English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Arayın onu

Arayın onu tradutor Espanhol

528 parallel translation
Arayın onu.
Regístrenlo.
Arayın onu.
Llámelo.
Arayın onu!
¡ Buscadle!
Durmayın arayın onu.
Adelante, regístrele.
Lütfen onu arayın!
¡ Búsquenla, por favor!
Onu bulmak için her yeri karış karış arayın.
No deje piedra sin mover hasta dar con Conway.
Çıkın ve onu arayın.
Vamos a buscarle.
İnanmazsanız, adam gönderin baksın. Adamınız onu orada bulamazsa, kendiniz gidip cehennemde arayıverin.
Si no aparece, id vos a buscarlo al otro extremo.
Onun için canınızı sıkmayın. Merkezi arayıp yardım isteyeceğim. Onu sizin için buluruz.
Tranquilo, pediré ayuda, le encontraremos.
Onu koştur ve beni arayıp hızını söyle.
Que dé una vuelta y comunícame el tiempo.
Onu arayın!
¡ Búsquenlo!
- Onu arayın. Az önce birisi beni aradı, beni Hank ile tehdit etti.
Me acaban de amenazar con la vida de Hank.
Onu arayın ve oğlum iyi mi öğrenin.
Llámela para ver si el niño está bien.
O zaman orayı arayın! Lütfen onu arayın.
¡ Pues llámele allí!
Onu hemen arayın, dedi.
Dijo que fuéramos a verlo de inmediato.
Onu arayıp gelemeyeceğimizi, senin de burada kalacağını söyle.
Llámale. Dile que no podemos ir, que te quedas en París.
O zaman Gun Hill'deki şerifi arayıp onu tutuklamasını isteyelim.
Llamemos al sheriff de Gun Hill para que Io detenga.
Helen arayıp onu aşağıladığını söylediği zaman öğrendim.
Supe que fracasó el minuto... que Helen llamó y dijo que la insultaste.
Onu 0538'den arayın.
Llámelo : Élysée 05-38
Onu bulacağınıza eminim. - Fakat... Onu arayın.
Seguro que lo encontrará.
onu arayın!
Continúen la búsqueda.
Ardından O, Bel-Air'i arayınca, çağrıyı iptal ettirdin ve onu alması için Eddie'yi aradın.
Y cuando llamó al Bel-Air, cancelaste la llamada... y pediste a Eddie que fuera él a recogerle.
İlacın etkisiyle sabah uyanamayacağını düşündü. Santrali arayıp... ertesi sabah onu 8.30'da uyandırmalarını istedi.
Pensò que el sedante podría hacerle dormir demasiado, así que pidió a la operadora... que le avisara a las 8 : 30 al día siguiente.
Burada olmamın sebebi bu genç bayanın beni 5 dakika önce telefonla arayıp onu rahatsız ettiğini söylemesi.
He venido porque esta joven me acaba de llamar... para decirme que la estaba usted molestando.
Onu arayın.
Llámelo.
Onu evden arayın.
Llá mele a su casa.
Tek yapmamız gereken anneni arayıp onu endişelendirmeyecek şeyler söylemek arabanın uçurumdan uçması mesela.
Sólo tenemos que llamar a tu madre y decirle algo tranquilizador como que el auto cayó por un acantilado.
Bana inanmıyorsanız onu arayın.
Llámelo sino me cree.
Onu arayın.
Estén alerta.
Onu arayıp mal alacaksın.
Lo llamas y haces la compra
- Siz de onu arayın.
- ¿ Por qué no la llama?
Onu izleyecek yegane kişiler özgürlüğü herhangi bir ahlaki sınırın dışında, bir zevk arayışı olarak görenler olacaktır. Hayır bunu kesinlikle istemezsiniz.
En vuestro séquito tendréis a quien interpreta esa libertad... como la búsqueda del placer allende... la moralidad.
Orada bir telefon var. Onu arayın, teyit ettirin.
Ahí hay un teléfono.
Onu izleyecek yegane kişiler özgürlüğü herhangi bir ahlaki sınırın dışında, bir zevk arayışı Hayır... bunu kesinlikle istemezsiniz. olarak görenler olacaktır.
En vuestro séquito tendréis a quien interpreta esa libertad... como la búsqueda del placer allende... la moralidad.
¤ Anne orada, Pafnucio. Onu arayıp, bulacaksın.
Allí está la madre, Pafnucio.
Hemen arayıp bulun onu ve tutuklayın!
Ahora está en la taberna del sur de la aldea. Arrestadlo.
Onu arayın.
Llámele.
Sizinle irtibat kurduğunda, onu orada tutmaya çalışın, ve hemen bu numarayı arayın.
Si él se pone en contacto con Ud., intente retenerlo, y llámeme inmediatamente a este número.
Onu arayıp ta "Hey, beni hatırladın mı sen de devamlı gelirdin" mi demeliydim?
¿ Le llamo y le recuerdo que antes era cliente asiduo?
Onu hayvan inlerinde arayın!
¡ Buscadlo en el gallinero!
Onu arayıp beni aramasını sağlayamaz mısınız?
¿ Podría llamarle y pedirle que me llame?
Neden onu arayıp hastalığın % 100 iyileştiğini söylemiyorsun?
¿ Porqué no la llamas y le dices que está curado al cien por cien?
Biri onu arayıp benimle iş yapmamasını yoksa başını belaya girebileceğini söylemiş.
Alguien le llamó para advertirle de que no hiciera negocios conmigo. Le dijo que podía tener problemas, así que se asustó.
Onu arayıp, teslimat iptal edildi demişsin. Sonra da senin yakalandığını duymuş.
Dijo que llamaste, pospusiste la entrega y que luego te arrestaron en el aeropuerto.
Arayın onu.
- Regístrenlo.
Hemen onu arayıp, bu yaptığımızın çıIgınlık olduğunu söylemeliyim. Bir daha tekrarlanmamalı.
Debo llamarla y decirle que Io que hicimos fue una locura.
Bu sizde kalsın. Eğer onu görürseniz hemen arayın.
Quedese con esto y llamenos si ve algo extraño.
Onu arayın.
Regístrele.
Ayrılın ve onu arayın.
Dividanse y busquenle.
Onu görünce, beni arayın.
Cuando lo vea, llámeme.
Onu arayın!
¡ Búscalo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]