English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Ara onu

Ara onu tradutor Espanhol

1,814 parallel translation
O da senden. Ara onu.
Llámalo.
Ara onu.
Adelante, regístralo.
- Ara onu hemen gelsin
Digo esto ahora. Tenemos trabajo que hacer.
Ara onu.
Llámala.
- Bir ara Onu yemeğe davet edelim, tanışmayı çok isterim...
deberia invitarlo a cenar, amaria conocerlo.
O zaman ara onu. Arayıp buraya gelmesini söyleyeceksin.
Llámelo y decir que él aquí para ir a.
Ara onu. Telefonunu al.
Agarra su teléfono.
Bir ara onu buralarda görmüştüm ama.
Lo vi por aquí hace un rato.
Ara onu.
Ponla al teléfono.
Ara onu, elinde bilgi olduğunu söyle.
Susan te llamará buscando información.
- Ara onu sen.
- ¡ Llámalo!
Ara onu.
Llámale.
Git ve ara onu.
Anda. Llámalo.
Ara onu.
Llámalo.
Ara onu. Telefonundan ara.
Llámalo por teléfono.
Ara onu.
Regístrala.
Onu izle, eğer bir şey değişirse beni ara.
Obsérvalo. Si algo cambia, me llamas.
İstediğini yapan kız. Onu aramak istiyorsun, o yüzden ara hadi.
La chica que hace lo que desea y tú quieres llamarlo, así que hazlo.
Şu gösterine ara ver ve sana ne diyorsam onu yap.
¿ Por qué no le das un descanso a tu comicidad y haces exactamente lo que te diga?
Baban bile mazel tov dedi Onu ara tatlım
Incluso su padre dice Mazel tov Cariño, lo llaman
- Bir ara onu temsil etmiştin.
- Lo representaste en su momento.
Onu rehine olarak tuttuğunda, saldırılarına ara vereceklerdir.
Con ella como rehén, cancelarán el ataque
- Onu ara, onu ara.
- Llame a él, le llaman.
Öyleyse sen onu ara.
Entonces llámala.
Ara onu hemen
Llame ahora.
Bak, eğer onunla konuşmak istiyorsan onu ara.
Mira, si quieres hablar con ella, llámala.
Amrita'yı ara, onu Nagpur'dan göndermesini söyle.
Llama a Amrita. Dile que le envíe aquí de inmediato desde Nagpur.
Onu, donarak ölmek üzereyken bir ara sokakta buldular.
La encontraron muerta en un helado callejón.
Onu daha sonra ara. Annen geldi.
Llámalo después, tu madre está aquí.
- Pekala, onu eve götürdüğünde ara beni.
- Llámame en cuanto esté en casa.
Ajansını ara ve ayarla onu. Güzelce çeksinler ve Levy'ye versinler.
Llámala y contrátala, después dile al departamento de arte que pongan la cabeza de Fiona en un lindo cuerpo para Levi.
Şimdi ara onu.
Hazlo.
Ara sıra onu ders çalıştırırdım.
Era más bien un tutor.
Hemen onu ara. Bekliyor.
Llámelo ahora.
Ara. Onu ara.
Llámalo.
Git onu ara.
Búsquela.
- Fellgiebel'den haber almadan bir şey yapmam.Onu ara.
No hago nada, antes necesito una confirmación de Fellgiebel. Llámelo.
Şimdi onu yine ara elinde bilgi olduğunu söyle.
Escucha, quiero que la llames, y la digas que tienes una información.
Ne planladığını biliyorum Alex. Eğer onu bulursan beni ara.
Sé lo que planeas, Alex pero escúchame.
Onu ara da o halletsin. Yapma.
¿ Por qué no la llames y le pides que haga eso por ti?
Ara onu!
Llámala!
Onu ara ve buluşmayı ayarla. Sorun yok.
Llámalo y prepara la reunión.
Onu ara, ona yardım edeceğimi söyle.
Llámala y dile que la ayudaré.
Onu ara.
Regístralo.
O zaman onu ara ve sor.
Llámalo y dile que lo rastree.
Tamam. Onu bulunca beni ara.
Ponme en conferencia cuando llame.
Pijama giydir. Sen kocanı ara, onu bulacaksın.
Quítale el pijama y encontrarás a tu marido dentro
Onu ara.
Llámalo.
Lütfen onu ara ve hayatımın tehlikede olduğunu söyle.
Por favor llámala y dile que la vida de Salma está en peligro.
Ara verin, dinleyin, o uyandı ve ben onu durduramadım.
Bueno, tiempo fuera, escucha, el despertó y no lo pude detener.
Evet, onu silahla ara sıra görürüm.
Sí, alguna vez lo vi con una.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]