English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Söyleyin bakalım

Söyleyin bakalım tradutor Inglês

387 parallel translation
Öyleyse söyleyin bakalım Sör John.
So speak then, Sir John.
Söyleyin bakalım komiser.
Now, tell me this, Lieutenant.
Söyleyin bakalım. İsminiz ne?
Tell me, what is your name?
Söyleyin bakalım, sizin derdiniz ne?
Say, what's the matter with you two?
Söyleyin bakalım bay Marlowe, daha önce çok şey yazdınız mı?
Tell me, Mr. Marlowe, have you done much writing before?
Söyleyin bakalım, bu kavganın sebebi ne?
Now, what's it all about?
Elinizdeki kanı yıkarken söyleyin bakalım, kaç kişiyle oynadınız böyle?
And tell me, while I wash this blood away, how many you played with?
Söyleyin bakalım, kardeşinizin davranışlarında gariplik olduğunu ne zaman fark ettiniz?
Now tell me, how long has it been since you first noticed any peculiarity in your brother's actions?
Söyleyin bakalım ikinizin ne işi var burada?
Say, what are you two doing in my neighborhood?
Söyleyin bakalım sert adamlar, savaş oyununuz bu mu?
So, tough guys. Is this war games?
Bay Jambier söyleyin bakalım...
Tell me, Mr. Jambier...
Şimdi söyleyin bakalım.
Now, you can sing.
Söyleyin bakalım Bay Miller davetsiz misafirlerinizi nasıl yatırmayı düşünüyorsunuz?
Where are you planning to bed down uninvited guests?
Söyleyin bakalım bu bir minyatür mü yoksa oyuncak mı?
I say, there, would you call that a miniature or a toy?
Söyleyin bakalım, dolu musunuz? - Hayır.
Tell me, are you booked?
Pekâlâ söyleyin bakalım.
Well, you might as well get it over with.
- Elbette söyleyin bakalım.
Oh, sure. Just name it.
Söyleyin bakalım hangisi... Georges Cinq'teki Amerikan mahallesinde bir bara mı yoksa yapmacık arkadaşlarınızdan birini ziyaret ederek Les Deux Magots'da yaşam hakkında bilgi almaya mı?
Well, what'll it be, huh... go to the American ghetto at the bar at the Georges Cinq... or go visit some of your phony friends... learning about life at Les Deux Magots?
Tamam, söyleyin bakalım.
Okay, shoot.
Söyleyin bakalım, doğum yeri ve tarihi?
Now, how about it? Date and place of birth?
Söyleyin bakalım. Para kazanmak için ne yaparsınız?
- Say, how would you fellas like to make some money?
- Söyleyin bakalım.
Now tell me.
Peki, söyleyin bakalım, şaka mı bu?
Alright, come on now, what's the joke.
- Söyleyin bakalım.
- Fire away.
"Söyleyin bakalım, efendiler hanımlarımızı kurşunlardan niye koruyamadınız?"
How come you men couldn't save our mothers from the bullets?
Söyleyin bakalım, sevgili yavrum, adınız nedir?
Tell me, my dear, what's your name, please?
Söyleyin bakalım, kim bu adam?
Who is it?
Bir şeyler söyleyin bakalım.
Sing it for me, then.
- Ee söyleyin bakalım Tekin nerede?
- Where's Tekin?
Şimdi söyleyin bakalım.
Tell me.
Tamam, söyleyin bakalım. Neler oluyor?
All right, what's it all about?
Hanımlar beyler, söyleyin bakalım.
Ladies and gentlemen, let's hear it.
Söyleyin bakalım size nasıl yardım edebilirim?
Now, do tell me how I can help you.
Söyleyin bakalım, bize güzel yemekler yapacak mısınız?
Tell me, can you give us a good supper?
Söyleyin bakalım, sorun ne?
What seems to be the problem?
- Söyleyin bakalım... Sizce Peder Lowe neden kurt adam oldu?
- Why don't you guys tell me how this guy Lowe became a werewolf?
Döndürelim şöyle ve ne olduğunu söyleyin bakalım.
Round and round and guess the drink.
Söyleyin bakalım buralarda ne yapıyorsunuz?
You gonna tell me what you and Speed are doing out here?
Söyleyin bakalım çocuklar...
Say, boys...
Söyleyin bakalım... siz beraber misiniz?
So, tell me... are you girls together?
Söyleyin bakalım!
Talk to me.
Söyleyin bakalım dostlarım, Elsinore'a ne yapmaya geldiniz?
But in the beaten way of friendship, what make you at Elsinore?
Hadi hadi, söyleyin bakalım.
Well... come, come, nay, speak.
Söyleyin bakalım ne emir edersiniz.
Come and sit down. Tell me, what I should do
Söyleyin bakalım, bu lanet adam neye saygı duyar?
That conniving scum. Can you tell me how you know what he respects?
Söyleyin bakalım, neredenim ben? Çattık!
Tell me where I'm from.
Bugün ne yapmak istersiniz çocuklar, söyleyin bakalım.
Whatever you kids want to do today, tell me.
Hadi bakalım istediğiniz ilahiyi söyleyin.
Go ahead, sing all the hymns you want.
Polis bana, bunu yapması için bir sebep varsa söyleyin bir bakalım dedi.
If she had any reason for doing it, it would be considered. The officer told me so.
Şimdi söyleyin bakalım.
Now, tell me this.
Söyleyin bakalım, kim dondurma istiyor?
Uncle Sandy...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]