Söyle bana tradutor Inglês
22,376 parallel translation
Sen ve ben. Ne istiyorsan söyle bana Hector.
You and me.
Bu diyar hakkında ne biliyorsan söyle bana.
Tell me everything you know about this land.
Söyle bana.
Just tell me.
Amirime vermemem için mantıklı bir gerekçe söyle bana.
Give me one good reason I shouldn't drive it over to the chief right now.
Söyle bana, kim şikayet etti?
Tell me, who complained?
O zaman söyle bana bir zamanları Cehennem Kralı, yönetimimi izliyorsun.
Well then... Tell me... "Previous and future" King of Hell.
Söyle bana bu mantıklı mı?
What sense does it?
Söyle bana dostum neden arabada uyuyordun?
Tell me something, man - - Why were you sleeping in your car earlier?
Söyle bana, sana neden inanayım?
Why should I believe you? Tell me.
Söyle bana.
Tell me.
Söyle bana, seni böyle korkunç bir vaziyete düşürecek ne oldu?
But tell me, what happened to land you in such an awful predicament?
- Söyle bana kız, sen Yentl mısın?
- Tell me, girl, are you Yentl?
O zaman söyle bana hangisi daha çok can yakar? Sevdiğin insanın öleceğini bilmek mi yoksa hayatta olduklarını bildiğin halde onlara göz yumaman mı?
Then tell me, what would hurt more... knowing the person you love will die, or knowing they are alive, but you cannot have them?
Söyle bana o zaman... -... bu güzel kadını nereden buldun?
So, tell me, where did you find this beautiful woman?
Kayarsa söyle bana.
If it slips out, tell me.
Ne oluyor? Söyle bana.
What just happened?
Bec, söyle bana.
Bec, tell me.
- O zaman söyle bana. - Onları saldırmaya iten ne?
- Then tell me, what is it that provokes them to attack?
Peki, bana söyle ben de bileyim.
Well, explain it to me so I know.
Bana onun yerini söyle.
Tell me where he is.
Şimdi bana anladığını söyle.
Now, tell me you understand.
Bana iyi haberlerin olduğunu söyle.
Tell me we've got some good news.
Bana polislerin yolda olduğunu söyle.
Tell me the cops are coming.
Lütfen bana Gadgy ile pazarlığa oturmadığını söyle.
Please tell me you haven't been negotiating with Gadgy.
- Salı günü söyle bunu bana.
Tell me Tuesday.
Bana bunu söyle...
Tell me just this...
Ondan bir daha haber alırsan bana söyle.
If you hear from him again, tell me.
Lütfen bana ne yapacağımı söyle.
Please just tell me what to do.
Gözlerimin içine bak ve bana Yardımcı Direktör olmak istemediğini söyle.
Look me in the eye and tell me you don't want to be Deputy Director.
Bana gerçekte nasıl olduğunu söyle.
Tell me how it really happened.
Bana gelecek hakkında bir şey daha söyle.
Tell me one more thing about the future.
Daha fazla kaynağa ihtiyacın olursa da bana söyle.
And if you need any more resources, you let me know.
Gretchen bana yapmış ya da yapmamış olabileceğim belki kazara yapmış olduğum şeyin normal olduğunu söyle.
Gretchen tell me what I may or may not have... maybe did by sorta-or - not-mistake is okay.
Başkan Bush bana bir keresinde şöyle demişti,
President Bush once said to me, he said,
" Derhâl söyle bana Lorelai.
" Tell me right now, Lorelai.
Eğer İçişleri işbirliği yapmak isterse, önce bana gel ve söyle. Tamam mı?
If the DEA tries to get you to cooperate, just come to me and tell me, okay?
Bana bir planin oldugunu soyle.
Tell me you got a plan.
Bana bilmedigim birsey soyle.
Tell me something I don't know.
Bana kızın nerede olduğunu söyle.
Tell me where she is.
Bana gerçeği söylemezsen tabii sana savuracak bir tehdidim yok yani lütfen bana gerçeği söyle.
If you do not tell me the truth... I mean, there's not much I can threaten you with, so please, man, just tell me the truth.
Polise yalan söyle ama bana söyleme, anladın mı?
You lied to the cops. You don't lie to me. You understand?
Bir şey duyarsan lütfen bana söyle.
If you find out anything, please, let me know.
O zaman bana gerçeği söyle, Art.
So just tell me the truth, Art.
Bana Huzur Getiren'in yerini söyle, ben de kardeşini hızlı öldüreyim.
Tell me where Peacemaker is, and I'll kill your sister fast.
Silahla olan hünerime gelecek olursak... Bobo'ya çürümüş cesedini karavanımdan indirmesini ve bana bilmek istediğim şeyi söylemesini yoksa ilk elden vurulmanın nasıl bir şey olduğunu öğreneceğini söyle.
Now, as for my prowess with a gun... you tell Bobo to drag his corrupt corpse down to my trailer and tell me what I wanna know, or he will gain some first-hand knowledge of the efficacy of my shot.
Bana ne düşündüğünü söyle.
Just tell me what you're thinking.
Bana gerçeği söyle.
Tell me the truth.
Lütfen bana onun peruk olduğunu söyle.
Please tell me that's a wig.
Hadi bana adını söyle, Meksika'daki irtibatınızın kim olduğunu ve gerçek toplantılarınızın tam olarak nerede, ne zaman yapılacağını söyle.
So tell me your name, tell me the name of your contact in Mexico and finally tell me exactly where the real meeting is taking place and when.
Bana doğruyu söyle.
Tell me the truth.
Bana bir sebep söyle.
Give me one reason why.
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290