Sorunlar tradutor Inglês
19,850 parallel translation
İleri beyin fonksiyonları olmayan ama ileri öfke sorunları olan.
but without higher brain function and with major rage issues.
Senin için bir anlamım olacaksa sorunlarımı halletmem gerekiyor.
If I'm ever gonna be worth anything to you, I need to fix what's wrong with me.
Sonra da sorunlarını irdelemelisin.
And then you, uh, check out your problems.
Gemide bazı sorunlar çıktı.
Well, we had some boat trouble. Tss, tss, tss.
Bağımlılık sorunlarınız mı var? Yalnız değilsiniz içeri gelin.
_
Başkalarının sorunları gidermek için seviyorum.
You love to fix others'problems.
Ama sorunları aşmışsınız.
But you've really put the work in.
Bütün sorunlarımızı uygun biçimde 22 dakikaya sığdırırdık.
All our issues conveniently settled in 22 hilarious minutes.
Çok daha büyük sorunlarımız var.
We have way bigger problems.
İki kazananımız, göğüs ve jinekolojik kanser çalışmalarını birleştirdiler. Kadın sağlığı tedavisinde devrim yaratacak bir çalışma sundular. Bunlar Hope Zion'da pek çoğumuzun kişisel olarak deneyimlediği sorunlar.
Our co-winners combined studies in breast and gynecological cancer to propose a revolution in the treatment of women's health, an issue that has personal resonance for so many of us here at Hope Zion, and none more than Dana Kinney.
- Neden sorunlarını aklından...
- Why don't you let me
Haydi ama bebeğim, hiçbir zaman bir yere taşınarak sorunlarımızı çözemeyiz.
Come on, baby, we could never escape our problems by moving somewhere else.
Sorunlarımız nerede olduğumuzla ilgili değil, kim olduğumuzla ilgili.
Our problems are who we are, not where we are.
Kendi sorunlarımz için Amerika'yı suçlamak daha kolay.
Because we are scared.
Kız arkadaşı sorunları, uyuşturucu, siber zorbalık...?
Girlfriend issues, drugs, cyber bullying...?
Onun zihinsel sağlık sorunları olduğu hakkında bir şey söyledi.
She said something about him having mental health problems.
Ampirik bulgular yok ki Genetik faktörler... davranışsal sorunların nedenidir.
There's no empirical evidence that genetic factors are the cause of behavioural issues.
Ve öldürücü darbe olarak ta... babam gibi aynı zihinsel sağlık sorunlarına sahip olabileceğini söyledi.
And the coup de grace... he said he might have the same mental health issues as my father.
Bakıcı bulmaya çalıştım ama bazı sorunlar çıktı.
I'm trying to find a sitter, but I've had trouble.
"Su, dünya ve güneş çözümlerinde verimlilik sorunları."
" Profitability problems with water, earth and sun solutions...
Sorunlar benim kafamda ~ Bir sorun var.
♪ The problems in my head ♪
Son zamanlarda yaşanan ebeveynlik sorunlarının çok güzel bir örneğisin.
You are the ultimate example of what is wrong with parenting today.
Dünya'da da aynı şeyler oluyor şu anda insanlar birlikte hareket edip dünyanın sorunlarına çare bulmaktansa ünlülerin hayatlarıyla ve siyasi sirklerle meşgul oluyorlar.
And the same thing is happening on Earth, with a populace more interested in reality stars and political circuses than working together to solve the world's problems.
Dünyanın sorunlarını çözmek için herkesin fikirlerini mi topluyorsun?
You're harvesting the brain power of everyone in the city to solve the world's problems?
Dünyanın sorunlarını bu şekilde çözemezsin.
This is not the way to solve the world's problems.
- Güven sorunları.
Trust issues.
Dünyayı gezdim, insanları güldürdüm, sorunlarından biraz olsun uzaklaştırdım.
Traveled the world, made people smile, forget about their problems for a while.
Baba sorunları, ha?
Daddy issues, huh?
Eski sevgilisiyle sorunları var.
Problems with her ex.
Sorunların çok aptalca.
Your problems are stupid.
Ben senin sorunlarını dinliyorum.
Hey, I listen to your problems.
Uğraşmamız gereken bir kaç sorunumuz var ama gerçek şu ki herkesin sorunları var. Sadece hata yapmaktan kaçınmam lazım.
Yeah, we've got a couple of issues to work out, but the truth is those are other people's issues and I just have to be careful to not make them my own.
Sanırım küçük bir parçam çok sevindi, ama büyük parçam bilir ki, Theo görünür, sorunlar gelmeye başlar.
I guess a small part of me is glad, but most of me knows when Theo shows up, trouble follows.
Paula, mutsuzluğunu halletmezsen sorunlar sadece büyür.
Paula, if you don't deal with your unhappiness, problems only grow.
Ne yapacağıma karar vermedim. Sorunları olduğunu biliyorum, benden hoşlanıyor da olabilir ama kasabadaki çoğu kız hoşlanıyor.
I haven't decided what I'm gonna do, and I know she has issues, and maybe she's a little into me, but, you know, most girls in town are.
Eğer aşk sorunlarınız varsa beni dinleyin.
If you've got love problems, then listen to me, Paula the raccoon.
- Bu gece vadide bazı sorunlar var.
- There's trouble in the valley tonight.
Ama dediği gibi yaparsak, şu anki sorunların hepsi çözülür.
But if we do as he asks, all of our immediate problems are solved.
Dediği gibi yaparsak, bütün sorunlarımız çözülecek.
All of our problems are solved.
Tabii ki mevcut durumun ve doğabilecek sorunların farkındayız.
Well, of course, we're aware of the complications and issues at stake.
İkisinin de eşit derecede büyük sorunları var gibi görünüyor.
It seems that they each have problems of equal size.
2044'de daha büyük sorunlarımız var.
We got bigger problems in 2044.
Donanım sorunları için ekibimizin üyeleri en kısa sürede üssünüzde olacak.
As for hardware issues, members of our team will be at your base shortly.
Jodi ile sorunlar yaşıyorum ve onu nasıl iteleyeceğimi bilemiyorum.
I'm just having trouble with Jodi, and I'm not sure how hard I should push.
Ayrıca ilişkileri hakkında ikisiyle de konuştuğumu ve aralarında ciddi sorunlar olduğunu söylemek istiyorum.
I should also tell you that I've spoken with Steve and Danny about their partnership, and it is fraught with some very serious problems.
Loraine sorunlarınızı çözmeden yatağa giremezsiniz demişti, değil mi?
Loraine said we're not allowed to go to bed unless we resolve our arguments, all right?
Sorunlarımızı kendimiz çözeriz demiştim.
I figured, "Look, we got problems, we'll figure it out ourselves."
Odaklanman gereken sorunlar bunlar.
These are the issues you should be focusing on.
Büyük sorunlar olması.
Bigger problems.
Sorunlarından kurtulmuş olursun.
You'll be saving yourself problems.
Odayı değiştirmek sorunları çözmeyecek.
Changing rooms is not going to solve the problem.
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17