Tatlı şey tradutor Inglês
3,232 parallel translation
- İkramiye'ydi ve lakabımı sen de biliyorsun, tatlı şey.
It was jackpot... and you know what it was, sweet thing.
- Pekala, o zaman, tatlı şey,... belki de sana çevreyi rahatsız etmekten ceza yazabilirim.
- Well, then, little honey, I may have to cite you for disturbing the peace.
Küçük Tatlı Şey.
Pretty little thing.
Hadi tatlı şey!
Come on, lively.
Geçti, geçti tatlı şey.
There, there, sweet thing.
Tatlı şey.
Pretty thing.
Gel bakalım buraya, küçük tatlı şey seni.
Come here, you sweet little thing.
Seni tatlı şey, tatlı şey seni.
Oh, you sweet thing, you sweet thing.
Sen de halinden memnunsun, değil mi tatlı şey?
You're not complaining, are you, sweet stuff?
Bence bu tatlı şey benim içimde 45 kalibrelik bir delik açmana engel.
I suspect this pretty little thing here is the only thing keeping you from putting a 45 caliber hole in my hide.
Kendisinin dünyadaki en tatlı şey olduğunu sanıyor.
He thinks he's the sweetest thing on the world.
Tatlı şey.
Sweet one.
Tatlım, davetiyede kıyafet kuralıyla ilgili bir şey var mıydı?
Honey, was there anything about a dress code in the invitation?
Tatlım, şey...
Honey, I'm Really....
Tamam, ben sadece şey olmak istiyorum... Tatlı sert ve karanlık.
Okay, I just want it to be... bittersweet and dark.
Üzgünüm, tatlım. Yapabileceğim bir şey var mı?
Sorry, hon, anything I can do?
Her şey yoluna girecek, tatlım.
It's all gonna be okay, sweetie.
Tatlım, her şey yolunda mı?
Honey, is everything all right?
Tatlım, bu bana kalmış bir şey değil.
Honey, it's not up to me.
Sana bir şey olmayacak tatlım, tamam mı?
You're gonna be fine, honey, okay?
Evet, balık etli, tatlı bir şey.
Yeah, she's plump and lovely.
Hiçbir şey, tatlım. Sadece iş yapıyoruz.
Oh, sweetie, it's nothing.
Ama Dan'in bana karşı hisleri yok ve bunu değiştirebilecek hiçbir şey yok ne bir şampanya ne de büyüleyici bir tatlı.
But Dan doesn't have feelings for me, and--and there's nothing that will change that, not some champagne or dazzling dessert.
Her şey çok güzel olacak tatlım.
But, honey, we're gonna do it right.
Tatlım, burnunun üzerine bir şey bulaşmış.
Sweetheart, you've got a bit of something on your nose.
Tatlı için bir şey mi istiyorsun?
Do you want something for dessert?
Tatlım, siz kardeşsiniz yani ve sende her şey yolunda gitti.
I mean, he's related to you, baby, and you turned out all right.
Öyle bir şey yok tatlım.
No such thing, sweetheart.
Muhtemelen yazan şey "Tatlım olur musun?"
It's supposed to say, "Will you be my sweetie?"
Komik bir şey mi var tatlım?
Something funny, sweetheart?
Burada zaman geçirmek için birçok şey yapabilirsin tatlım.
Oh, there's lots of ways to pass the time, sugar.
Tatlı olan her şey olur.
Anything sweet.
Hepsi meraklanıp duracak Ufaklık gibi küçük ve tatlı biri böyle şeytani bir şeyi nasıl yapmış olabilir, iki yetişkini nasıl öldürmüş olabilir, arkasında hiç bir şey bırakmadan, en iyi arkadaşını, yüzük parmağı hariç küçük parçalar halinde doğramış...
Ooh, and they'll all be wondering how such a sweet little thing like Tiny could have gone and done such a devilish thing, how she could have killed two grown men, her best friend, minced her up into little pieces,
İpek elbiseler, tatlılar, her şey...
Silk dresses, sweets, everything.
Tatlı yerken birçok şey olabilir.
A lot can happen at dessert...
Şey... o tatlı ve basit bir kızdı.
Well... she was this sweet simple girl...
Fazla bir şey değil sadece tatlı basit bir kız...
Nothing much... Just a sweet simple girl...
Şey, tatlım...
Well, sweetie...
Merhaba tatlı, yumuşak şey.
Hi, tiny and kind of bent.
- Tatlım, her şey yoluna girecek.
Honey, everything is going to be okay.
Pekâlâ tatlım dinle avukatım gelmeden başka bir şey söylemeyeceğim.
All right, listen, Sweetie, I'm not gonna say another word to you without a lawyer present.
Tatlım, Neden her zaman gizli toplantılarda... büyük bir fotoğrafımızın olmasının kötü bir şey olduğu varsayımında bulunuyorsun?
Oh, honey, why must you always assume that a huge picture of us at a secret meeting we weren't told about is a bad thing?
Orada bir şey olmalı, tatlım. "
There must be something there, dear.'
İnan bana tatlım, bu çatlak dünyada, birazcık fazladan şansla yapamayacağın hiçbir şey yok.
And trust me, honey, we can all do with a little extra luck in this crazy world.
Tatlım, yanlış bir şey mi var?
Honey, is something wrong?
Tatlım, her şey güllük gülistanlık.
♪ honey, everything's ♪ ♪ coming up roses ♪
Tatlım, her şey güllük gülistanlık.
♪ honey, everything's ♪
Tatlım, her şey güllük gülistanlık ve nergis tarlası.
♪ honey, everything's ♪ ♪ coming up roses ♪ ♪ and daffodils ♪
Çeviri : üşengeçadam Ne tatlı şey.
Ohh... cute.
Bildiğim tek şey kim olduğum, tatlım.
I only know who I know, sweetheart.
- Tatlım, her şey düzelecek.
- Oh honey. It's gonna be fine.
şeyde 37
seyirciler 18
şeydi 22
şeyden 21
şey yani 16
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
seyirciler 18
şeydi 22
şeyden 21
şey yani 16
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
tatlım 9499
tatlim 61
tatlı rüyalar 182
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
tatlım 9499
tatlim 61
tatlı rüyalar 182