English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Başın nasıl

Başın nasıl tradutor Espanhol

1,198 parallel translation
Başın nasıl?
- ¿ Cómo está tu cabeza? - ¡ Oye!
Başın nasıl, Ike?
¿ Qué tal la cabeza, Ike?
- Başın nasıl? - Zonkluyor.
- ¿ Cómo está tu cabeza?
Başın nasıl?
- ¿ Cómo está el soporte?
Başın nasıl, Jack?
¿ Qué tal tu cabeza, Jack?
- Hey, başın nasıl? - Getiriyor ve saha içindeki Ewing'e veriyor.
- ¿ Cómo está tu cabeza?
Başın nasıl oldu?
¿ Cómo está tu cabeza?
Bu arada, biz buranın içerisine nasıl girdik? Ve neden başım sanki bir Centaur tarafından tekmelenmiş gibi hissediyorum?
¿ Cómo nos metimos en esta, en definitiva?
Ve yarın gerçek bir askerin bu kadınla nasıl baş ettiğini size göstereceğim.
Y mañana, les mostraré cómo un verdadero soldado maneja a esa mujer.
Başın nasıl?
¿ Cómo está tu cabeza?
Sinteres basınç noktalarını kullanarak nasıl öldüreceğini biliyor.
Eres muy afortunada. Sinteres sabe matar usando puntos de presión.
Amy, yine başını nasıl bir derde soktun?
- ¿ Amy, en qué lío te metiste esta vez?
Başın nasıl?
¿ Cómo estás?
Nasıl olurda, bir adam yeni evlendiği güzel karısını... zalimce böyle büyük bir çölde tek başına nasıl bırakır?
¿ como un esposo dejaría a su hermosa novia, sola en un cruel e infinito desierto como este?
- Basın sesi nasıl?
¿ Está bien el bajo?
Daha ilk dakikada, Ona penisimdeki piercingi gösterdim, ve dedim ki, ben bir kadının tam zamanlı kölesi olmak istiyorum, ne isterse yapacak başını bekleyecek, o nasıl isterse öyle seks yapacak ve istemiyorsa yapmayacak.
Enseguida le mostré la perforación que tenía en el pene, le dije que quería ser su esclavo, hacer todo lo que quisiera, o estar pendiente de ella, tener sexo de la manera que ella quisiera.
Senden şunu istiyorum... Hayır, sana yalvarıyorum... Her nasıl bir yatırım yaptıysan ve başın ne şekilde belada olursa olsun...
Te estoy pidiendo- - no, te estoy rogando- - como quieras que sea y cualquiera sea el problema que tengas,., te juro que te ayudaré,
Nasıl başarıyorsunuz bütün gün? Yemek yemek, gazete okumak, çiçek içmek, kahve sulamak, burun karıştırmak, hepsini tek başınıza...
Como haces para leer el papel... beber las flores, regar el café... tu mismo?
İlk başından beri gördüğüm, senin dünyanın nasıl döndüğünü bilen bir adam olduğun.
Desde siempre supe que sabes ver de qué está hecho el mundo.
Gerçi sizi işin başında bu duruma sokan da kısmen buydu sanırım. Bunda hahamın dediğine uymalıyız. - Nasıl yani?
Abultado... 70.000 $ Es su oferta
Ve Baby Gerald, bakalım gelecek sefer başını nasıl bir belaya sokacaksın.
Y, pequeño Gerald nos gustaría saber cuál será tu próxima travesura.
Başının nasıl derde, girdiğini anlatabilir misin?
¿ Le... importaría... decirme qué pasó?
Basın, ağabeyinin Nazi sempatizanı olduğunu bulsa, nasıl görünür?
¿ y si la prensa supiera que su hermano simpatiza con los nazis?
Anla-Shok'un başı Lenonn'dan ve İnsanların Gri Konsey'den önce nasıl Korucuları bir gün geri getirdiklerinden bahsediyordum.
Te decía cómo a Lenonn, líder del Anla-Shok a los que un día los humanos llamarían los Rangers Fue llevado ante el Concilio Gris.
Ama Frank'a nişanımızın ertesi günü çekim için basıp gidersem nasıl bir mesaj vermiş olurum?
Pero ¿ qué mensaje le estoy dando a Fran si un día después de comprometernos, me voy a trabajar?
Tanrım. Başını nasıl bir belaya soktun sen?
Ay, Dios, ¿ en qué te metiste?
Başınız nasıl?
