English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yemek için

Yemek için tradutor Inglês

8,772 parallel translation
Biliyor musun belki benim için küçük bir tanıtım yapman karşılığında....... aylık düzenlenen yemek için yardımcı olabilirim.
And you know what? Maybe, in exchange for just a smidge of campaigning, I could help revive your monthly potluck.
- Yemek için ellerine sağlık.
Thanks for cooking. Mmm.
Yemek için teşekkürler.
Thanks for dinner.
Yemek için bir şey mi istiyorsun?
You want something to eat?
Sonra biraz Çin yemeği yemek için Chinatown'a gittik.
And we drove to Chinatown for dim sum.
Guigino'ya balık yemek için geldik.
We came to Guigino's for the fish.
- Yemek için kapalı olduğumuzu söylersin.
At 5 : 00, all right? Tell them we're closed for dinner.
Yemek için teşekkürler.
And thanks for the food.
Arabasıyla geldi, Dairy Queen'in önünde ikinci sıraya park etti ve bir şeyler yemek için içeri girdi.
He drove up and he double-parked outside a Dairy Queen and went in to get some soft serve.
- Yemek yemek için Kulüp'e gelmelisin.
You must come to the club for your dinner. There's no need.
Yemek için.
What?
Sağ ol yemek için.
Thanks for dinner.
Yemek için.
For dinner.
Şimdiye kadar yediğim en güzel yemek için teşekkürler.
Well, thank you for the best meal I've ever eaten.
- Sorun yok, yemek için bekledik.
It's quite all right. We waited to eat.
- O halde ben de seni Butter Stick'te görürsem belki hamur tatlısı yemek için sana katılabilirim.
- Well, then I would say, maybe, if I saw you at the Butter Stick Bakery, maybe I would come and join you for a... cruller.
Yani, ben 24 yaşındayım ve taze salkım domates yemek için emekliliği beklemek zorunda değilim.
Yeah I mean, I'm 24, but I don't have to wait until I retire to get fresh vine ripened tomatoes.
- Yemek için teşekkürler.
Thank you for dinner.
Waffle yemek için duralım demiştik.
Thought we'd stop for some waffles.
Onun ne olduğunu bilseydi bile, veya ben bilseydim bile bence Sara henüz tavuk yemek için fazla küçük.
Even if she knew what that was, even if I knew what that was, I think Sara's still a little young for chicken cacciatore.
O haftadan sonra yemek için seni eve çağırdı.
He had you over to the house for dinner later that week. I knew...
Yaparsan dondurma yemek için kalabilirsin.
Then you can stay for ice cream.
Okulda bizi bekliyordu ve pizza yemek için bizi götürdü.
He was waiting for us at school and he took us out to get some pizza.
Aslında karaciğeriniz ve böbrekleriniz yemek için hemen uygun olabilirdi.
Actually, your liver and kidneys would be suitable for dinner right away.
Çocuklardan biri buraya yemek için geldiğini söyledi.
One of the children said he came here looking for food.
Hayır ama önden tatlı yemek için harika bir bahane.
Nope, but it's the perfect excuse to eat dessert first.
Umarım büyük bir şehirde biraz italyan yemeği yemek için davayı bahane etmek değildir.
I hope this isn't someone using a case To get some good italian food in the big city.
Bu sırada, sabah morina yemek için öğle yemeğinden kestim.
Meanwhile, I got undercharged at the diner for my morning scrod.
Birçok inek için kötü bir günde sınıfta dalga geçilebilinilir yemek şakası yapılabilinilir veya en kötüsü, okul takımı seni dövebilir.
For most geeks, a bad day might be being the butt of jokes in class, the occasional food prank and the worst- - being beat up by a jock.
Sizi rahatsız etmek istemem ama bugün öğleden sonra karımla yemek veriyoruz. Oğlumuzun organlarını alanlar için.
I don't wanna bother you but we're having a supper this afternoon for all our son's organ recipients.
Ben kendimle yemek yedikten sonra tatlı için ikinizle buluşabiliriz.
You know, maybe after myself and I have dinner, we can meet you two for dessert.
İyi yemek, iyi arkadaşlar ve gece yarısı civarında ölmek için yalvarmanızı sağlayacak mide ekşimesi.
Good food, good friends, and sometime around midnight, heartburn that makes you pray for death.
Kendin için değilse de Bayan Claire'in hatrına yemek zorundasın.
Ye need to keep yer strength up. Ye must eat for... For mistress Claire's sake, if not for yer own.
Biz burada yemek yerken bile Genel Vali seçilecek olan yeni Hint Kurulu için planlar yapıyor.
You know, even as we dine here, the Viceroy is drawing up plans for a new elected Indian Assembly.
Yemek pişirmek için kamp ocağım var.
For cooking, I have a camp stove.
Yemek için de gelmedin.
Not even for baked goods.
Yemek işi bizim için pek iyi olmadı ya o yüzden dedim.
... Dinner. Sorry, it's just that, uh, You know, dinner hasn't gone too well for us lately.
Sarhoşken Lavon'a Bisküvi Sepeti'ndeki yemek için teşekkür edip iyi geceler derken ona onu hâlâ sevdiğimi söylemiş olabilirim.
Except, in between drunkenly thanking lavon For the biscuit basket dinner and saying good night, I...
Bugün öğleden sonra karımla yemek veriyoruz. Oğlumuzun organlarını alanlar için.
My wife and I are gonna have a supper for all our son's organ recipients.
Masaya yemek koyabilmek için çok çalışırdı.
Worked hard to put food on the table.
- Senin için yemek yapmayı öğrenebilirim, Hermie.
I could learn to cook for you, Hermie.
Yani, ben ona sahip çıktım, ve ona bu evde bir yaşam verdim, ama siz onun sokaklarda yaşamasını ve yemek bulmak için çöpleri karıştırmasını, pek umursamıyor gibi görünüyordunuz.
I mean, it so happens that I care for him and I found him this place to live, but it does seem like y'all didn't care if he was living on the street, dumpster-diving for his meals.
İkinizin de birbirinize gay öpücükleri vermek isteyip de veremeyeceğinizi bilirken benim için kesinlikle moral bozucu bir yemek olacak.
Well, it is going to be a depressing dinner for me, Knowing you're sitting there wishing you could gay kiss him But you're not allowed.
- Yemek için teşekkürler.
* I left better behind to be fine * - Thanks for dinner.
yemek, içmek, sıçmak, sikmek... ve fazlası için savaşmak.
eating, drinking, shitting, fucking... and fighting for more.
Yemek, içmek, sıçmak, sikmek ve daha fazlası için savaşmak, değil mi?
eating, drinking, shitting, fucking, and fighting for more, right?
Öğle yemeğinden sonrası için bir yemek şirketi tutmuştum.
I've hired a catered lunch for after.
Kendim ve Yevgeny icin iki kisilik yemek isterim.
I eat two meals, for me and Yevgeny.
Biz babamızla yemek yerken sen de onu kasabayı terk etmesi için ikna edeceksin.
And you will subtly convince him to leave town while Magnolia and I have dinner with our father.
Amacınız yemek yemek değilse ilk randevu için Lutefisk tam aradığınız yer.
If you're not interested in eating, Lutefisk is the perfect place for a first date.
Yemek yedikten sonra havuza girmek için 30 dakika beklemeliyim biliyorum. - Ama o zaman da hiç giremem zaten.
I know I should wait 30 minutes after I eat before I go in the pool, but hey, then I'd never go in the pool.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]