English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir hırsız

Bir hırsız tradutor Espanhol

3,440 parallel translation
Sabıkalı usta bir hırsız için güzel bir istek.
La herramienta definitiva para un ladrón que tiene antecedentes penales.
Bu günlerde ne bir sarhoş var ne de bir hırsız.
No hay un borracho o ladrones que te encuentres en estos días, ya sabes.
Bir hırsız olduğumumun mu?
- ¿ Qué? ¿ La que si soy un ladrón?
Bir hırsız.
Ladrón.
Bir hırsızın yaptığı şey seni niye bu kadar ilgilendiriyor?
¿ Por qué te interesa lo que hizo la ladrona?
Kurnaz bir hırsızı yakalamak istiyorsan onu anlamaya çalışmalısın.
Si quieres atrapar a un ladrón astuto.. .. Entonces tratar de comprenderlo.
Her polis görevini unutabilir ama bir hırsız unutmaz.
Un policía puede olvidar su deber, pero no un ladrón.
Birkere bir hırsız her zaman bir hırsızdır.
Una vez que un ladrón siempre es un ladrón.
Bir polis yorgun olduğunda kafası çalışmaz ama bir hırsız sürekli orayı çalıştırmaya başlar.
Cuando un policía se cansó de devanándose los sesos.. .. Ahí es donde un ladrón comienza a usar el suyo.
Sen bir hırsız ve katilsin!
¡ Eres un ladrón y un asesino!
Ben kahrolası bir hırsızım, Jim.
Soy un ladrón sanguinario, Jim.
Suç mahalini bir hırsızlık olayı gibi sahneleyerek suçunuzu ağırlaştırdınız.
La transformación de la supuesta escena del crimen el robo, Usted ha agravado las circunstancias de su delito.
Ya da bir hırsız alarmı...,... polise ulaşmamız gerek.
Probablemente una alarma antirrobo también, así que tenemos que... tenemos que llamar a la policía aquí si podemos Bien, ¿ Cómo estás?
Evet. Oteller konusunda uzmanlaşmış bir hırsızım.
Sí, soy un ladrón especializado en hoteles.
- Sakın bir hırsız olmasın?
- No, ¡ puede ser un ladrón!
Bir katil, bir hırsız!
¡ Ahora un asesino! ¡ Un ladrón!
Azılı bir hırsız olduğumu söylüyorsun.
¿ Me dices que críe un ladrón?
Sayfa " nın Dan Humphrey'in bir hırsız olduğunu açıklamasından önce mi sonra mı olacak?
¿ Antes o después que la "Página seis" publique a Dan Humphrey por el plagiario que es?
Bak, yukarıda ki durum sana nasıl görünmüştür biliyorum ama Ivy Dickens bir hırsız.
Mira, sé como esto pudo parecer allá arriba, pero Ivy Dickens es una ladrona.
O bir hırsız.
Es una ladrona.
Cezayirli büyük bir hırsız, iki kat altımızda yaşıyor.
Es un gran gangster de Albania, vive dos puertas de nosotros.
Andaval bir hırsız olduğundan sen de icabına baktın.
- Sí, lo sé. Era un ladrón perezoso, así que Ud. se ocupó de él.
Ben lanet bir hırsız değilim, göt herif.
No soy una maldita ladrona, idiota. Por Dios.
Bu Daboo bir hırsız.
Este Daboo es un ladrón.
Aynı zamanda, Yang annesi'nin bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
En ese mismo momento la mamá de Yang fue descuvierta robando.
Gerçek bir kasa hırsızı bulman gerek.
Busca a alguien que sepa de cajas fuertes.
Sıradan bir araba hırsızı olabilir.
Cualquier vulgar ladrón de autos.
Senin baban bir katil ve hırsız!
Tu padre es un asesino y un ladrón.
Rosie aşağılık bir herif, ama hırsız değil.
Sí. Rosie es un maldito, pero no es ladrón.
Eğer bir polis şubesinde çalışıyorsanız bir cinayet çözme veya hırsız... işlerinden çok fazla para alamazsınız.
