Yeterince duydum tradutor Inglês
140 parallel translation
Yeterince duydum, evine dön.
I've heard enough. Go home!
Yeterince duydum.
I've heard enough.
Yeterince duydum, kahrolası!
I've heard enough, damn it!
Yeterince duydum.
I've had enough.
Yeterince duydum.
I've heard it often enough.
Daha önce bu hikayeyi yeterince duydum.
I heard enough of that story before.
Bunları oğlumdan yeterince duydum.
I certainly get enough of that from my son
- Teşekkür ederim, Hastings. Yeterince duydum.
- Thank you Hastings, I have heard enough.
Sanırım yeterince duydum.
I think I've heard enough.
yeterince duydum.
I heard enough.
Cıyaklamanı yeterince duydum.
I've had enough of your squealing.
Yeterince duydum.
I've heard enough of this.
Bunu senden yeterince duydum, Lou.
I've had just about enough of you, Lou.
- Tamam, yeterince duydum. - Ah, anne, anne.
- All right, I've heard enough.
Yeterince duydum.
- I've heard enough. ... ten percent.
Konuşma bitmiştir, yeterince duydum!
End of discussion!
Bunları yeterince duydum.
I've heard enough of this.
Tanrım, yeterince duydum!
My heaven, I've heard enough of this!
Dün gece yeterince duydum.
I heard enough last night.
Yeterince duydum.
God knows I've heard enough of it.
Koca bir- - Yeterince duydum.
We have a whole... I've heard enough.
Bunu yeterince duydum tamam mı?
I've had about enough of this, all right?
- Yeterince duydum.
- I heard enough.
Senden yeterince duydum!
I've had enough of you!
Yeterince duydum. Güle güle
I'Ve heard enough already.
- Senin kaygılarını yeterince duydum.
- I've heard enough of your concerns.
- Tamam! Yeterince duydum.
- I've heard enough.
Bunu yeterince duydum!
I've had it with all of you!
Yeterince duydum.
I done heard enough and I done weighed in.
Zalim cinayetlerini yeterince duydum.
I've heard enough about your brutal killings.
Yeterince duydum, oğlumu nasıl mıncıkladığını ve tehdit ettiğini.
I have sat long enough hearing how you threaten my boy.
Yeterince duydum, oğlumu nasıl mıncıkladığını ve tehdit ettiğini. Bu şimdi bitecek.
I have sat around long enough, hearing about how you've pawed and threatened my boy.
Kehanet hakkında yeterince laf duydum.
I've heard enough about prophecy.
Yeterince duydum.
Look, I'm going I've had enough.
Yeterince şey duydum.
I've heard quite enough.
Ben yeterince konuşma duydum zaten.
Hell, I've heard enough talk already.
Yeterince gördüm ve duydum.
I've seen and heard enough.
Hakkında yeterince sızlanma duydum.
I hear enough griping about it.
Yeterince hızlı çalışmadığı için Kaliforniya'da iyi bir iş kaçırdığını duydum.
He lost that job in California. Wouldn't work fast enough.
Yeterince dedikodu duydum.
I've had enough of the gossip.
Yeterince bu tarz şeyler duydum.
I've had enough of that kind of information.
Senden yeterince laf duydum.
I've had just about enough of you.
Pekala, yeterince şey duydum. Neden konuyu değiştirmiyoruz?
All right I've heard enough why don't we just change the subject.
Onun hayatını yeterince mahvetmeye yardım ettiğimi bilmelten gurur duydum ona yazmak için bir şey verdiğim için.
I took a certain pride in knowing I'd helped ruin his life enough... to give him something substantial to write about.
Bir gün için yeterince aşağılanma ve sızlanma duydum.
I've heard all the bitching and moaning I can stand for one day.
- Onu yeterince açık duydum.
- I heard him loud and clear.
Yeterince şey duydum.
I heard enough.
Yeterince şey duydum.
I've heard enough.
Söylediklerinin tek kelimesini anlamadım, ama "nazi piçleri" ni duydum ve bu benim için yeterince iyi.
I didn't understand a word you said, but I heard "nazi bastards," and that's good enough for me.
Onun hakkında yeterince şey duydum.
- I've heard enough about him.
Çünkü yeterince yetişkin saçmalığı duydum
Because I've had enough of lunatic adults for a while.
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
duydum ki 65
duydum seni 20
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69