Eğer ölürsem tradutor Inglês
502 parallel translation
" Eğer ölürsem, Edith'e ve çocuğa göz kulak ol.
If I'm killed, look after the child and Edith.
Bak Edith, eğer ölürsem...
Listen, Edith, if I'm killed- -
- Eğer ölürsem dedim ve sen yaşarsan, Jack Laverie'yi ara.
- l said, if I'm killed... ... and you're not, get in touch with Jack Laverie.
Eğer ölürsem Ellen bu ameliyat hakkında hiçbir şey bilmesin.
If anything happens, don't let Ellen know anything about the operation.
Eğer ölürsem...
And if I do end up on a slab...
Eğer ölürsem...
If I die...
Eğer ölürsem, üzülmeyecek bile.
If I died, he wouldn't be upset.
"Eğer ölürsem, pencereleri açık bırakın."
He said : "If I die, leave the window open."
Eğer ölürsem, tanrılar benimle birlikte değildi demektir.
And if I die, then the gods were not with me.
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
I'm an old man and if I'm to die, - I will die here.
Eğer ölürsem ve bir oğlum olursa, onu burada, yanında tutabilir misin?
If I am killed and if I have a son, would you keep him here with you?
Eğer ölürsem Katsuura'daki çocuğuma ne olacak?
If I'm killed, what will happen to my kid in Katsuura?
Eğer ölürsem çocuğuma ne olacak?
If I die, what will happen to my child?
Eğer ölürsem askerlerim zorunluluklarını nasıl yerine getireceklerini biliyorlar. "
And if I die, my officers will know their duty ".
Eğer ölürsem, mezarımda
If I'm to die, then on my grave-site
Eğer ölürsem etrafımda olursun umarım.
I hope you're around if I die.
Eğer ölürsem sen ne yapacaksın?
What'll you do... if I die?
Eğer ölürsem, vicdanın sızlar
If I die it'll be on your conscience
Eğer ölürsem okula polis gelir, rezil olursunuz.
" If i die, police will come, school will be disgraced.
Eğer ölürsem intikamımı almak senin görevin olacak.
If I die, it will fall upon you to avenge me.
Eğer ölürsem bu hikâyeyi anlatmayı bırakır mısın?
She - If I died, would you stop telling this story?
Gen, eğer ölürsem bir buğday kadar güçlü ol.
Gen, if I die, live as strong as wheat,
Bilmelisin ki eğer ölürsem...
You should know if I'm going to die.
" Eğer ölürsem cephede
" If I die in the combat zone
Eğer ölürsem, onu benim için öldür!
If I die, kill him for me!
Eğer ölürsem söylemek isterim ki : Emniyet kemerleri hayat kurtarır, öyleyse takın!
On the chance I don't live, let me say seat belts save lives, so buckle up!
Eğer bu ameliyat başarılı olmazsa, eğer ölürsem lütfen, lütfen lütfen lütfen üzülme.
I should die... please, please... please, don't be sad.
" Eğer savaşta ölürsem, bu mektupları sırayla her ay yolla.
If I fall in battle, send one letter per month, in order.
Eğer ben ölürsem ve o...
- If I were killed...
Eğer ilk ben ölürsem?
If I were to die first?
Eğer ben ölürsem para, şirketim tarafından ödenecek.
If I should die... You will be paid by my estate.
Eğer uyanmadan önce ölürsem, yüce tanrım ruhumu alsın. Amen.
If I should die before I wake, I pray the Lord my soul to take.
Eğer 1 Mayısta ölürsem ve cennet varsa ben kesinlikle oraya gidiyorum ".
"If I die on the 1st of May and if there's paradise, I'm sure I'm going to it".
Eğer hapiste ölürsem, kutsanmış toprağa gömülmeyi talep ediyorum.
If I die in prison, I demand to be buried in consecrated ground.
Eğer ben de ölürsem?
And if I die, too?
Eğer ben ölürsem, bu savaşı devam ettireceğine yemin et.
- Swear to me you'll go on fighting. - Fighting, me?
Eğer uykumda ölürsem.. eğer uykumda ölürsem.. uyanmadan..
If I die before I wake... if I die before I... wake...
Eğer hasta olur ya da ölürsem ailem benim yerime çalışmak zorundadır.
If I get sick or die, my family have to work instead of me.
Vasiyetime, eğer yolda ölürsem, Cahil, Mukhi'nindir yazdırmıştım.
Because I dictated a paper that willed Jahil to him if I died on the road.
Eğer ben de bu savaşta ölürsem... bir taşla iki kuş vurmuş olacaksın.
And if I happen to die in that battle... it'll be "killing two birds with one stone"
Eğer ben ölürsem, kızım ne olacak? Kızım Kobue ne olacak?
If I die... what happens to my daughter what about my daughter Kobue?
Eğer burada ölürsem, hem siz hem de diğerleri için çok daha can sıkıcı olur.
If I die here, there'll be even greater trouble for you and everyone.
Jiang Mingkun, eğer burda ölürsem....
Jiang Mingkun, if I die in battle,
Eğer yaşarsam daha iyisini yapacağım. Ama ölürsem, huzurlu öleceğim.
If I could live, all the better but if I die, I die in peace
Hep eğer kötü biryerde ölürsem, ruhumun ordan kurtulamayacağını düşünürdüm.
I used to think if I died in an evil place, then my soul wouldn't be able to make it to heaven.
eğer iş sırasında ölürsem bana iyi bir cenaze töreni yaparsınız ve defnedilirken temiz kıyafetlerim olsun!
If I get killed, please pick a good coffin, and a set of nice clothes for my burial.
Eğer uyanmadan ölürsem...
If I should die before I wake...
Tanrı'dan ; eğer ki uyanamadan ölürsem... ruhumu koruması için yalvarıyorum... Tanrı'dan ruhumu yanına alması için yalvarıyorum...
I pray the Lord my soul to keep and if I die before I wake, I pray the Lord my soul to take.
Bütün hayatımın bir anda gözlerimin önünden geçtiğini gördüm ve " Eğer şimdi ölürsem ne büyük utanç olur.
I saw my entire life flash before my eyes, and I thought, " What a shame if I die now.
Eğer bitirmeden ölürsem sonunu bileyim diye.
That way, if I die before I finish I know how it ends.
Eğer bir gün ölürsem ne yaparsınız?
What would you do if I went off the air?
ölürsem 25
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22