Bir de bu var tradutor Espanhol
11,039 parallel translation
Bir de bu var.
Y tenemos esto...
Ve bu kadar kişiselleştirilmiş bir detayla bu kadar parayı alabileceğiniz tek yer var.
Y sólo hay un lugar donde puedes comprar un lote completo de monedas con este tipo de detalle personalizado.
Bu işi yapmanın daha iyi olacağını düşünen bir ortağım var.
Tengo un socio de negocios que piensa que esta es el mejor camino a seguir.
Bu şekilde, bir şansım var.
De este modo, tengo una oportunidad.
Bu olmadan önce tek bir sorum var babasını kimin öldürdüğünü ona söylemeden önce veya sonra mı yapmak istersin.
La única pregunta es si lo vas a hacer antes o después de que le diga quién mató a su padre.
Kardeşinin bu direnişçilere dahil olduğu hakkında bir bilgin var mıydı?
¿ Tenías alguna idea de que tu hermana estaba involucrada con esos insurgentes?
Bu Zippolardan biri, suikaste uğradığı gün Franklin D. Roosevelt'in cebindeydi yani diğer nesnelerin olduğu kadar bununda bir tarihi var.
Uno de esos mecheros Zippo estuvo en el bolsillo de Franklin D. Roosevelt el día en que fue asesinado, así que tiene tanta historicidad como cualquier otro objeto.
Sırf bu yüzden karada ikinci bir ekibim var.
Tengo un plan de contingencia en tierra por esta razón.
Eğer hiçbir kanıt bulamazsan ölüme yakın deneyimlerle ilgili tüm bu hikayeler sadece hikayedir. Ya da gerçekten başka bir şey var.
Mire, honestamente no me importa si encuentra pruebas o nada... y estas historias de experiencias cercanas a la muerte son solo eso... historias.
Raporlanmayan bir şey var ki, komadaki bu dört hasta da ölmeden önce beyinlerinde elektriksel aktivite görüldü.
Lo que no fue reportado era eso, aparentemente. todos los 4 pacientes mostraron indicios de actividad eléctrica - en sus cerebros antes de morir.
Bak, bu ufaklıkla ilgili endişelerin var, farkındayım. Kyle'ın annesi nasıl karşılar bir düşün. Hiç tanımadığı birisi oğlunun yanı başında oturuyor.
Mire, sé que está muy preocupada por él, pero no creo que la madre de Kyle apreciaría... encontrar a una completa extraña sentada al lado de la cama de su hijo.
Evet, ama yine de bu konuyla ilgili özlediğim bir şey var.
Si, pero todavía hay algo extraño en ello.
Neden bu kadar açık olarak bana geldiniz? Bir sorun mu var?
Uno de mis hombres acaba de informarme de que algunos de mis hombres ha sido encontrados muertos junto a los radicales que tomaron el monasterio.
Bu bebeğim bir bacakları var...
Una ricura de piernas larguísimas.
Bu konu hakkında bir bilgin var mı?
¿ Sabe algo de eso?
Ah evet, bu sabah 02 sularında gelen bir hasta var.
Ah sí, tuvimos un paciente a las 2 am de esta mañana.
Aynen. Bu sektörde bölüm ön gösterimiyle zaman ezmek diye bir şey var!
en este negocio tenemos lo que se llama pisoteo de avances!
Yıllar boyu karaciğerine verdiğin zararlarla birlikte, tahminen 36 saatten az vaktin var. Fakat bu kesin bir bilgi değil.
Y con todo el daño que le has hecho a su hígado durante los años, supongo que tienes algo menos de 36 horas, pero no es exactamente una ciencia.
Senden daha uzun süredir bu işteyim ve öğrendiğim tek bir şey var.
Escucha, llevo haciendo esto un poco más de tiempo que tú... y sé una cosa :
Görmek zor olsa da bu taraftaki kapıda bir iz var. Üzerindeki kızımızın kanı.
