Sen bir korkaksın tradutor Inglês
240 parallel translation
Sen bir korkaksın.
You are a coward.
- Halloran, sen bir korkaksın.
- Halloran, you're a coward.
Gately... ... benim gözümde sen bir korkaksın.
Gately... as far as I'm concerned, you're yellow.
Sen bir korkaksın.
You're a chicken.
Sen bir korkaksın.
You're a coward.
Sen bir korkaksın!
You're a coward!
- Sen bir korkaksın!
- You're a coward!
Hayır, cesaret bile edemezsin, çünkü sen bir korkaksın.
No, you don't dare to hit me. Because you are a coward.
Sen bir korkaksın!
You're a Coward!
Cooper, sen bir korkaksın.
Cooper, you're yellow.
- Olmaz. - Sen bir korkaksın. - Bırak!
- I'm not saying this out of cowardice.
Sınırları aşmayacaksın çünkü sen bir korkaksın.
You won ´ t step over the threshold, because you ´ re scared.
Magobei, Sen bir korkaksın.
Magobei, you're a coward.
Athos, sen bir korkaksın.
Athos, you're a coward.
Evet, sen bir korkaksın.
Yeah. Yeah, you're a coward.
Sen bir korkaksın.
As if this accounts for me!
Ne cüretle kendini korumak için öz oğlunu kullanıyorsun? Baba olarak sen bir korkaksın!
That's coward for a father, to use ones own child as shield.
Sen bir korkaksın!
You're just a coward!
Sen bir korkaksın, biliyor musun?
You're a coward, you know that?
Robert, sen bir korkaksın!
Robert, you're a coward.
- Sen bir korkaksın. - Ben Matematik Kulübündeyim.
You're a big coward.
Pu Sanpao, sen bir korkaksın!
Magic Shot, you're a coward!
- Sen bir korkaksın Tomas.
- You're a coward, Thomas.
Sen bir korkaksın.
Your a coward...
Sen bir korkaksın büyücü.
You're a coward, sorcerer.
Sen bir korkaksın.
- You're a wuss!
Sen bir korkaksın!
You are a coward.
Sen bir korkaksın.
You coward.
Sen bir korkaksın ve bir yalancı ve onurun yok.
You are a coward and a liar and you have no honor.
Sen bir korkaksın.
You are a pussy, Casey.
Sen bir korkaksın, Kung Lao.
You are a coward, Kung Lao.
- Bence sen bir korkaksın.
I think you're a coward.
Kız haklı. Sen bir korkaksın.
She's right, you are a coward.
- Evet korkuyorum. Sen bir korkaksın.
I'm ready to run away with you, Adam, anywhere you say.
Sen yemek arabası çeken sarı bir Habeş maymunusun ve korkaksın...
You're the yellowest baboon that ever drew a cook wagon, and you're scared- - it shows.
Sen cesur bir korkaksın.
You're a brave coward.
Biliyor musun, sen gerçek bir korkaksın!
If you ask me, I have the feeling you really are a coward.
Sen de bir korkaksın. Aynı benim gibi, yakalanacağım diye ödün patlıyor.
You're scared i'll get caught same as me.
Sen sadece bir korkaksın!
You're just a coward!
Sen bir yalancı ve korkaksın.
You are a liar and a coward.
Sen pis bir korkaksın.
You're a dirty coward.
- Sen bir korkaksın, bayım!
You're a coward, sir!
Sen sadece zavallı bir korkaksın.
You're just a miserable coward.
Sen hem kötü bir doktor hem de kahrolası bir korkaksın.
You're not just a lousy doctor, you're a fucking coward!
Küçük bir korkaksın sen, odana koş.
Run back up to your room like the little coward that you are. That's right.
- Sen bir yalancı ve korkaksın.
- You're a liar and a coward.
Hayır sadece hayatımızı kurtarmaya çalışıyorum. Sen lanet bir korkaksın!
No, I'm trying to keep us alive.
Sadece bir korkaksın sen!
Yellow-livered, that's you!
Sen bir korkaksın
You coward!
Krycek, sen bir katil, bir yalancı ve bir korkaksın.
Krycek, you're a murderer, a liar and a coward.
Sen tam bir korkaksın.
You're such a coward.
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17