Küçükken tradutor Inglês
5,204 parallel translation
Küçükken annemin topuklularıyla evde gezdiğimi mi anlatacaksın?
You gonna tell everybody how I used to run around in mom's high heels when I was a little kid?
Evet, ben küçükken mutfakta dans ettiğimiz gibi.
Yeah, like we used to in the kitchen when I was little.
Zavallı Ivan küçükken kafasının üzerine düşmüştü.
Poor Ivan dropped him on his head when he was small.
Küçükken annemden öğrendiğim mutfak becerilerimi size göstereceğim. - Ayrıca County Cork'un en iyi aşçısıydı.
I'll have you know I learnt my culinary skills at my mother's knee, and she was the finest cook in County Cork.
- Baba, Sammi küçükken onu hiç düşündün mü?
Dad, when Sammi was little, did you ever think about her?
Evet, küçükken babamla buraya geldiğimi hatırlıyorum.
Yes, I remember as a boy coming down here with Dad. It was wonderful.
Küçükken atına kraker atardım.
I threw crackers at his horse when I was a boy.
Şey, ben küçükken Sid'in atına kraker atardım.
Well, when I was a child, I threw crackers at Sid's horse.
Elbette! Onları küçükken ele geçiriyorsunuz, değil mi Peder?
Get them while they're young, eh, Father?
Babam bana ben küçükken anlık çeken fotoğraf makinelerinden almıştı.
Uh, my father bought me one of those instant polaroids when I was little.
- Küçükken kiliseye gittin mi?
You go to church as a girl?
Ben küçükken tadını hissettiğim ilk şey kremşantiydi.
When I was a child, the feelings I had when I was whipping cream for the first time,
Küçükken neleri severdin?
What were you like when you were a kid?
Manny küçükken onu oraya götürürdüm.
I used to take Manny there when he was little.
- Ne gibi? Küçükken karanlıktan korktuğunda annemin sana söylediği şu şarkıları bir dene.
Try one of those songs Mom used to sing to you when you were little and were afraid of the dark.
Bubbem küçükken hikayeler anlatırdı.
My bubbe told me stories when I was a child.
Küçükken ne kadar etkilendiğini anlamıştım evlat.
Boy, little did I know how much that was gonna rub off.
Babam ben küçükken beni buraya avlanmaya getirirdi.
My daddy used to take me hunting up here when I was a kid.
Eskiden, o daha küçükken bir dükkandan pembe renkli bir oyuncak bebek veya boynuzlu at veya sihirli değnekli bir şey alırdım.
Back in the day, when she was littler... you know, I'd go into some toy store and get her some kind of doll with pink on it... or some kind of unicorn or a bunny or something with a magic wand.
Küçükken kendimi yalnız hissettiğimde, kendime "bir gün gerçek annem ortaya çıkacak," derdim.
When I was young and I felt lonely, I would tell myself, "someday my real Mother will appear."
Seni küçükken... Ne dedin?
I should have continued slowly poisoning you when we were kids.
Seni küçükken zehirlemeye devam etmeliydim, dedim.
What did you say? I said I should have continued slowly poisoning you when we were kids.
Bu sadece, küçükken annemin bana söylediği bir şey.
That's just something my mom told me when I was little.
Biz küçükken bu oyunu çok severdi.
She used to love that game when we were little.
Ben küçükken hep yanımdaydı ve sonra...
Um... he was around a lot and, uh, yeah.
Küçükken sana "Pas Renkli" dediğimizi hatırlıyor musun?
Do you remember when we used to call you "little rusty"?
Küçükken benimle ev gösterimlerine gelirdi.
She used to come with me to open houses when she was little.
Bir keresinde küçükken küfrettim diye annem ağzımı yamuk Pisa kulesiyle yıkamıştı.
You know, once, when I was a kid, I cussed, and my mom washed my mouth out with the leaning Tower of Pisa.
Annem, babamın bizi terk etmeden önce ben küçükken bana böyle dediğini söyledi.
My mom told me it was a nickname my dad gave me when I was little, before he took off.
Küçükken, temel okuma becerilerini öğrenmediklerinden yetersizliklerini gizlemek için eksik hünerlerini geliştirmeliler.
They have to develop little tricks to hide their disability just because they didn't learn basic reading skills when they were young.
Küçükken, insanlar bana...
I discovered when I was in lower secondary education cycle...
- Anne, ben küçükken yalan söylerken yakalandığımda bana hep ne yapmamı söylerdin?
- Mom, when I was a kid, what did you always tell me to do when I was caught in a lie?
Hatırlamazsın ama sen epey küçükken birkaç aramasına yanıt vermiştim.
You wouldn't remember, but I responded to a few of the calls when you were pretty small.
Küçükken, belki bir yaşındayken arabayla buraya gelirdik.
I used to drive down here with him when he was little, a year maybe.
Doğrusu, küçükken çok fazla hastalanırdım.
Actually, I was sick a lot when I was little.
Kızım küçükken benimle ilgilenmedi.
My daughter, when she was little, wasn't interested in me.
Booth, küçükken bana parti vermediğiniz için yoksun kaldığımı sanıyor.
Booth thinks I was deprived, because you never gave me any birthday parties as a child.
Küçükken, okulda sorun çıkaran bir çocukmuş.
Trouble in school when he was a kid.
Axl daha küçükken.
Come on - - when Axl was little.
Babam ben küçükken böyle bir bina yangınında öldü.
Well, my dad died when I was little... in a building fire like this one, actually.
Göze kaçan kumlar, cilt kanseri, küçükken asla gidemediğim tatiller.
Sand in my eyes, skin cancer, vacations I never got to take as a child.
Babam küçükken benle ağabeyimi ava çıkartırdı ama pek meraklısı değilimdir.
My daddy used to take me and my brother when we was young, but I didn't much care for it.
- Küçükken çok dalga geçtiler.
I was bullied pretty bad.
Küçükken olduğumuz gibi değil, değiştiğini söylemiştim.
I told you, he's changed since we were kids.
- Küçükken beni kötü bir durumdan kurtardı.
When I was younger, he saved me from a bad situation.
Kenya ile küçükken, eski Avrupa şehirlerinin fotoğraflarının olduğu bir kitap bulmuştuk.
You know, Kenya and I, when we were little, we found a book that had these photographs of old European cities.
Küçükken de bu kadar sinir miydi?
Was he this annoying as a kid?
Küçükken böyle değildi bu kız.
She wasn't like this when little.
Senin küçükken notların iyi değil miydi?
Didn't you have good grades when little?
Eskiden, küçükken buraya çok gelirdik.
We used to come here a lot when we were little.
Küçükken onlarla kılıç savaşı yapardık.
Uh... we used to have sword fights with them.
küçük 429
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük köpek 18
küçük mü 41
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük köpek 18
küçük mü 41