Ne yapacağımı söyleyeyim tradutor Inglês
502 parallel translation
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'll do.
Ama size ne yapacağımı söyleyeyim.
But I'll tell you what I will do.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I'm gonna do.
- Ama ne yapacağımı söyleyeyim.
- But I'll tell you what I will do.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I do.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I do with you.
Jim, sana ne yapacağımı söyleyeyim.
Jim, I'll tell you what I'll do.
Senin için ne yapacağımı söyleyeyim Eddie.
I'll tell you what I'm gonna do for you, Eddie.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
Well, I'll tell you what I'll do, my dear.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'll do.
Ne yapacağımı söyleyeyim, Yazı-tura atacağız.
Tell you what I'll do, I'll toss you for it.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim, Bayan Templeton'a çiçeklerini vereceğim.
Tell you what I'm gonna do, I'm gonna see that Miss Templeton gets your flowers.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I think I'll do.
Ama senin için ne yapacağımı söyleyeyim, George.
But I tell you what I'm going to do for you, George.
Size ne yapacağımı söyleyeyim. Bu eskizi alacağım.
I will tell you what I do, I'll take the sketch.
Ne yapacağımı söyleyeyim. Gümüş dolarına karşılık dişlerimin çeyrek hakkını vereceğim.
I'll bet you a quarter interest in my teeth against your silver dollar.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
Tell you what I'll do.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I'll do.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I tell you what I'll do.
Ama ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'll do, however.
Size ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'll do.
Pekâlâ, size ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'll do.
Size ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what we'll do.
Ne yapacağımı söyleyeyim Bay Lautrec.
I'll tell you what I'll do, Monsieur Lautrec.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim Tiger.
Tell you what I'll do, Tiger.
- Ben ne yapacağımı söyleyeyim.
- I'll tell you what I'll do.
Şimdi ne yapacağımı söyleyeyim.
Now I'll tell you what I'm gonna do.
Senin için ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I am going to do for you, though.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I will do.
Ne yapacağımı söyleyeyim Cat.
Tell you what I'll do, Cat.
Fakat size ne yapacağımı söyleyeyim.
But I'll tell you what I'll do.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell you what I'm willing to do.
Ne yapacağımı söyleyeyim, Dennis.
Tell you what I'm gonna do, Dennis.
- Ne istediğimi bal gibi de biliyorsun. - Hiçte bile bilmiyorum. Ama ne yapacağımı söyleyeyim sana, dışarı çıkıp, işi bitireceğim.
No, i don't but i'll tell you what i do know - i got to go out and do a job.
Peki, binbaşı size iyi niyetimi göstermek için ne yapacağımı söyleyeyim.
Well, now, major... Now, I'll tell you what I'll do just to show you my heart's in the right place.
Ama ne yapacağımızı sana söyleyeyim.
But I'll tell you what we'll do.
Ne yapacağımızı söyleyeyim.
Well, I'll tell you what we'll do.
Size bir şey söyleyeyim bay Gibson, tatile çıkmadan Detroit'e dönmüyorum beğenmiyorsanız alın onu, ne yapacağınızı biliyorsunuz?
Now, let me tell you, Mr. Gibson... I'm not going back to Detroit before I have my vacation and if you don't like it, you can take my job and you know what you can do with it?
Ne yapacağımızı söyleyeyim.
So I tell you what we do.
Ne yapacağımızı söyleyeyim.
I'll tell you what we'll do.
Ama önce ne yapacağım söyleyeyim.
But I'll tell you what I'm gonna do first.
- Sana ne yapacağımızı söyleyeyim.
- Tell you what we'll do.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim. Burada bir şeyini bırakacaksın.
You leave something here.
Ne yapacağımı söyleyeyim.
- Tell you what I'll do.
Şimdi, Joe, ne yapacağımı sana söyleyeyim.
Now, Joe, I'll tell you what I'll do.
- Peki, ne yapacağımızı söyleyeyim Holley.
- All right, this is the deal, Holley.
Sana ne yapacağımızı söyleyeyim.
I'll tell you what we'll do.
Sana ne yapacağını söyleyeyim.
Well, now, I'm gonna tell you what you're gonna do, old man.
Sana ne yapacağımızı söyleyeyim.
- I'll tell you what we'll do.
Pekala, vaktimiz dar olduğu için ne yapacağımı sana söyleyeyim.
All right, since we're pressed for time, I'll tell you what I'll do :
Size ne yapacağımızı söyleyeyim.
Tell you what we'll do.
ne yapacağımı bilmiyorum 300
ne yapacağımı bilemiyorum 59
ne yapacağımı biliyorum 69
ne yapacağımı bilemedim 64
ne yapacağımı bilmiyordum 26
ne yapacağımızı biliyorum 30
ne yapacağımızı söyleyeyim 24
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
ne yapıyorsun 7063
ne yapacağımı bilemiyorum 59
ne yapacağımı biliyorum 69
ne yapacağımı bilemedim 64
ne yapacağımı bilmiyordum 26
ne yapacağımızı biliyorum 30
ne yapacağımızı söyleyeyim 24
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapıyorsun ya 16
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapıyorsun ya 16
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapalım 236
ne yapıyorsun sen 411
ne yaptım ben 178
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapalım 236
ne yapıyorsun sen 411
ne yaptım ben 178