Yemek istiyorum tradutor Inglês
1,041 parallel translation
Yemek yemek istiyorum.
I want to eat.
Seninle sıkılmak, seninle yemek yemek istiyorum.
I want to get bored with you, eat with you.
Yemek istiyorum. Çantanız da büyükmüş.
Such a full backpack.
Amerika öyle güzel ki dostum, onu yemek istiyorum.
America, man, you know, it's so beautiful I want to eat it.
- Yemek istiyorum.
- I wanna eat it.
Bir şeyler yemek istiyorum.
I'd like a bite to eat.
Yemek istiyorum.
I want to eat.
Pişmiş pirinç yemek istiyorum.
Hungry. I want to eat cooked rice.
Yemek yemek istiyorum!
I want to eat!
Yemek yemek istiyorum ama herhangi bir şey değil.
I wanted to eat but not just anything.
Onlar yiyemezler bunu, ben yemek istiyorum!
They can't have it, and I want it!
Onlar yemesinler, ben yemek istiyorum!
They can't have it, and I want it!
Yemek yemek istiyorum.
I would like dinner.
- Taze bir yemek istiyorum.
- I want a French dinner.
- Gerçek yemek istiyorum.
- I want a real meal.
- Et yemek istiyorum.
I feel like meat.
Yumurta yemek istiyorum şimdi.
I want an egg now.
Bu gün ne yemek istiyorum...
Today I want to eat...
- Yemek yemek istiyorum!
- Now, dammit!
Söylecek bir şeyim yok, Sadece pastamı yemek istiyorum.
I have nothing to say, I just wanna eat my cake.
Bilirsin, ben biftek yemek istiyorum.
You know? I want to... You know, I wanna have a steak.
Sadece yemek istiyorum.
I just want to eat you.
- Çalışma odasında yemek istiyorum.
- I'll take it in the study.
Davulu yemek istiyorum!
I want to eat drums. No. no.
Bugün bir ara yemek yemek istiyorum.
Sometime today, I want to eat.
Artık her 15 kilometrede bir yemek istiyorum.
Now I want them to leave food every 1 0 miles.
Lokantada yemek yemek istiyorum.
I want to go out to lunch.
Ben bir şeyler yemek istiyorum.
I want some food now.
Ben şimdi güzel bir yerde, güzel bir yemek istiyorum.
I want to eat in a nice place.
- Söyleyeyim. Perşembe öğle yemeğine kadar bir İsa'lı, 12 havarili, kangurusuz tramplen gösterisi olmayan bir Son Yemek istiyorum yoksa tek kuruş alamazsın.
I want a last supper with one Christ, twelve disciples, no kangaroos, no trampoline acts, by Thursday lunch, or you don't get paid!
Kafayı yemek istiyorum.
I wanna have some fun!
Ben kızartma yemek istiyorum.
You'd rather eat fries on the public beach?
- Ben böyle yemek istiyorum.
I want to eat it like this.
Hep böyle şeyler yemek istiyorum.
I'd like to eat like this always.
Yemek istiyorum!
I want some food!
Şimdi huzur içinde yemek istiyorum.
Now I'd like to eat in peace!
Yemek istiyorum.
I want supper.
Bir at, yemek ve su istiyorum.
I want a horse, food, and water.
Ama ben yemek istemiyorum, oda istiyorum
But I am not eating today, I need a room
Sana yemek yapmak istiyorum.
I want to cook for you.
Richard için güzel bir yemek hazırlamak istiyorum.
I'd like to prepare something for Richard that's not out of a can.
Seninle Karen'e bir yemek ısmarlamak istiyorum, kentteki en iyi lokantada.
I want to buy you and Karen a meal in the best restaurant in town.
Sadece bilmek istiyorum, acaba yemek salonu bu tarafta mı?
I just want to know, can you tell me is the mess hall in this direction?
Sorun olmazsa, hepinize yemek ısmarlamak istiyorum. Nasıl olur?
If it's not getting in the way, I'd like to treat you all to a meal.
Yemeğimi hizmetlilerin yanında yemek için izninizi istiyorum, Don Gaetano.
I'd like your permission, Don Gaetano, to eat with the service staff.
Yemek istemiyorum, hemen gitmek istiyorum.
I don't warna eat. I wanna leave right now.
Sadece yemek yapmayı öğrenmek istiyorum!
I just want to learn to fucking cook!
Kendim karar vermek istiyorum, istediğim zaman yemek yiyeceğim, istediğim zaman eve geleceğim ve çıkacağım.
I really can't take it. I'll decide when I come, when I eat and when I go.
Sana bir Son Yemek sipariş ettim ve bir Son Yemek istiyorum.
Now, a last supper I commissioned from you, and a last supper I want!
Saat 4'te iridoloğu ve 5'te dahiliye uzmanını görmenizi istiyorum ve daha sonra yemek salonunda maydonoz çayınızı içmek için ara verebilirsiniz.
I'd like you to see the iridologist at 4 : 00, have a colonic at 5 : 00, and then you can cut along to the light-dining room and have a refreshing cup of parsley tea.
... ve tabi ki harika bir espri anlayışı olmalı, çünkü hep onunla olmak isteyeceğim, gece ve gündüz - onun için yemek pişirmek ve onun için temizlik yapmak, onu dinlemek ve ondan bir şeyler öğrenmek istiyorum.
... and he ´ d also have to have a wonderful sense of humor, because I would want to be with him all the time, all day and all night long - to cook for him and to clean for him, to listen to him and to learn from him.
istiyorum 518
istiyorum ki 20
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
istiyorum ki 20
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35