Yeni bir hayat tradutor Inglês
2,019 parallel translation
Bir ucube çürümüş et ve ölmüş ruhtan yeni bir hayat yaratabilir mi?
Can a freak create new life from rotting flesh and dead souls?
Yeni bir hayatımız olacak.
Have a new life.
Bir hayat sona ererken yeni bir hayat başlıyor.
One life ends, another begins.
Benimle çok ilgileniyor ve beraber yeni bir hayat kurmak istiyoruz.
And he cares about me and we're trying to start a new life together.
Beni orada kimse tanımaz yeni bir hayat kurarım.
Nobody knows me there, I start new life.
Öyleyse, yeni bir hayat için niye bir şey yapmadın?
Then why didn't you do something about it?
Yeni bir hayatı var.
She has a new life.
" Senin için yeni bir hayat başlıyor
" A new chapter will soon begin for you
Yeni bir düşünce tarzına ihtiyaç duyulan, yeni bir hayat.
A new life requires a new way of thinking.
Yalnızca bir saat dişini sıkacaksın ondan sonra tümüyle yeni bir hayatın olacak.
It's one hour of your time, and then you have a whole new life!
Sonunda da onunla evlenerek, ona yeni bir hayat sunmuş.
Well, eventually he married her and gave her a new life.
Sanki yeni ve büyülü bir yerde macera dolu yeni bir hayat başlangıcı arayan cesur öncüler gibiyiz.
It's like we're brave pioneers on a quest to start a new life in a magical new land.
Yeni bir hayatım var.
I have a new life.
Çok avantajlı yeni bir hayat sigortası poliçesi parası olan bir erkeğin tek para biriktirme yoludur ve ölümü halinde geride kalanlara bırakacağı bir miras olur. "
A great advantage of a new life-assurance policy to the man with money to put aside is that it is the only means of saving which instantly creates an estate for his dependants in the event of his death. "
Biliyorsunuz, bazen, insan çok kötü bir hata yaptığında ve hayatını arap saçına çevirdiğinde ölüm tek seçenekmiş gibi gözükürken... .. bir melek gözükür ve ona yeni bir hayat sunar.
You see, sometimes, when a man has made such a foul and tangled mess of his life that death appears to be the only option an angel appears and offers him a change of life.
Size yeni bir hayat sunuyorum.
I'm offering you a new life.
Sana ile evlenip, yeni bir hayat kuracağım.
I'm going to marry Sana and start a new life.
Yeni bir hayat, yeni bir başlangıç.
A new life, a new beginning.
Görüyorum ki kendine yeni bir hayat ve kariyer edinmişsin
You obviously have your own life and career.
Yeni bir fizik bana yeni bir hayatın kapılarını açabilir diye düşündüm.
I thought a new body might give me a new life.
Kendim ve çocuğum için yeni bir hayat istiyordum.
I just wanted a new life for me... and for my baby.
Senin içinde yeni bir hayat başlıyor.
It's a tiny life. Created by you. Of you.
Onsuz kendine gayet de yeni bir hayat kurdun.
You did so well rebuilding your life without him.
Yeni bir hayat kurmaya çalışıyordum.
I was trying to rebuild my life.
Yeni bir hayat kuracağım paramı çalmanızı?
Steal my money I was gonna make a new life with?
Seninle yeni bir hayat istiyorum.
I want a new life with you.
Allah aşkına, yeni bir hayat kur.
Turn the page, dammit.
Ben paramı alacağım sen de yeni bir hayat.
I get my money. And you get a new life.
Aniden öylece dönemezsin. Ve boktan bir kitap üzerine yeni bir hayat kuramazsın.
You can't suddenly turn around and build a whole new world-view based on crap.
Yeni bir hayat kurmak 15 yıl sürdü ama seni hiç unutmadım.
It's taken 15 years to get a new life, but I never forgot you.
Yeni bir hayatım var diye intikam almaya geldin.
You came for revenge, because I have a new life.
15 yıl hayatımı gizlenerek yaşadım. Bana yeni bir hayat verdi.
I stayed hidden for 15 years, He gave me a new life.
Bugün yeni bir hayatın başlangıcı çocuklar.
It's the dawn of a brand-new day, boys.
Hayatının yeni bir bölümü şimdi başlıyor.
A whole new part of your life is starting right now.
Bu belki hayatımda yeni bir sayfa açmama neden olur.
This may be a new chapter in my life.
Los Angeles'taki yeni hayatımıza daha iyi bir hayata başlamak için iyi bir başlangıç olduğunu söylemiştim.
I told him it was a good omen. Welcoming us to our new life. Better life.
Ve yarın hayatına yeni bir parça geldiğinde gideceksin.
and tomorrow a new segment will come in your life and you'll gone.
Hayatı oransız hale gelmişti ve çok geçmeden gidip yeni bir balık aldı, hem de daha iyisinden.
It had become asymmetrical and the sooner he got a new fish, the better.
Benim için yeni bir başlangıç kaybettiğim yılların kazancı uzun hayatım için gerekli olan kan bu yaşam karmaşasında canavarın kimden kan emdiğinin bir önemi yok ve söylediğim boş laflar kulaklar için en sessiz olanlardır.
For me, a new beginning, years gained from those lost, their blood for my extended life, drained from a beast not meant for this mortal coil, and my words wasted on the dumbest of ears.
Hayatıma yeni bir soluk getirdin.
You're a breath of fresh air.
Bu da, profesyonel hayatında asla yeni bir düşünceye yer vermeyeceğin anlamına geliyor.
So what that means is that you will never have a new thought in your professional life.
Geçmişe sünger çekmeyi ve hayatını sürdürmek için yeni bir hayata başlamaya zorlanmasını.
and create a new life in order to survive.
Yakub, yeni bir hayat bizi bekliyor.
Now even you get out of there quickly.
Benim için cehennem, her yeni güne uyanarak çektiğim acıların hayatımda bir anlamı olduğuna inanmak.
Hell is waking up every day believing that the suffering you're doing in life has meaning.
Ya Owen önceki hayatında taciz edildiyse, Ve şimdi nişanlı ve bebek sahibi olacağı için heyecanlı. Ruhu, yeni bir baba olarak aynı şeyi yaşacağı için endişeli olabilir.
What if Owen was abused in a past life, and now that he's engaged and excited about having a new baby, his soul is worried he might repeat the cycle as a new father.
Yeni bir kasabada, yeni bir hayat düzgün bir adam için. Şartlı tahliyen de devam edecek.
Your parole gets through, this is you setting up in a new town like a proper man.
Hayatına yeni bir sayfa açacaksın.
You'll get a new start.
Dedikleri gibi, Yeni Yıl Hayatında bir değişiklik getirdi.
As they say, the New Year brought a change in your life.
Evet, ama hayatımda yeni bir sayfa açıyorum.
Yes, but I'm moving on to fresh pastures.
Bu sandalyeye bağlanmamda önemli bir rol oynadığına göre yeni hayatımı daha çekilir kılabilmek için daha hoşgörülü olursun diye düşünmüştüm.
I just thought that since you played a major part in putting me in this chair, you'd want to play a small part in making my new life tolerable.
Griff'in yeni bir işi var, hayatım.
Uh, Griff just got a new job, darl. Oh.
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96
hayatta olmaz 273
hayattasın 50