Küçük bir çocukken tradutor Inglês
662 parallel translation
Küçük bir çocukken sirkle birlikte kaçtığımda yaptığım gösteriyi yapacağım.
I'll do an act that I used to do when I was a little kid and ran away with the circus.
Küçük bir çocukken onu mısır püskülü içerken yakalamıştım.
I caught him once smoking corn silk when he was a little boy.
Küçük bir çocukken bana ata binmeyi ve beyefendi olmayı öğrettiler.
You know, when I was a little boy I was taught to ride and be a gentleman.
Küçük bir çocukken kedimi kurtarmıştım.
I pulled a cat out of a well once when I was a boy.
Ben küçük bir çocukken, küçük kızları öperdim.
When I was a little boy, I used to kiss little girls.
Belki küçük bir çocukken arkadaşlarından bir iyi bıçak atardı.
Perhaps, as a little child, some playmate threw a knife cleverly.
Küçük bir çocukken düdük çalmaya bayılırdım düdükler de unutmuyor işte.
Oh, yes, when I was a little boy, I used to love to whistle and a whistle never forgets.
Evet, küçük bir çocukken meşhur John Cabal'i kendi gözlerimle görmüştüm.
Yes. I saw the great John Cabal with my own eyes when I was a little boy.
Küçük bir çocukken korkunç bir hikaye anlatmışlardı, anlatılırken siz de oradaydınız.
I was told a ghastly story when I was a boy, and you were there when it was told.
Juan küçük bir çocukken beni dinlemezdin.
Juan, when you were little, you wouldn't listen to me.
Küçük bir çocukken öğrendiğim her şeyi bana babam öğretti. Onun öğrettiği hiçbir şey sonradan yanlış ya da yararsız gelmedi.
Everything I ever learnt as a small boy came from my father... and I never found anything he ever told me to be wrong or worthless.
O lambayı küçük bir çocukken kaybettin.
You lost that when you were a little boy.
Küçük bir çocukken acayip bir rüya görürdüm.
When I was a boy I dreamed a dream.
Küçük bir çocukken, benim masallara inanmamı isterdin ve şimdi bir tanesi gerçekten oldu -
When I was a little boy, you wanted me to believe in fairy tales... and now that one has really happened
Her zaman romantikti, küçük bir çocukken bile.
She's always been a romantic, ever since she was a child.
Küçük bir çocukken benim de buna benzer bir şapkam vardı.
When I was little, I had a hat just like this one.
Ben küçük bir çocukken...
You know, when I was a young kid this high...
Bir keresinde küçük bir çocukken...
One time when I was a boy...
Sen küçük bir çocukken onun ölümünden sonra bu evin kötü güçleri seni ele geçirmeye çalıştı.
When you were a little child... after her death... the evils of this house reached out for you.
Küçük bir çocukken sokaklarla nehir arasında seçim yapması gerekmiş.
When she was a child... she had to choose between the streets and the river.
Küçük bir çocukken, sendelediğimde annem beni uyarırdı.
When I was a child, my mother used to tell me it was a teeter-totter.
Küçük bir çocukken bile her zaman onun tarafındaydı.
He was always partial to it when he was a little feller.
Eskiden, daha küçük bir çocukken bu boylarda bir kurşun askerim vardı.
When I was no higher than a hound dog's tail on point... I had a little tin soldier, about so high.
Küçük bir çocukken babam, İrlandalı bir baban ve Kızılderili bir annen olduğu için şanslısın demişti.
When I was a boy my pa told me that I was lucky to have an Irish pa and an Indian ma.
# Henüz küçük bir çocukken
When I was just a little boy
Küçük bir çocukken, bizi piyano çalarak neşelendirirdi.
When he was a small boy, he charmed us all with his piano playing.
Bana dedi ki, sen küçük bir çocukken, istediğini alamadığında yüzü kızarmış halde yere yatıp, tekmeler savuruyormuşsun.
She told me that when you were a boy and didn't get your own way, you'd lie on the floor and kick, and get red in the face.
Tony küçük bir çocukken, burada oyun oynardı.
When Tony was a kid, real little, he used to play here.
Ben küçük bir çocukken, bir Fransız öldürmek için babama söz verdim.
When I was a little boy, I promised my father I'd kill a Frenchman for him.
Ben küçük bir çocukken de saçların beyazdı, şimdi de aynı görünüyorsun.
You had white hair when I was a little boy and now we look like we're about the same age.
Ben de küçük bir çocukken, bir dükkandan bisiklet zili çalmıştım.
When I was a kid, I pinched a bicycle bell from a shop.
Ben küçük bir çocukken babam hastalandı. Ve uzun bir süre hastanede kaldı.
When I was little, my father was sick, and was in hospital for along time.
Nicholas daha küçük bir çocukken başına gelen bir olayı anlatırsam belki anlamanıza yardımcı olur.
Perhaps it will help you to understand if I tell you something that happened to Nicholas when he was just a boy.
Küçük bir çocukken Father Wilkins adında bir rahip vardı.
When I was a little boy there was a priest Father Wilkins.
Küçük bir çocukken...
When I was still a kid,
Ama bu bir saplantı. Daha küçük bir çocukken evlenmek istemişsin.
But then it's an obsession : when you were a little boy you already wanted to get married.
Küçük bir çocukken Bologna'ya götürüldüm sonra da Milan'a.
As a child, I was taken... to Bologna... then to Milan.
Küçük bir çocukken ben de yaz aylarını kamplarda geçirirdim.
When I was little, would also colonies.
"O küçük bir çocukken..."
"When I was little..."
Ben küçük bir çocukken tabii ki "onun da bir büyükannesi vardı."
As a child, "... I also had a grandmother. "
Themonitus, ben küçük bir çocukken, gizli bir korkum vardı.
When I was a child, Timonides,
Daha küçük bir çocukken, beni arabasının jantlarını çalarken yakalamıştı.
When I was a kid, he caught me stealing hubcaps off his car.
Küçük bir çocukken Hitler Gençliği üyesiymiş.
He was a member of the Hitler Youth...
Oğlumuz küçük bir çocukken George yüzünden sürekli kusardı.
When our son was a little boy he threw up all the time because of George.
Ben küçük bir çocukken, Noel bana karmaşaymış gibi gelirdi.
When I was little, Christmas was a time of great confusion to me.
Biliyor musun, küçük bir çocukken... büyüyünce bir kahraman olacağımı düşünürdüm.
When I was a kid, I always thought I would grow up to be a hero.
Küçük bir çocukken, kana bakamazdım.
When I was a kid... I couldn't stand blood.
Eğer başka bir şey yoksa... Küçük bir çocukken yılan balığı avlardım.
If it were not for... when i was small also unrenewed eels.
Küçük bir çocukken birazcık süt yüzünden anneme beddua etmiştim.
When I was a little boy I cursed my mother because of some milk.
Çocukken senin için yaptığım küçük bir şeydi.
What I did for you as a child was such a small thing.
Hatırladığıma göre, VI.Henry, Richmond daha küçük, şaşkın bir çocukken onun ileride kral olacağına dair kehanette bulunmuştu.
I do remember me... Henry the Sixth did prophesy that Richmond should be king... when Richmond was a little peevish boy.
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
çocukken 158
çocukken bile 17
küçük 429
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
çocukken 158
çocukken bile 17
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçük insanlar 18
küçükhanım 44
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçük insanlar 18
küçükhanım 44