Çok şey öğrendim tradutor Inglês
646 parallel translation
Benden daha uzun süredir hayaletleri gördüğünden ondan çok şey öğrendim.
He was able to teach me a lot of things because he's been seeing ghosts a lot longer than I have.
Sayende kadınlar hakkında çok şey öğrendim.
I certainly learned about women from you.
İnanmazsın, ama yat bakımının kaça mal olduğuna dair çok şey öğrendim.
Believe it or not, I've just been learning how much it costs to keep up a yacht.
Bu sabahtan beri pek çok şey öğrendim
I've learned a good deal since this morning.
Son zamanlarda insanlarla ilgili çok şey öğrendim.
I've learned a lot about people myself lately.
Ama çok şey öğrendim ve eğer sözümü dinlerseniz hepimizin mangırları olacak.
But I've learned a lot and if you obey me we'll all get dough.
Ondan çok şey öğrendim.
I thought I'd make the most of it
Bir yerliye aşık olup çok şey öğrendim.
Fell for a native and learned a lot.
Onun yanında adadaki hayatımı renklendirecek bir çok şey öğrendim.
With his many different skills he enriched my life on the island.
Ondan çok şey öğrendim.
I've learned a great deal from him.
Çok şey öğrendim, baba.
I have learnt so many things, Father.
- Çok şey öğrendim.
- I've learnt a lot.
Çok şey öğrendim.
I found out a lot of things last night.
Ondan çok şey öğrendim.
I've learnt a lot from her.
Oradaki insanların konuştuklarından bir çok şey öğrendim.
What the people from up there talk about, I've learned a lot.
Mükemmel bir ameliyattı, çok şey öğrendim.
It was a superb operation. I learned a great deal.
Çok şey öğrendim.
I've learned many things.
Şey, bir yılda çok şey öğrendim. Ben de öyle.
He was a beast, more than you could know.
Senden çok şey öğrendim.
I learned so much from you.
Son zamanlarda çok şey öğrendim.
I've been learning a lot lately.
Çok şey öğrendim.
I've learned a great deal.
Ondan çok şey öğrendim. Muhasebe, maliyet hesabı ve hatta bilgisayar ile ilgili bazı şeyler.
I learnt a great deal more from him, accounting, cost-price, even something about computers.
Son birkaç saat içinde çok şey öğrendim.
I've learned a lot in the last few hours.
Şimdiye dek dikkat çekmeden çok şey öğrendim.
I've been learning on the sly.
Çok şey öğrendim.
I've learnt quite a lot.
Bundan çok şey öğrendim.
I've learned a great deal.
Çok şey öğrendim.
I've learned a lot of things.
Senden çok şey öğrendim küçük kız.
I've taken a lot from you, little girl.
"Örneğin Troçki hakkında o kadar çok şey öğrendim ki."
I've learned so many new things, about Trotsky, for example.
Senden çok şey öğrendim.
I've learned so much from you.
Savaş esnasındaki tecrübelerimden... çok şey öğrendim... elini çabuk tutman gerek.
Something we had to learn during the war for bomb victims that needed urgent surgery.
Çok şey öğrendim, yaşlı adam.
I have learned many things, old man.
Ama hayatımda öğrenemediğim kadar çok şey öğrendim.
But i've learned a lot for my whole life.
Burada anatomiyle ilgili çok şey öğrendim. Femur, patella, fibula.
I'm learnin'all about that anatomy, like, um, femurs, patellas, fibulas.
Çok şey öğrendim.
I learned a lot.
- Çok şey öğrendim.
I've learned a lot.
Hakkımda çok şey öğrendim.
I learned a lot about myself.
Yapayalnız kaldım ve çok şey öğrendim
I been out on my own and I learned so much
Ancak... Ben de sizden çok şey öğrendim.
Well... you have done so much for me as well.
Ama o zamandan beri çok şey öğrendim.
But I've learned so much since then.
Hakkınızda çocuklardan çok fazla şey öğrendim.
I have heard so much from the children.
Evet, orada çok sey ögrendim, efendim.
Oh, yes, I did quite a bit there, sir.
Çok önemli bir şey öğrendim, size çok ucuza mal olacak.
When you hear what I got for you, you'll say you bought it cheap.
O an öğrendim ki, eğer dikkatle gözlemlerseniz eller, insanın yüzü kadar çok şey ifade edebilir.
I learned then that the hands, if you observe them well can be as expressive as the face
Çok ilginç bir şey öğrendim.
It's a very interesting thing I found out.
Bugün çok şey oldu ama sizi dinledikten sonra bir şey öğrendim.
A lot has happened today, but I've learned one thing from listening to you.
Bir gece de hayatım boyunca bana tattıramadığın.... bir çok şey öğrendim. Uğratmadım.
I'm not disappointed.
Aslında bebeğimden çok fazla şey öğrendim.
Fact is, uh, I been learning an awful lot from that baby 0'mine.
Pek çok şey öğrendim.
I've learned a lot of things.
Her şey çok kolay oldu çünkü dikkatli olmayı öğrendim.
Martin's voice : everything's been pretty easy Since i've learned how to be careful.
Senden çok fazla şey öğrendim de ne demek?
Wh-What did you mean, I learned too much from you?
çok şey 46
çok şey mi istiyorum 23
çok şey biliyorsun 17
öğrendim 28
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok şey mi istiyorum 23
çok şey biliyorsun 17
öğrendim 28
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33