¿ Ylas cabezas?
Nasıl aşağı, yani sessizce başını konuşmaya devam edebilir?
¿ Cómo puede usted estar ahí hablando tan tranquilo con la cabeza abajo como si nada?
Nebulanın Başından sonuna konumlanmış bir düzineden birisi alıcılarımızı tümü Kashyk onlarını görünmezlik zırhını nasıl kırılacağını....... göstermeseydi onları göstermezdi.
Una de una docena situadas por toda la nebulosa. Todas invisibles para nuestros sensores hasta que Kashyk me enseñó a compensar su escudo refractario.
Bu dava, basın için yaratıldı. - Konunun bu raddeye nasıl gelebildiğini hâlâ anlayabilmiş değilim.
¿ Cómo puede ser?
- Baş ağrın nasıl?
- ¿ Qué tal la resaca? - Dolorosa.
Bir kaka parçasının başının belada olduğunu nasıl biliyorsun?
Amigo, ¿ Como dices que un pedazo de mierda está en problemas?
O tıkaçın içinden nasıl bir basınç geçtiğinin farkında mısın?
¿ Sabes cuánta presión tiene un grifo?
Köydeki herkes bir kılıcı nasıl kullanacağını öğrense bile... hala başımız belada. İskitliler'in atları var, ve onlardan bir sürü.
Aunque todos en la aldea aprendamos a usar una espada igual estaremos en problemas.
Bildirdiği takdirde, başının bildirmediğinden daha çok belaya gireceğine inanmalı. Nasıl?
Tiene que creer que tendrá más problemas si hace la denuncia que si no la hace.
Bir tabancayı nasıl gördüğünüzü anlamadım ; tabii başının üstünde tutmadıysa.
No sé cómo pudo ver el arma. A no ser que la tuviese sobre su cabeza.
Başının şekli nasıl böyle yanlamasına?
¿ Como es posible que su cabeza esté torcida de esa manera?
Lloyd Wishman intiharı. Yüz yılın fırtınası başımızda.
Lloyd Wishman se suicidó, con la tormenta del siglo sobre nosotros...
Burada tek başına nasıl yaşayacaksın?
¿ Cómo vivirás aquí sola?
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama dün akşam Sara'nın başına bir şey geldi.
No sé cómo decir esto, pero le pasó algo a Sara anoche.
Evine gidip, banyoya girsen başını klozete sokup, bok yesen nasıl olur?
¿ Por qué no te vas a tu casa... vas al baño, te sientas y te comes tu mierda?
Başınız sağolsun. Nasıl oldu?
Lo siento. ¿ Qué pasó?
Bakalım baş parmağın nasıl.
A ver qué tal le va al dedo gordo del pie.
Bir insan mahkemeye çıkacak kadar aklı başında bulunup hüküm giyip, cezasını çekip de, serbest kalacağı zaman akıl sağlığı dengesiz bulunup, nasıl tekrar hapse atılabilir?
¿ Cómo a un hombre cuerdo se lo juzga, condena, cumple la pena y luego se lo considera demente y se lo encierra?
Basın kapıma dayanmış durumda ve onların nasıl olduğunu biliyorsun.
Ahora tengo la prensa en la puerta, y sabes cómo son.
Baş ağrın nasıl?
¿ Qué tal el dolor de cabeza?
Hapishane müdürünün ya da yüzü yanan Bay Merkle'ın başına gelenleri başka nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
- No se de que otra forma explicar lo que le sucedió a ese director de la prisión o al pobre Sr. Merkle, quién no tiene mas rostro.
- Baş ağrıların nasıl?
¿ Y los dolores de cabeza?
Bir çizgi romanda kimin baş düşman olduğunu nasıl bulacağını bilirsin?
¿ Sabes cómo reconocer al malo en un cómic?
Bence onun Zen Budizmi'ni anlamakla ilgili öğretisi... kendinizi nasıl gördüğünüz... hayatın sizi saran gerçekleriyle baş etmek, ve bir şekilde, bununla basketbol gibi basit... bir oyun arasında ortak bir bağ kurmak.
Pienso que su enseñanza hacia la comprensión del budismo es... como uno ve por si mismo... para tratar con la realidad que te rodea, y de algún modo para poner en correlación que... para un simple juego de basketball.
Başınıza bir iş gelmeden nasıl büyü yaptığınızı anlamıyorum.
No entiendo cómo pueden funcionar vuestros conjuros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]