Es difícil de ver... pero hay una huella de guante en esta manilla con la sangre de nuestra chica en ella.
Bu partnerin kim olduğuna dair bir fikrin var mı?
¿ Alguna idea de quién este socio?
Şu ajanın bahsettiği muhbir var ya, bu fotoğrafta beni tutan kadınla ilgili bir şeyler bulma şansım olabilir.
¿ El agente de allí, el informante que mencionó? Esa podría ser mi oportunidad de averiguar algo sobre la mujer que me sujeta en esa fotografía.
Ama tüm bu yillardan sonra, onun nasil veya neden kayboldugu hakkinda gerçek bir hissim var mi bilmiyorum.
Pero después de todos estos años, no estoy seguro de tener una sensación real de cómo... o de por qué desapareció.
Bu şeyi durdurmak için bekleyen askeri bir tim var, tamam mı?
¿ Sabes que hay un equipo de militares - a la espera para desactivar esta cosa, verdad? - Sí.
Bu arada, "Hey Bırak Onu Brian!" grubumun yarın gece bir gösterisi var, lütfen gelin millet.
Ah, y oye, ustedes. Mi grupo Oye, deja eso Brian! Tiene un show de mañana en la noche, es así, ustedes, por favor, ven.
Sanırım bu medyumlukta bir şeyler var yine de.
Supongo que hay algo que esta cosa psíquica después de todo.
Bu haber sadece söylenti daha bir çok şey var. Dedikodu işte reyting almak için tasarlanmış şeyler.
Las noticias solo son un montón de rumores y cotilleos para aumentar las audiencias.
Eğer bu size komik geldiyse, zamanında bir Petco'nun dışında düşük yapmışlığı var.
Yeah. Hey, si piensan que es gracioso, ella una vez tuvo un aborto en las afueras de un supermercado para mascotas.
Bu yüzden yarın Jeff'i bir ziyaret edip Nikki'yle olan ilişkisinde insanların bildiğinden fazlası var mı öğrenelim.
Así que he pensado en hecerle a Jeff una visita mañana, a ver si había algo más en su relación con Nikki de lo que la gente pensaba.
Bir politika çalışanının bu yöntemlere başvuracağından herhangi birimizin şüphesi var mı?
¿ Alguno de nosotros duda que un operador politico se rebajaría a esas medidas?
Çünkü bunun için bir neden bulabilirsen evrenin neden bu kadar kötü ve acımasız olduğunu anlayabilirsen bunu bana söylemenin tam sırası. Çünkü bulmam gereken cevaplar var.
Porque si se te ocurre una razón, cualquier razón, por la que el universo sea tan jodido y aleatorio y miserable... ahora sería un momento increíblemente bueno para decírmelo porque de verdad que necesito algunas respuestas.
- Hem evet hem hayır. Buradaki Joe'nun öldüğü bir gerçek ama ölüm nedeni yok ve Haven'da bu şekilde bulunan başka tek bir ceset var.
Obviamente Joe está muerto pero no hay causa de muerte... y sólo hubo otro cuerpo como éste en Haven.
Bu büyük kötülükten yana bir tehlike var mı?
¿ Entonces estamos en peligro de este mal mayor?
Onları bir sınıfa sokunca daha rahat olunuluyor. Kendilerine daha çok kaynak sağlıyorlar. Bu genel olarak insan tabiatında var.
Prefieren a su grupo, los tratan mejor, le dedican más recursos, y, en general, solo es parte de la naturaleza humana.
Çünkü onunla bir çocuğumuz bir hayatımız, on dört yıllık geçmişimiz var. Bu evliliği sürdürmenin bir yolu varsa eğer, denemem gerek.
Porque tenemos un hijo, una vida juntos, 14 años de historia, así que, si hay alguna manera de mantener todo eso, tengo que intentarlo.
Bu evliliği kurtarmak için bir şansım var sandım. Ama baksana, hayal kurmuşum!
Pensé que tenía una oportunidad de solucionar esto, pero, obviamente, soy una ilusa.
