Güzel bir soru tradutor Inglês
712 parallel translation
Güzel bir soru.
Good question.
Güzel bir soru sordunuz.
I'm glad you asked.
Ben sana son derece güzel bir soru soruyorum ve senin tek söylediğin "Watson, şapkanı ve ceketini al."
I ask you a perfectly fine question and all you say is "Watson, get your hat and coat."
Bu güzel bir soru.
That's a good question.
- Amma da güzel bir soru bu!
- That's some fine question, I must say!
- Güzel bir soru.
- That's a good question.
Güzel bir soru. Daha değil.
That's a very good question.
- İşte güzel bir soru.
There's a question there.
- Çok güzel bir soru Matt.
That's a very good question, Matt.
Güzel bir soru.
That's a good question.
- Bu güzel bir soru.
- That's a good question.
Çok güzel bir soru.
That's a Very good question.
Güzel bir soru Bay Gallagher.
That's a very good question, Mr. Gallagher.
Delikanlı gitti,... Hans da İngilizce anlamadığına göre,... size güzel bir soru sorabilirim.
Now that the boy has gone and Hans doesn't understand English, I must ask a delicate question.
Güzel bir soru.
A fair question.
Bu güzel bir soru.
That's a fair question.
- Çok güzel bir soru bu evladım.
- That's a very good question.
Bu güzel bir soru.
Well, that's a fair question.
Güzel bir soru.
A question of taste.
İşte güzel bir soru binbaşı.
Now, that's a very good question, major.
- Çok güzel bir soru.
- That's a very good question.
Güzel bir soru.
- That's a good question I really don't know
Çok güzel bir soru.
A very good question.
Çok güzel bir soru.
An excellent question.
Güzel bir soru.
That's an interesting question.
Bu çok güzel bir soru, ama anlatması biraz zor.
That's a very good question, but it's rather difficult to explain.
Çok güzel bir soru.
That's a good question.
Bu çok güzel bir soru.
That's a very good question.
Bu güzel bir soru.
Oh, that is a good question...
- Güzel bir soru.
- Good question.
Bu çok güzel bir soru.
That's a good question.
- Bak, bu güzel bir soru.
- See, that's a good question.
Çok güzel bir soru.
Well, that's a very good question.
Bu gerçekten güzel bir soru.
That's a real good question.
Evet, bu güzel bir soru. "Harry Grey kim?"
Yes, that's a good question : Who is Harry Grey?
- Veya? - Güzel bir soru olabilirdi.
- That would have been a good question.
Bu güzel bir soru, Charlie. Ülkenin 3 km kuzeyinde bir yerli kasabası var.
There's an Indian village about three kilometers up country.
- Güzel bir soru.
That's a good question.
Bu güzel bir soru.
Good question.
- Evet, bak bu güzel bir soru.
That's it, that's a good question.
Güzel bir soru.
It's a good question.
Bu güzel bir soru.
That's a nice question.
Bu güzel bir soru.
A good question.
Güzel bir soru.
Now there's a question.
Güzel bir soru!
Good question!
Son bir soru Karl güzel salon takımı senin olacak.
One final question, karl And the beautiful lounge suite will be yours.
- Çok güzel bir soru.
- How have I tied you up?
Güzel önce ben müsaadenizle çocuklara bir iki soru sorayım.
Good, with your permission I'll ask the students a few questions.
Tebrik ederim çok güzel bir soru sordunuz. - Söylesene lan bir şeyler! - Bilmiyorum.
- It's very bitter!
Bu güzel bir soru, demek.
"That's a good question"...
Son bir soru ve bu güzel, materyalist olmayan salon takımı senin olacak.
One final question, and that beautiful non-materialistic lounge suite will be yours!
güzel bir gün 178
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir yer 66
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir yer 66