Onlari tradutor Inglês
1,450 parallel translation
- Onlari görebiliyorum!
Don't look! - I can see them!
Çimleri biçmek istemezdin, ama eger içeri girerlerse, onlari duyariz.
You wouldn't want to mow the lawn, but if they get in, we hear them.
Onlari burada tutamayacaksin!
You're not going to keep them here!
Onlari burada tutamazsin!
You can't keep them here!
Onlari burada tutmana müsaade etmeyecegim!
I'm not gonna let you keep them here!
- Onlari vuracagim!
- I'll shoot them!
Takip et onlari!
Get after them!
- Ambulans onlari klinige goturecek.
The ambulance will take them to the clinic. Good.
once onlari kizdirmazsa.
If he doesn't piss them off first.
A evet. Onlari gormek istiyordum.
Right, I wanted to see those.
Sonra da Scotty, onlari güvende olacaklari Klingon gemisine isinladi.
And Scotty beamed them to the Klingon ship... Where they would be no tribble at all.
Onlari terketmemeliydik.
We shouldn't have abandoned them there.
Ben de onlari birakmak istemezdim Fry, ama elimizden baska ne gelirdi ki?
I didn't want to leave them either, but what were we supposed to do?
Ben burada bu oyunculara hayranlik duyarken gerçek uzay kahramanlari, onlari kurtarmak için hayatlarini riske atiyor.
Here I've been admiring a bunch of actors while you... A crew of genuine space heroes, risked your lives to save them.
- Onlari alip, bizi birakacak misin?
Keep them and let us go?
Madem senin için bu kadar degerliler, onlari neden öldürüyorsun?
If they mean that much to you, why would you kill them?
Almanlar, onlari ezmek için, Krupps'un kizinin ismini tasiyan kocaman ve agir, Büyük Bersas'i getirmislerdi.
The Germans brought massive siege guns - Big Berthas, named after Krupp's daughter - to smash them.
Bir Alman idam mangasi onlari bekliyordu.
A German firing squad was waiting for them.
Onlari ingiltere'ye kabul etme onuru, kendi basina pahali ve güzel bir ödüldü. 1.
The honour of introducing them into England would be a rich reward.
Kadinlar, erkeklerin esliginde çiglik çigliga evlerine dogru kosmaya basladilar çocuklar meraklari yüzünden onlari gecikmeli olarak takip ettiler.
Women started to wail and rushed for home, followed by the men, while children, torn by curiosity, lagged behind, turning to see.
Fransizlara göre burasi onlarin eviydi ve bu durum onlari çildirtti.
To the French, it is their own home, but it makes them mad.
Kiyafetlerim sirilsiklam ve çamurlu ama hava onlari çikaramayacak kadar soguk.
My clothes are soaked and muddy but it is too cold to take them off.
Makinali tüfek ve takili süngüleriyle Alman kahramanlardan olusan bir çete kadin ve çocuklari yakalamak ve onlari götürmek için sabahin 3'nde ortaya çikiyordu.
At 3am, these German heroes go out with a military band, machine guns and bayonets fixed, to hunt down women and children to take them away.
Endiselen me Onlari bulucaz.
Don't worry. We'll find them.
Senin için ben onlari anlatayim.
Let me lay it out for you.
- Öldürün onlari!
- Kill them!
Filimde, kurbanin tirnaginda saç olur bunu DNA testinde saptarlar, veya evinde ve ayakkabisinda hali örnekleri bulunur... ... bu da onlari önde gösterir veya herneyse.
In films, there's a hair on the victim's fingers which is tested for DNA, or the murderer has carpet fibre from his house on his shoe which gives them a lead, or whatever.
- Eger kazanirsan, Onlari oymam.
- If you win, I won't pluck them out.
onlari içine mi attin, ve yavasça dibe battilar.
You put them inside, and they slowly crumble away.
filmde, bu tür seyleri yaptiginda, ip ucu birakirlar ve polis onlari yakalar.
In films, when people do this kind of thing, they leave some trace and the police catch them.
onlari soydun, veya dokundun, veya cinsel organlarini taciz ettin.
Undress them, or touch them, or abuse their sex organs.
Bunun anlami onlari insan olarak görmek istemezler.
It means they stop thinking of them as people.
Onlari öldürürken seyretmeleri beni rahatsiz etmez.
It's doesn't bother me if they watch me kill them.
"ani bir duygu dalgalanmasinin onlari kusatarak biraraya getirdigine..."
"that a sudden surge of emotion bound them together..."
"Her ikisi de inanmisti." "ani bir duygu dalgalanmasinin onlari kusatarak biraraya getirdigine..."
Both are convinced that a sudden surge of emotion bound them together
Geri ver onlari!
Give them back!
"ani bir duygu dalgalanmasinin onlari kusatarak biraraya getirdigine..."
"that a sudden surge of emotion bound them together."
Saat 6.00 da onlari karsilamam lazim
Got to meet them at 6 o'clock.
Sadece geri dönelim onlari vuracagim.
We'll just return and shoot them.
2 bucks yerine 1.bucks yazdiriyorken onlari yakaladik
We got them when they started print 2 bucks instead of 1.
Onlari yakaliyacagim.
Bust them. Everybody!
Herkes! Onlari alicagim.
I get to them.
Onlari ve benim gizli meslektasimi vurdular...
Shot them and my undercover colleague...
Neden onlari bu lanet yola koydun?
Why did you put them this fucking way?
Tamam, onlari itmeme izin verin?
OK let's push them?
- Onlari tutun.
- Hold them.
Onlari serbest birakin.
Release them.
Ben onlari önceden kontrol etmistim.
I have checked them in advance.
- Onlari cehenneme gönder!
- Send them to hell!
Onlar gitmek istemiyor, Biz onlari cezalandiracagiz.
If they don't want to go, we'll punish them.
Onlari teshis edebilirim.
I can identify them.
onları 229
onların 83
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onların 83
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onları tanıyorum 29
onları takip et 20
onları yakaladım 20
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları duydum 18
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları buldum 52
onları gördün mü 53
onları takip et 20
onları yakaladım 20
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları duydum 18
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları buldum 52
onları gördün mü 53