Şükür ki tradutor Inglês
1,062 parallel translation
Tanrı'ya çok şükür ki seninle evlenmedim.
Thank heavens I didn't marry you.
Tanrıya şükür ki tiyatro sahnesindekiler hariç kimsenin aşk uğruna ölmediği bir çağda yaşıyoruz.
For, heaven be thanked, we live in such an age where no man dies for love except upon the stage.
Tanrıya çok şükür ki sevgili Francesco'muza bahtlı bir ölüm bahşetti.
Thank God our dear Francesco was granted the mercy of a happy death.
Tanrıya şükür ki ne su istiyor ne de ihtiyaç duyuyor.
Thank God she doesn't seem to need or want water.
- Çok şükür ki bugün Cuma.
- Thank goodness it's Friday.
Çok şükür ki acil bir işim yoktu.
Fortunately, I had nothing urgent.
Çok şükür ki, ıskaladı.
Fortunately he missed.
Çok şükür ki bu gece olmayacak.
But tonight, thank heavens, won't be.
Tanrı'ya şükür ki siz Pyrrho okumuşsunuz, Doktor.
Well, thank heaven you remembered reading Piro, Doctor.
Tanrıya şükür ki ben değilim.
- I'm not, thank God.
Tanrı'ya şükür ki hayır.
Good gracious, no, not a soul.
Şükür ki işim arkamı ısıtma zevkime karışmıyor.
Fortunately, my calling still allows me the luxury of a warm posterior.
Rodney'in ispat arzusuna şükür ki, geriye hiçbir şey kalmadığını keşfettik.
Thanks to Rodney's desire for proof we discovered there were no remains.
Tanrıya şükür ki bana yetenek vermemiş.
God be praised that He gave me no talent.
- Şükür ki Pelerinli Savaşçı var.
- Thank goodness for the Caped Crusader.
Şükür ki kasiyer önümüzdeki hafta dönüyor.
Good thing the cashier will be back next week.
Çok şükür ki değildim ve sadece onlara bunu söylemeni istiyorum.
However, I'm not, and I'd be glad if you told them so.
"Tanrıya şükür ki oğlumuz henüz sekiz aylık."
"Thank goodness my son's only eight months old."
- Hayır.Çok şükür ki hayır efendim.
But if you hadn't come along...
Görünüşe göre yatıracağım para çok şükür ki sonunda bir işe yarayacak.
It looks like my share of the money is luckily going to be worth something after all.
Yakında Suffolk'da olacağız, Tanrıya şükür ki orada hâlâ güçlü atlar yetiştiriyorlar.
We'll be back in Suffolk soon where, thank God, they still breed strong horses.
Binlerce şükür ki güvenilir... Kaptan Romagna sizin yerinizde değildi.
'Tis a thousand pities that the merely reliable Captain Romagna... was not in your place.
Ve milyonlarca şükür ki Kaptan Zappi de sizin yerinizde değildi.
And a million pities that Captain Zappi was not in yours.
Şükür ki, bununla çok da ilgileniyor gibi görünmüyorlar.
Fortunately, they don't appear to be concerned about much else.
- Tanrıya şükür ki alamayacak.
- As, an't please heaven, he shall not.
Fakat Tanrıya şükür ki,'Sihirli Bileziği'keşfettim.
But thank God I found The Magic Bracelet.
Tanrı'ya şükür ki, seni öldürmedi!
Thank God she didn't kill you!
Tanrıya şükür ki teknik gelişmemiz kusursuz değil bu şeyler nadiren bozulmadan çalışır.
Thank God our technical progress is not so perfect that things don't occasionally go wrong.
Çok şükür ki yarın Paris'e gidiyorum.
Thank God we're off to Paris tomorrow.
Şükür ki rahibin adresi kolaydı.
Thankfully, the bishop's address was short.
Şükür ki öyle.
Thank God for that.
Çok şükür ki yaşıyor!
Thank God he's alive!
Burma Ormanı'nda şükür ki çok sayıda bambu yetişiyordu ve Japonya'da herkes bambu filizleri yer. Bu sebeple her yerde bizim doğal yemeğimiz vardı.
In the Burmese jungle, fortunately, there are many bamboo growths, and in Japan we all eat bamboo shoots, so there was a lot of natural food in the form of bamboo shoots all over the place.
Allaha şükür ki mobil ünitelerimiz var.
Thank God we have mobile units.
Şükür ki sen kurtuldun.
At least you were spared.
Şükür ki o da aldırmaz.
Luckily, he doesn't care.
- Tanrıya şükür ki sensin.
Oh, thank God it's you.
Tanrıya şükür ki Helga'yı yatırdın.
Thank God you put Helga to bed.
Çok şükür ki, Fransız hapishanesinde, yemekler kötü değildi.
Fortunately, it was a French jail, so the food was not bad.
Tanrıya şükür ki, İtalyanlardı.
Thank God there were the Italians.
Tanrıya şükür ki gerçekleri 10 yıl önce oradan almıştık.
Good grief, the real ones we brought up 10 years ago.
Tanrı'ya şükür ki şu oğlanlar var.
Thank God for these boys.
Yıldızlarına şükür ki, sen benimle evlendin.
Thank your stars you're married to me.
Şükür ki...
Fortunately
Şükür ki o kalmış... samimi ve dürüst.
Thank goodness he has remained... sincere and truthful.
Tanrı'ya şükür ki, bitti.
Thank God it's over.
Şey, şükür ki henüz değil.
Well, not yet, thank goodness.
Akton, Allah'a şükür ki tam vaktinde geldin.
Akton, thank god you got here in time.
Şükür ki, seyahat edebilecek imkanım vardı.
Fortunately I had the means to travel.
Ekip liderimiz! Şükür ki, General AUGUSTIN beni kurtarmaya gelecek.
Fortunately, General AUGUSTIN will come to my rescue.
Tanrıya şükür'ki size rastladım eğer siz olmasaydınız, bu ücra köşede, ne yapardım bilemiyorum.
Though I don't know where all you heroes are going... I shall appreciate if you could just let me tag along.