Ben bu engelleri ölüler yüzünden oluşturdum. Bir de uyuşturucular kullanabilirim de, kullanmayabilirim de. Bir de abimin karısı var tabii.
Vale, yo... creo estos obstáculos de personas muertas, y... drogas... que puede que tome o no, y cuñadas.
Bu dünyada bir sürü ejderha var değil mi?
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Hay un montón de dragones en este mundo, ¿ no?
Hayır, bana avukatlık taslama çünkü söylediğin tam olarak bu olmayabilir ama bunu kastetmediğini söyleme bana. - Bir şey daha var, Louis'i bırakacak olsam bile bir daha sana geri döneceğimi kim söyledi? - Donna -
No, no hagas el abogado conmigo... porque puede que no sea exactamente lo que dijiste... pero no trates de decirme que no fue lo que querías decir.
Bu Chilleeze konusunda milleti heyecanlandıracak bir fikrim var galiba.
Creo que tengo una idea para que la gente emocionada acerca de esta cosa Chilleeze.
Daha da önemlisi, muhakkak Nesbitt'in bu işte bir parmağı var.
El punto es, de Nesbitt casi con toda seguridad involucrados en alguna capacidad.
Davet için teşekkürler, fakat yarın ki ders için yapmam gereken bir sürü şey var. Bu yüzden...
No, agradezco la invitación, pero tengo mucho trabajo de clase para mañana, así que...
Bu insanların yeni bir vatana ihtiyacı var, Alex. Ve senin de onları oraya ulaştırabileceğini düşünüyorum.
Esa gente necesita un nuevo hogar, Alex, y creo que puedes conseguírselo.
Diyelim ki, bu "Ana Hücre" deki... moleküller, üretilen her bir Reiden ürününün içinde var..
Que las moléculas de esta Madre de la célula están en cada producto de Reiden.
Bu ayının nasılsa çok çok kalın bir derisi var. Eee?
El oso tiene una especie de piel súper gruesa.
Sonja, dinle, bu noktada sana anlatmam gereken bir şey var.
Sonja, escucha, hay algo de lo que debemos hablar.
Sonja dinle, bu nokta da sana anlatmam gereken bir şey var.
Sonja, hay algo de lo que tenemos que hablar.
Lee'ye göre burada olmamızın bir nedeni var. Bu bütün canlıların kimyasında müşterek bulunuyor yaşamaya, hayatta kalmaya ve evrilmeye yarıyor.
Lee cree que estamos aquí por una razón, una razón compartida con todas las formas de vida y los químicos que las constituyen...
Bu adam hakkında yeni bir kanıtımız var.
Tenemos evidencia nueva de este hombre.
Bu ülkenin her şeyinden nefret etmek için iyi bir nedenim var.
Tengo una buena razón para odiar cada parte de este país.
Daha da önemlisi Chelsea'de kirada olan bir çatı katı var bu da eğer kartlarımı doğru oynarsam benim olabilir demek oluyor.
Y, más importante, tiene un apartamento de renta fija en Chelsea, que, si juego bien mis cartas, podría ser mío. Adiós.
bir defa 29
bir de bana sor 80
bir de 274
bir de bu 17
bir deneyelim 58
bir dene 145
bir derdin mi var 39
bir değişiklik var mı 16
bir deneyelim bakalım 17
bir deneyin 26
bir de bana sor 80
bir de 274
bir de bu 17
bir deneyelim 58
bir dene 145
bir derdin mi var 39
bir değişiklik var mı 16
bir deneyelim bakalım 17
bir deneyin 26
bir dene bakalım 29
bir deneyeyim 52
bir de ben deneyeyim 31
bir de şöyle düşün 17
bir de şuna bak 16
bir de şimdi bak 16
bir değil 26
bu var 20
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir deneyeyim 52
bir de ben deneyeyim 31
bir de şöyle düşün 17
bir de şuna bak 16
bir de şimdi bak 16
bir değil 26
bu var 20
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36