English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bilmiyordu

Bilmiyordu tradutor Espanhol

3,673 parallel translation
Annem hiçbir şey bilmiyordu.
Mi madre no sabía nada.
Ne yaptığını bilmiyordu.
No sabía lo que hacía.
Aslında Michael bir gece öncesine kadar onun kim olduğunu bile bilmiyordu.
De hecho, Michael no supo quién era hasta una noche antes.
- Aslında o Ron'un kızıydı fakat Michael bunu hâlâ bilmiyordu.
En realidad, era la hija de Ron, pero Michael aún no sabía eso.
Her şeyi çok iyi bilmiyordu.
Él sabe diferente.
Hayır, ben onu biliyordum ama o beni bilmiyordu.
Yo sabía sobre ella pero ella no sabía de mí.
O sırada hiç kimse Decimus'un St. Faith Yetimhanesinden çocukları kullandığını bilmiyordu.
Nadie sabía entonces que Decimus utilizaba a los niños de Santa Fe.
- Yardakçısı pek bir şey bilmiyordu.
- Su lacayo no sabía mucho.
Sanctuary koyuna iki yıl önce geldi. fakat dünya çapında bir suç örgütü olduğunu bilmiyordu
trabajaron para Osterberg, sin saber que era un criminal.
O bunu bilmiyordu.
No lo sabía.
- Bir arkadaşıma sordum ama... -... yapıp, yapmayacağımı bilmiyordu.
Le pregunté a una amiga, pero ella no sabía que lo haría.
Panditji onunla ne yapacağını bilmiyordu.
Panditji no sabía qué hacer con él...
Ama o bile savaş entrikalarını bilmiyordu.
Pero aun así no pudo desafiar las conspiraciones de la guerra.
Ama ne olup bittiğini bilmiyordu.
Pero sí sabía lo que estaba pasando.
- Tabi ki bilmiyordu!
- ¡ Claro que no!
Ama muhtemelen neden bahsettiğini bilmiyordu, çünkü ben Pittsburgh'de büyüdüm.
Aunque, para ser justo quizás no sabía de lo que hablaba porque creció en Pittsburgh.
Kimse bir şey bilmiyordu.
Nadie sabía nada.
Bu ev sahipliği meselesini bilmiyordu, değil m?
Entonces, supongo que él no sabe todo lo de ser el casero, ¿ no?
Biz ve Asami hariç kimse bilmiyordu.
Nadie sabía excepto nosotros y Asami.
Bizi bilmiyordu. Yakalayamamızın tek nedeni uyku ilaçlarını içeceklerinin içerisine atması.
Sólo nos enteramos de él cuando alguien lo sorprendió... colocando una dosis de narcóticos en la bebida.
Tanrı'ya şükür hiç kimse İtalyanca bilmiyordu.
Gracias a Dios que ninguno de ellos habla italiano.
Kalbim bir şeyin özlemini çekiyordu ama onun ne olduğunu bilmiyordu.
Mi corazón extrañaba algo, pero no sabía lo que era.
Bilmiyordu, diyorum.
Digo que no lo sabía.
Sahte olduğunu bilmiyordu ki!
Ella no sabía que era falsa.
Ama Lamas, Pablo'nun onları çoktan ele geçirdiğini bilmiyordu.
Pero lo que Lamas no sabía es que Pablo ya las tenía.
- Doğuştan bir yapımcı olmuştum çünkü kimse yapımcının... ne olduğunu bile bilmiyordu.
Me convertí en productor porque nadie sabía lo que era un productor. PRODUCTOR
Bilmiyordu.
Ella no lo sabía.
Hiçbiri İngilizce bilmiyordu.
Ninguna hablaba inglés.
Ve kimse bilmiyordu... benim dışımda kimse bunu neden yaptığını bilmiyordu.
Y nadie sabía... nadie salvo yo, sabía porqué lo hacía.
Onu nerede arayacağını bile bilmiyordu.
No sabía dónde buscarlo.
Kiyomaru'nun hangi otobüste olduğunu bile bilmiyordu ki.
No sabía cuál autobús era el nuestro.
O da bir şey bilmiyordu. Birbirimize sarıldık. Birbirimizi sevdiğimizi söyledik.
- Nos dimos un abrazo y dijimos que nos amábamos.
Bir şeyin çarpık olduğundan emindim ama kimse ne olduğunu bilmiyordu.
- Mi sensación era que algo estaba mal Pero nadie quería poner el dedo en la llaga.
Jim dedim ya kimse bilmiyordu
Jim, te lo dije, nadie vio venir. Te voy a demandar.
Beth LeBeau, onun yaptığını bile bilmiyordu.
Beth LeBeau, puede que ni siquiera lo sepa.
Hatta kim vardı belki onu bile bilmiyordu.
Probablemente ni siquiera tenía la certeza de que estaba en la línea.
Ama bu çıtır son satırını bilmiyordu.
Pero está chica no sabía cuál era su último dialogo.
Sırrını kimse bilmiyordu kendisi bile bilmiyordu.
Nadie supo su secreto, probablemente ni siquiera él mismo.
Hiç kimse kim olduğunu bilmiyordu.
Nadie sabía quién era.
'Ama, o bilmiyordu.'
"Pero, él no lo sabía."
Yani yetiştirme yurdundaki arkadaşı Josie hiç bilmiyordu.
Digo, ciertamente su amiga Josie de la escuela de reforma no sabía.
Coutureun ne olduğunu bilmiyordu.
No sabía lo que era Costura.
Giderken arkasında bir şeyler bırakmıştı ama asla bu konuyu bilmiyordu.
Se dejó algo atrás, pero nunca lo supo.
Kimse tam olarak bilmiyordu.
Nadie lo sabe con certeza.
Şanslı ama.. bir çok kişi bunu bilmiyordu
Qué suerte tenía. La Penitenciaría Pleasant Valley, en Fresno.
Durmak bilmiyordu resmen.
Nunca paraba.
O da bunu kabul etti, ama Norn'un onun sihir gücünü alacağını bilmiyordu.
Así que, aceptó un trueque pero ella no sabía que la Norn podía quedarse con sus poderes de Glamour.
Orda olduğumu bilmiyordu.
Ella no sabía que yo estaba allí.
Sadece kimse ne zaman olacağını bilmiyordu.
Pero no le había dicho a nadie cuándo.
Belli ki, onun cebinde olduğunu bilmiyordu.
Pero la buena noticias es que tenemos la jeringa, que ella obviamente no sabia que estaba en tu bolsillo.
Ne yapacağını bilmiyordu.
Ella no sabía lo que iba a hacer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]