Annem nasıl tradutor Espanhol
521 parallel translation
- Annem nasıl?
- ¿ Cómo está mamá?
Annem nasıl? İyi mi?
Bebía demasiado.
- Annem nasıl?
- ¿ Y mamá? - Está bien.
Elbette hayır. Peki, annem nasıl Bay Barker?
Claro que no. ¿ Cómo está mi madre, señor Barker?
Annem nasıl idare ediyor? Öyle mi?
Chico, cuánto me alegra oírte.
Annem nasıl?
- ¿ Cómo está, mamá?
Bu arada, annem nasıl?
Por cierto, ¿ cómo se encuentra mamá?
Annem nasıl?
¿ Cómo está?
- Annem nasıl görünüyordu?
- ¿ Cómo era ella?
- Annem nasıl?
¿ Cómo está mamá?
- Annem nasıl? - Annem gayet iyi.
- Madre está bien.
- Annem nasıl giyinirdi peki?
- ¿ Así es como vestía mamá?
Annem nasıl giyinmişti?
¿ Cómo iba vestida mamá?
Annem nasıl biri olduğundan hiç bahsetmedi.
Mi madre nunca me dijo cómo era.
Annem nasıl?
Escribe que está bien.
Hey, hey, hey, annem nasıl?
¿ Cómo estä mamä?
- Annem nasıl?
- ¿ Cómo está nuestra madre?
Hiçbir şey yapamazlar. Annem nasıl, iyi mi?
¿ Cómo está mamá?
Annem nasıl?
¿ Cómo está mamá?
Annem nasıl uyuyor?
¿ Cómo que está durmiendo?
- Adela, Annem nasıl?
- Adela, ¿ cómo está la mamá?
Sonra adam kardeşine sormuş'Annem nasıl?
Después el tipo le dice a su hermano : "¿ Cómo está mamá?" Y el hermano dice :
Annem nasıl?
¿ Qué tal está mamá?
Annem nasıl?
¿ Y mamá?
- Annem nasıl?
- ¿ Qué tal está mamá?
- Annem nasıl?
- Como esta mama?
Buradayım baba. Annem nasıl?
Sí, papá. ¿ Cómo está mamá?
Nasıl bir insan olursan ol, annem sana her zaman kucak açacaktır.
No importa que clase de persona seas, mamá te dará la bienvenida.
O kadın nasıl benim annem olabilir?
¿ Cómo puede esa mujer ser mi madre?
Annem... Tam olarak nasıl hissettiğinizi anlıyorum.
Los entiendo perfectamente.
Nasıl olabilir? Annem yemek yaparken çok dikkat eder.
Mi madre pone mucho cuidado al cocinar.
Hem sen burada kal da, annem iyice anlatsın sana aslında nasıl biri olduğumu!
Quédate ahí y escucha a mamá. Aprenderás mi verdadera naturaleza.
Mesela eğer annem, şu anda çok yaşlı olan annem gençken birinin kendisine sarılmasına izin vermiş olsaydı güneşin altında, böyle nehir kenarında benim hayatımın büyüyünce nasıl olacağını kafasına takarak kendine eziyet etmeseydi bugün belki daha az üzgün olurdu.
Mi madre, por ejemplo, mi madre que ahora es una viejecita, ojalá cuando era joven se hubiera dejado abrazar por alguien... así, bajo el sol, a la orilla del río. En lugar de estar ahí atormentándose con sus pensamientos... sobre cómo sería mi vida de mayor.
Annem bunun akıbetinin nasıl olacağını söylemişti. Bu, Tanrı'nın cezalandırması.
Mi madre me lo dijo que pasaría.
Annem hayattayken işlerin nasıl gittiğinden bahsedip durdu.
Empezó a hablar de como era todo cuando mi madre vivía.
Annem bana dedi ki : "Kes ağlamayı, bir gün nasıl olsa ortaya çıkar."
Mi madre me dijo : "No llores. Un día ese soldadito aparecerá".
Annem bu kadar çabuk nasıl ölür?
¿ Cómo pudo haber muerto tan rápido?
Annem sana nasıl sesleniyordu?
¿ Cómo le decía mi madre?
Annem öldüğünden beri kendimi korumak için kim olduğumu nasıl biri olduğumu saklamam gerekti.
Desde que mi madre murió, he tenido que ocultar cómo soy y Io que siento a todo eI mundo para protegerme.
Sonra annem bana adamı nasıl bulduğumu sordu.
Mi madre me preguntó si me casaría con un hombre así.
Beni buraya mahkum etmek için onayını nasıl aldığını anlattı annem sonra da onlara...
Mamá me dijo cómo la convenciste para que me encierren aquí y luego permitirles...
Annem, babam nasıl?
¿ Cómo están mis padres?
Annem ve Rachel nasıl? İyiler.
- ¿ Cómo están mamá y Rachel?
Annem dedi ki : " Aptal kız, nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsin?
Dijo : " Niña estúpida, ¿ cómo eres tan torpe?
Annem umurumda değil, aslında kimse umurumda değil özellikle de senin tanrın ya da var olmayı nasıl seçtiğim ya da düşüncelerim ; diğerleri bu kaderle karşılaşacak, tıpkı senin karşılaşacağın gibi. Anlamıyor musun?
Mi madre no importa, nadie importa realmente, y especialmente no importa su Dios, o cómo elegí existir, o porqué lo hice, todos enfrentarán su destino, y usted también. ¿ No lo entiende?
Annem bu işin nasıl olduğunu anlattı.
Mi madre ya me ha contado cómo va eso.
Annem, Marjorie'ye nasıl şımarık olduğumu, ne kötü olduğumu anlatıyor.
Madre le está diciendo a Marjorie lo malcriada que estoy, lo terrible que soy.
Teğmenle gizlice buluştuğumdan kuşkulanan annem onun nasıl biri olduğunu çözmüştü.
- Se oponían a la boda. Mi madre sospechaba que nos veíamos y decidió investigarle.
herkes masanın başındayken zıplayacağım beni görebilecekler ve annem durduracak beni Tek başına kaldığına biri nasıl ayakta kalır orada çevresinde hiç kimse yokken gerçekten yalnız yapayalnız...
Yo siempre cerca de la mesa, con todos. Para que no me lleve nadie. No tienes que pensar nunca en nada malo.
Annem de aynı oteller gibiydi 10 yıl önce çökmüş, çatlaklarını kapatmak için tonla makyaj yapan kendini olduğundan daha iyi göstermeye çalışan acınası bir düzenbaz.
Y madre se parecía a los hoteles, su mejor momento había pasado, mucha pintura en las peores grietas. La penosa pretensión de ser mejor de lo que era.
Annem mi nasıl?
¿ Cómo está mi madre? - ¿ Qué tal la cárcel?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701