English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Daha da iyisi

Daha da iyisi tradutor Inglês

740 parallel translation
Harika bir fikir. Daha da iyisi!
It's safe as a church, big as a cathedral.
Daha da iyisi!
Much better than that!
- Aynen öyle. Hatta daha da iyisi, evde boş boş oturarak vakit geçirmemelisin.
Even better, you shouldn't spend too much time just sitting at home.
Daha da iyisi, gidip bulun onu.
Better yet, go and find him.
Daha da iyisi.
Something much better.
Hayır, daha da iyisi.'21.'
No, better than that. 21.
- Hayır, daha da iyisi.
- No, better than that.
Daha da iyisi.
Even better.
Ama seninki daha da iyisi... düşlerin oldu. Düşlerin ne faydası var?
Didn't you have a good dream?
Daha da iyisi.
Better than that.
Daha da iyisi.
As good as.
Daha da iyisi, kimsenin tanımadığı bir ekip.
Better yet, a crew that nobody knows.
Daha da iyisi evlat.
I'm right here in the lobby.
Daha da iyisi, güvenliğe ihtiyacım var.
I want my music performed now, when I say, as I say.
Şüphelerimizi ve çelişkilerimizi... Daha da iyisi, adaletimizin bitmek bilmeyen anılarını?
Our doubts and our conflicts... or better, an everlasting memory of our justice?
Daha da iyisi, Jackson, gidip Bayan O'Reilly'i arabayla getir.
I'll do better. Jackson, a carriage and escort of cavalry for Mrs. O'Reilly..
yada, daha da iyisi, milenyumlar.
Or, even better, millenniums.
Daha da iyisi, senin sonuna kadar gitmeni isterim.
Better yet, I would like you to get to the bottom of it.
Tamamı normal insanlar oldu... ve daha da iyisi, bir zamanlar ne menem serseriler olduklarının farkına vardılar.
They became normal people, and very good in fact, considering what kind of bums they were.
Uçağa atla ve evine git, daha da iyisi Amerikan Büyükelçiliğine git.
Get on a plane and go home. Better still, go to the American Embassy.
- Ama daha da iyisi var.
- But that's not the best part. - What's the best part?
Daha da iyisi, yardımsever bir eylem.
Better, a charitable act.
Daha da iyisi Perşembe günü birlikte bir şey içelim.
In fact, even better, why don't we have a drink on Thursday?
Hatta daha da iyisi, anneme sorun.
Better yet, ask my mother.
- Daha da iyisi.
- Better yet.
Daha da iyisi, kendinize anlatın.
Better than that, use them on yourself.
Bundan daha iyisi altıda viski olurdu.
Even more gorgeous will be the whiskey at 6 : 00.
İyi bir şeyler ortaya çıkarana kadar her gün yaptıklarının ne kadar kötü olduğundan bahsedeceğim ve iyi bir şeyler çıktığında da daha iyisi olsun diye berbat diyeceğim.
I'm going to tell you every day how bad your stuff is until you get something good... and if it's good, I'm going to tell you it's rotten till you get something better.
İyisi mi git bir tane daha iç Prudence, sonra da...
Suppose you go and have another, Prudence, and then...
Ya da daha iyisi kızları tek başına gönderin.
Or, better still, send the girls by themselves.
- Daha da iyisi.
- Better than that.
Olur da alarmı kapatmazlarsa ; nasıl çalıştığını bir kez daha anlat en iyisi.
Just so that I don't set it off, you'd better explain how it work.
Gözün dışarıları da olursa "Joe'yi idare eder, ta ki daha iyisi çıkana kadar" diyorsan tatlım başka kapıya.
So if that little eye is gonna roam... If what you think is, "Joe's all right until something better comes along" honey, you'd better take another streetcar.
Sana da bu kadar yakışırsa, daha iyisi olamaz.
If it looks as well on you, it will do admirably.
Ya da daha iyisi neden kendin getirmiyorsun?
Or better yet, why don't you bring it up?
- Ya da daha iyisi beni bunun için de yargılasınlar.
- Or better yet... let them try me for...!
Çay, kahve ya da daha iyisi şarap.
Tea, coffee, or better still, wine.
Ya da daha iyisi, bir birimizi tebrik edelim.
Or better still, let us congratulate each other.
Burada, Southside'da mükemmel bir yer buldum. Yani... Yani bizim için daha iyisi olamazdı.
I found the perfect location, right here on the Southside. I mean... I mean, we couldn't build us a better situation than this.
Bir bardak viski daha. Sen en iyisi şişeyi getir ya da.
One more cup, bring the whole bottle.
Sana hoşça kal demeliydim ya da daha iyisi, görüşmek üzere.
I had to say goodbye to you..... or rather, au revoir.
Ya da, Daha iyisi, kişiliğine.
Or, rather, to her individuality.
Ya da daha iyisi kendim alabilirim.
Or better yet I could get it for myself.
Ya da daha iyisi sorunu sana nasıl göründüğünü.
Or rather on what the problem seems to you to be.
Daha da iyisi.
Better than Julius Caesar.
Ben olsam, Kent Sarayı ya da daha iyisi, Oxy Kulesi'ne yerleşirdim... Yani o zindanda oturmak yerine...
I'd be living on top of City Hall, or better, the Oxy Tower... instead of that pillbox you're in.
Bu durumda... dost dosta... ya da daha iyisi, erkek erkeğe...
In that case... from friend to friend... or better yet, from man to man...
ya da daha iyisi, asırlar.
Or better, centuries.
Birkaç piyano ya da daha iyisi birkaç keman hayal et.
Imagine some pianos or, better still, some violins.
19 00 : 38 : 01 : 11 Bugünlerde, acıyı 19 00 : 38 : 09 : 03 En iyisi, daha da
it's pretty well under control. The best would be to go to a hospital when you don't feel well.
Ya da daha iyisi emniyetten atmak.
Or better, kick it off the force.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]