... you, that I've known a few minutes - you're the only one.
Onu daha birkaç dakika önce dışarı çıkardın.
You let him out just a minute ago.
Birkaç dakika sonra daha iyi olurum.
I'll feel better in a few minutes.
Birkaç ay, birkaç saat... birkaç dakika... birkaç saniye daha... hâlâ şüphe içindesin sanki... ayrılmak için ondan... kendinden... gölgesisin sanki onun.
A few months, a few hours... a few minutes... a few seconds more... as if you still had doubts... about separating from him... from yourself... as if you were his shadow.
Değersiz, acınası... bir yaşamın var ama hayatta kalma içgüdün de var. Birkaç dakika sonra, hayatının kayıp gittiğini, artık varlığının sadece dakikalarla ölçülebileceğini hissettiğinde kimin daha güçlü olduğunu göreceğiz, Bay Woodsworth.
You've got a worthless, miserable little life, but you've got an instinct for survival, and in a few minutes, when you feel life slipping away, when you feel your survival is just a question of minutes,
Sen daha birkaç dakika önce geldin.
You've only been here a few minutes.
Uğruna ailesini parçalayacağı adam dalgalara gömüleli daha birkaç dakika oldu.
Only few moments after the man for whom she was willing to betray the family, disappeared in the waves!
Daha sadece birkaç dakika içinde şafak olacaktır.
It will be dawn in just a few more minutes.
- Birkaç dakika daha.
- I'm coming.
Daha birkaç dakika önce...
- Hi, Virginia.
Beş dakika daha ver, birkaç numaramız daha var. Seninle Old Miss'te buluşuruz.
Give me five minutes, we'll put some moves on that mother.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]