Si estas dirigiendo un departamento policial, no conseguirás una gran recompensa por resolver casos de asesinatos, violaciones, o robos.
Eğer araştırmaları okursanız, hızlıca bağımlılığın bir hastalık olduğunun farkına varırsınız.
Si lees la investigación, clara y rápidamente te darás cuenta que la adicción es una enfermedad
Hırsız bir kediye göre cüretkâr bir kostüm giymişsin.
Tiene una bonita costumaþie îndrãzneaþã de hoaþã.
En sonunda, kendisini keşfetme orijinalliği olmayan bir eser hırsızıyla karşılaştım.
Aún en el final, estoy frente a un plagiador sin siquiera la originalidad de inventarse a si mismo.
Bir araba hırsızı için temiz iş!
¡ Que suerte para un ladrón de carretas!
Kısa süre önce hırsız parçası bir ortakla yolumu ayırmaya mecbur kaldım ve dolayısıyla yenisine ihtiyacım var.
Hace poco tuve que despedir a un empleado ladrón y necesito a alguien que lo reemplace.
Ben bir işadamıyım, hırsız değilim.
Soy un hombre de negocios, no un ladrón.
Bir şey değil, seni küçük hırsız.
De nada, ladroncilla.
Her hırsızın bir sanatçı yanı vardır.
Cada ladrón es un tipo de un artista.
İğrenç, hırsız bir primattan daha çok nefret ettiğim bir şey yoktur.
No hay nada que deteste más que un pequeño primate ladrón.
29 yaşındaki Cross, motosikletli hırsızı yakalama başarısına ulaştığında birlikte daha bir yılını bile doldurmamıştı.
Cross, de 29 años, no llegó a estar en la fuerza ni un año entero antes de encontrarse de lleno con el Bandido de la Moto.
Bölge savcısı bugünkü davanın tanığı olarak bir seneden kısa bir süre önce iki Schenectady vatandaşını motosikletli hırsızın elinden kurtarırken vurulan kahraman polis Avery Cross'u duyurdu.
El Fiscal anunció al testigo clave del caso de hoy el agente y héroe Avery Cross quien, hace menos de un año, recibiera un disparo en servicio al tratar de salvar a dos residentes de Schenectady del supuesto Bandido de la Moto.
Bayan Bagchi, ben bir polisim. Hırsız değil.
Señora Bagchi, yo soy policía, no un ladrón.
Çünkü bir kimlik hırsızının yüz binlerce dolar nakitle dolaşması için bir sebep yok.
Porque no hay motivo para que una identidad robada lleve cientos de miles de dólares en metálico.
Eşkıyalığınıza, hırsızlığınıza hayvani dürtülerinize sesimi çıkarmadım ama bu... Ölü bir kız.
He soportado su abuso, sus robos sus instintos animales, pero esto una chica muerta.
Ya da bir grup hırsız ve sokak kızları ile dolu bir hücre için.
O para aterrizar en una celda con un grupo de ladrones y furcias.
Ona bakarsan kızımın evine gecenin bir vakti hırsız gibi girmem de yasak.
Y tú no puedes colarte en la casa de tu hija en la noche.
Etrafta bir sürü hırsız var. CCTV önlem için konuyor.
Pero, puede haber ladrones ahí, es por si acaso.
Bu huy, kayıtsız bir şekilde bilme isteği gerçeği öğrenme hırsı, zaman zaman peşini bırakıp sonra geri dönüp çözmek için uğraşma çabası ikimizde de var.
Ese rasgo, esa temeraria necesidad de saber, de buscar la verdad, hacerlo cantar y luego responder y tratar de resolverlo Ambos somos así
Bir de. Başka bir hırsızlık olayımız vardı.
Tuvimos otro intento de robo.
Sen bir öğretmensin hırsız değil!
Eres un profesor, no un delincuente.
Bir : O an evde hırsız falan yoktu.
Uno, no hubo ladrones en el piso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]