Bilmiyorsunuz tradutor Espanhol
2,451 parallel translation
Diğer tarafa geçmeyi başarsanız bile Peter'ın nerede olduğunu bilmiyorsunuz.
Aún asumiendo que esto funcione que logre llegar al otro lado no tiene idea todavía de cómo va a localizar a Peter.
- Çünkü farkı bilmiyorsunuz.
Porque no me conocen.
Kuralları biliyor olsaydınız bile, ki bilmiyorsunuz artık bu kuralların geçerli olduğunu sanmıyorum.
Incluso si supieras las reglas, cosa que no conoces, no creo que se apliquen más.
- Genlerim hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Señor, usted no sabe nada de mi ascendencia.
Çoktan kaybettiniz ve bunu bile bilmiyorsunuz.
Ya has perdido y ni siquiera lo sabes.
Ama siz onu kimin vurmuş olabileceğini bilmiyorsunuz?
¿ Pero no tenéis ni idea de quién puede haberle disparado?
Belki, siz geçen yıl Little Rock'ta ya da Fort Hood'ta, ne olduğunu bilmiyorsunuz.
Quizá no esté familiarizado con lo que pasó en Little Rock el año pasado, en Fort Hood.
- Ama ne olduğunu bilmiyorsunuz.
- Pero no sabes lo que es.
Ama ne olduğunu bilmiyorsunuz.
Pero no sabéis lo que es.
Sanki bilmiyorsunuz.
¿ No sabeis nada?
Yani, siz bu çocuğun kafasından neler geçmekte olduğunu bilmiyorsunuz.
Quiero decir, tu... tú no sabes lo que está ocurriendo en la cabeza de ese chico.
Neler yapabileceğini bilmiyorsunuz.
No sabes de lo que es capaz.
Bugünlerde kime güveneceğinizi bilmiyorsunuz. Değil mi?
Estos días ya no sabes en quién confiar verdad?
İçeride her zaman tanıdığım aynı adamın olduğunu bilmiyorsunuz. Nefes alamayana kadar beni güldüren adamı tanımıyorsunuz.
Ignoran que dentro de esa gordura está el mismo hombre que he conocido, capaz de hacerme reír hasta quedarme sin aliento.
Nereye taşındığını bilmiyorsunuz?
Entonces, ¿ no sabe adónde se mudó?
Anlıyorum... siz gerçekten birşey bilmiyorsunuz.
Entiendo... usted no sabe absolutamente nada.
Kim olduğumu bilmiyorsunuz.
No tienes idea de quién soy.
Dinleyin, iyi niyetli olduğunuzu biliyorum ama bana öyle geliyor ki siz tüm olanları bilmiyorsunuz doktor.
Ahora escuche, sé que tiene buenas intenciones, pero se me ha pasado por la cabeza que no tiene todos los hechos, doctor.
Catherine'nin neye bulaştığını bilmiyorsunuz.
No tienes ni idea en que estaba metida.
Kim olduğunuzu bilmiyoruz. Siz de bizim kim olduğumuzu bilmiyorsunuz.
No sabemos quién eres... y no sabes quiénes somos.
Lütfen, Billy'nin bize nasıl davrandığını bilmiyorsunuz.
¡ Por favor! ¡ No saben como nos trataba Billy!
İçinde ne olduğunu bilmiyorsunuz ve kiralayanla da bağlantı kuramadınız mı?
¿ Entonces no sabían lo que había dentro y no fueron capaces de contactar al propietario de la caja?
- Futbolla ilgili o kadar şeyi bilip de, fiil çekimlemeyi nasıl bilmiyorsunuz anlamıyorum.
- Como es que ustedes saben todo sobre football... ... y no pueden conjugar un verbo?
Ne zaman vazgeçeceğinizi bilmiyorsunuz, değil mi?
Vosotros no sabéis cuando parar, ¿ verdad?
Ana Gezegen Komutanlığı'nın Ginn ile daha ne kadar konuşacağını bilmiyorsunuz, değil mi?
No tienes idea de cuánto más el Comando de Seguridad del Planeta querrá hablar con Ginn, ¿ cierto?
Mike'ın neden asık suratlı olduğunu bilmiyorsunuz.
No sabe por qué Mike era hosco.
Askerleri nasıl idare edeceğinizi de bilmiyorsunuz!
¡ Y no sabe manejar a los soldados!
Siz bir muhasebecisiniz ve bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Eres contable y estás fuera de tu liga
Tabii ki bilmiyorsunuz.
Por supuesto que no.
Hepiniz çok iyi durumdasınız kalbinizin deli gibi attığından hiç şüphem yok yine de benim kadar savaş nedir bilmiyorsunuz.
Todos se ven tan bien, Y no dudo del fuego en sus corazones, Pero todavía no saben lo que la guerra puede hacer.
Yani Tayland Büyükelçi Yardımcısı'nın nerede olduğunu bilmiyorsunuz?
Entonces, seguro que no sabes nada acerca del paradero del asistente tailandés, Anand Chanarong.
Nelere katlandığımı bilmiyorsunuz.
No tienes idea de lo que pasé.
Gerçekten bilmiyorsunuz.
Realmente no lo saben.
- Bu tür oyunları bilmiyorsunuz, değil mi?
En realidad no conoce el juego, ¿ verdad? No.
İnsanlarla geçinmeyi bilmiyorsunuz.
No sabes cómo arreglártelas.
Dosyada olmadığından bilmiyorsunuz.
No lo sabría porque no estaba en el expediente.
Düşünüyorsunuz. Demek ki gerçekten bilmiyorsunuz.
Entonces no lo sabes.
Bilmiyorsunuz, bunun nasıl olduğuna dair bir fikriniz yok.
Usted no tiene ni idea, ni idea de lo que es esto.
Peki. Demek Lindsey'i bulmamıza yardım edebilecek bir şey bilmiyorsunuz.
Vale, así que, ¿ no sabe nada que pueda ayudarnos a encontrar a Lindsey?
Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
No sabes lo que hiciste.
Kapiş ne demek onu da bilmiyorsunuz, değil mi?
Ni siquiera sabes lo que significa capiche, no?
Aynı fikirde olup olmadığınızı mı bilmiyorsunuz?
- ¿ No sabes si coincides?
- Siz ne hakkında konuştuğunuzu bilmiyorsunuz.
- No sabe de lo que habla.
bilmiyorsunuz.
Nadie lo sabe.
Pek bir şey bilmiyorsunuz, değil mi?
¿ No sabes mucho, o si?
Ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorsunuz.
No saben en qué estamos metidos.
Bekleyin! Lord Megatron! Ne yapacağını bilmiyorsunuz!
¡ Espere, Lord Megatrón, no sabe lo que le hará!
Çocuklar nasıl dövüşülür bilmiyorsunuz!
¡ Ninguno de ustedes sabe pelear!
Kiminle uğraştığınızı bilmiyorsunuz.
La gente no conoce a los que se les enfrentan.
Hiçbiriniz bilmiyorsunuz!
¡ Ninguno de ustedes!
- Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
No sabes nada.
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyordum 699
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyor 92
bilmiyorum işte 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyordum 699
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyor 92
bilmiyorum işte 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorum efendim 100
bilmiyor musun 481
bilmiyordun 27
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyordu 23
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyorduk 25
bilmiyor musun 481
bilmiyordun 27
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyordu 23
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyorduk 25