Sanmıştım ki tradutor Inglês
761 parallel translation
- Oh, ben sanmıştım ki...
Oh, I thought... Oh!
Sanmıştım ki, şansı yaver...
I mean, by chance...
Sanmıştım ki...
You see, I've got...
Sanmıştım ki...
I assumed...
Sanmıştım ki...
I thought perhaps you were...
Sanmıştım ki..
I thought you...
Ama ben sanmıştım ki...
You? But I thought...
Sanmıştım ki, "İşte, iyi dürüst bir arkadaş."
I imagined you'd been thinking, " Here's a nice, decent sort of chap.
Bay Cohan, ben de sanmıştım ki...
Mr. Cohan, I thought...
Sanmıştım ki belki -
I thought maybe...
- Sanmıştım ki...
- I thought...
Ben sanmıştım ki...
But I thought...
Sanmıştım ki, eğer bu kadını bulursam, onu konuşturabilirim, fakat başaramadım.
I thought if I found this woman, I could make her talk, but I missed it.
- Ama Jacob, sanmıştım ki...
- But, Jacob, I thought...
Özür dilerim, sanmıştım ki...
Sorry, I thought you...
Ben... Sanmıştım ki sen...
I thought you were...
"Gitti" deyince ben sanmıştım ki...
You said : "Gone" and I thought...
- Sanmıştım ki bir daha hiçbir zaman...
I-I-I thought you were never, ever going to... Oh, Jimmy!
Ama sanmıştım ki...
But I thought...
General olduğum zaman sanmıştım ki, bir şeyler yapabilir, herşeyi değiştirebilirim.
When I got to be a general, I thought, Now I'll be able to do things, change the whole works.
Sanmıştım ki...
I thought...
Ben sanmıştım ki...
I thought- -
Sanmıştım ki...
I thought what we...
Sanmıştım ki...
I thought that...
Oh, sanmıştım ki...
Oh, I thought...
Sanmıştım ki...
I thought I...
- Sanmıştım ki- -
- But I thought...
Sanmıştım ki...
WHAT MORE DID YOU WANT ME TO SAY?
Sanmıştım ki, onu üzen her ne ise, artık temelli ortadan kaybolmuştu.
I began to think that whatever it was that had been troubling him had... gone forever.
- Sanmıştım ki - -
- Well, I thought I...
- Sanmıştım ki... - İzninizle.
- I really thought that...
" Sanmıştım ki senin emrinde gök ve yer
" To think you were the earth and sky
Sanmıştım ki..
I thought...
- Ben sanmıştım ki Laetitia...
- But Laetitia, she... - What are you talking about?
Sanmıştım ki beni tümüyle unuttun, sanmıştım...
I thought you'd forgotten all about me, I thought...
Minicik eli.... Sanmıştım ki...
Tiny hand is....
Ama ben sanmıştım ki...
But I thought...
Sanmıştım ki sen...
I thought you...
Ben sanmıştım ki Başbakan için ayrılan vagon...
It was my understanding that the Prime Minister's car
Ben de öyle. Sanmıştım ki...
Well, so am I. I just thought...
- Leslie, ben sanmıştım ki... - Sizin gibi ayaktaymış. Sizin gibi ayaktaymış.
Leslie, I thought... ( Columbo, echoing ) Just the way you're standing.
Sanmıştım ki...
Oh, I thought...
Hayatım boyunca o tepedeki insanlarla kalacağım sanmıştım ta ki şu dağ adamı gelip kendi tamirhanesinde düzeltene kadar.
Thought I was gonna end up living out there with the hill people, until this teddy bear of a man fixed me up at the local garage.
Nezaketinizi aşk sanmıştım ama onu görünce anladım ki değilmiş Elveda
i thunk your kindness was love but it ain't cause I seen him Good bye
Ben sanmıştım ki...
Well, I don't know, I thought...
O küçük canavarı kullanmaktan hoşlandığını sanmıştım. Ben tabii ki ama sen...
I thought you enjoyed driving that horrible little jet propelled torpedo.
- Sanmıştım ki...
- Why, I thought ─
Doktorluk mesleğim adına yemin ederim ki, onun öldüğünü sanmıştım.
On my honors of physician I thought she was dead.
Ne yapabilirim ki? İşin hilesini anladığımı sanmıştım.
I thought I knew what they were up to.
Erkek olman için sana son bir şans verdiğimi sanmıştım ama görüyorum ki yanılmışım!
I thought I was giving you one last chance to be a man but I might've known better!
Sanmıştım ki... seninle...
I had hoped - with you -