Doğrusunu istersen tradutor Inglês
440 parallel translation
- Doğrusunu istersen, hayır.
- Frankly, I don't.
Doğrusunu istersen canım, umurumda değil.
Frankly, my dear, I don't give a damn.
- Doğrusunu istersen bu yatağın senden önceki sahibi bir demirciydi.
No no, I'll tell you what. The last guy that had that bunk was a blacksmith
Doğrusunu istersen, ben de senin gibi zor durumdayım.
Tell you the truth, I'm in pretty much the same fix you are.
Doğrusunu istersen, evet.
Yes. I want to be honest.
Doğrusunu istersen evet.
Frankly yes.
Doğrusunu istersen, paran olsaydı yakında kariyerine başlayabilirdi.
As a matter of fact, if you had the money, she might be launched on a career very soon.
Gus, memnuniyetle yapardım ama doğrusunu istersen buna hakkımız yok.
I don't say it wouldn't be a pleasure, mind you, but — we haven't got the right!
İşin doğrusunu istersen seninle bu yüzden evlendim zaten.
As a matter of fact that's why I married you.
Doğrusunu istersen aldım. İşte burada.
However, I did bring her a present, and here it is.
Doğrusunu istersen giderek artıyor.
As a matter of fact, I believe it's increasing.
Doğrusunu istersen, seni dövmek benim için büyük bir keyif.
When it comes to that, it's been a pleasure beating'you.
Doğrusunu istersen var.
I think maybe I can.
Doğrusunu istersen senden hoşlanmaya bile başladım.
As a matter of fact, I'm growing real fond of you.
Doğrusunu istersen, tek isteğim biraz huzur ve sessizlik.
All I really want is a little peace and quiet.
Hayır. Doğrusunu istersen hiç bu şekilde düşünmedim.
No, I don't think so.
Doğrusunu istersen, bu adamlardan bazıları transfer edilmekten memnun olacaktır.
Frankly, with some of these men, I think they might welcome the transfer.
Doğrusunu istersen, işi karıştıran biraz da benim.
Matter of fact, I think I even messed it up a little.
Doğrusunu istersen, yılanlar için olağandışı bir şey değil.
As a matter of fact, that's not a surprising thing for a krait to do.
Doğrusunu istersen... bunu kimseye söylememiştim ama tıpkı dediğin gibi oldu.
Well, to tell you the truth, I never mentioned this before, but that's exactly what I did.
Aslında tam olarak bilemiyorum doğrusunu istersen 4 kişiydiler.
If I was to guess, it'd be anywhere... To tell the truth, they were four, but they were taking the time of day, brazen as can be.
Doğrusunu istersen sütunların ötesinde korkunç tehlikeler olabilir.
And also cautious. There many dangers beyond the pillars.
Doğrusunu istersen... seninki gibi güzel bir tekneyi tercih ederim.
I honestly say : I prefer to have a beautiful boat like yours!
Doğrusunu istersen, Jerry o mide kanamasından beri tek bir rahat nefes almadım.
To tell you the God's honest truth, Jerry, I didn't take one free breath since that haemorrhage.
Doğrusunu istersen şimdi beraber ortak iş yapıyoruz.
We're in business together.
Doğrusunu istersen, bu yaptığın en büyük hataydı hayatım.
You want the truth, honey, that's the worst mistake you ever made.
Doğrusunu istersen, onu öldürdü.
Killed him, as a matter of fact.
Doğrusunu istersen bende karışmayı düşünmüyorum.
And I haven't got enough long boot to step out of it.
Doğrusunu istersen, bilmiyorum.
I'll tell you the truth... I don't know.
Doğrusunu istersen bu benim işime geliyor.
To tell you the truth it suits me fine
Doğrusunu istersen çok sıkıcı.
Bored stiff, to be quite honest.
Doğrusunu istersen öyle sıradandı ki Bob Lewis'le otomatik pilota uçağı kullanma izni verdim. Arkaya geçip, 30 saatten sonra ilk defa olarak, uyudum.
By the way, it was in such a way a routine that I left the Bob Lewis to lead with the automatic pilot, e I was to sleep for first time in 30 hours.
- Doğrusunu istersen...
- To tell the truth...
Doğrusunu istersen...
To tell you the truth...
Doğrusunu istersen aklımdan geçen, Livia'nın bu işte bir parmağı olduğu.
To tell you the truth, it's crossed my mind that Livia might have had a hand in that.
Doğrusunu istersen, ona şefkat göstermekte çok zorlanıyorum.
To tell you the truth, I find it very hard to be affectionate to him.
- Doğrusunu istersen benim iştahım yok.
- To be perfectly frank, I... I do not have an appetite.
Doğrusunu istersen, birkaç fikrim var.
As a matter of fact, I got a few ideas.
Kendimi iyi hissetmiyorum, doğrusunu istersen.
I'm not feeling well, to tell you the truth.
Doğrusunu istersen sessizliğin beni hayal kırıklığına uğrattı.
Frankly, I am disappointed in your silence.
Doğrusunu istersen benim gibi, Kuzeyli hijyeni için fazlaca müstehcen biriysen... diş doktoru bir Iskoçyalı bayandan daha saygın birini bulman zor.
Mind you, if you're kinky for northern hygiene which I am... you can hardly find anything more compelling than a Scottish lady dentist.
Doğrusunu istersen..... ben Frederick'i Mike'a tercih ederdim.
But, in all candor, I much prefer Frederick to Mike.
Doğrusunu istersen sen beynine biraz fazla güveniyorsun.
Well, you are, you know, kind of on the brainy side.
Doğrusunu istersen başka birini seviyorum.
The truth is that I love somebody else.
- Doğrusunu istersen, esrar içiyorum.
- As a matter of fact, I smoke pot.
Ben doğrusunu istersen Grace için orada kalıyorum.
To tell you the truth, I stay there for Grace.
Doğrusunu istersen, daha sen dünyaya bile gelmemişken hemen her gün kendimi öldürmeye kalkışmıştım ama bak, taş gibiyim!
I have, in fact, conscientiously, day in and day out for more years than you've been in this best of all possible worlds tried to kill myself, and I've never felt better in my life.
Doğrusunu istersen ben artık bir şey anlayamıyorum.
To be honest with you, I'm having trouble relating to anything.
Açıkçası, o sana göre bir arkadaş değil. Doğrusunu istersen.
Honestly, he's not a friend for you, if you want the truth.
- Doğrusunu istersen, ta Jersey'den buraya kadar... Heather Does Hollywood'un çekimlerini görmeye gelmedik.
Well, I think we didn't come all the way from Jersey... just to watch the making of Heather Does Hollywood.
Doğrusunu istersen gündüz vakti, yalnızken seninle görüşmekten hoşlanıyorum...
To tell you the truth,
doğrusunu isterseniz 22
istersen 241
isterseniz 150
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
istersen 241
isterseniz 150
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116