Bir hata tradutor Espanhol
13,766 parallel translation
Dün gece sarhoşken yaptın bir hata.
Anoche, creo que cometiste un error, mientras estabas borracha.
Elemanımız bir hata yapmış sanırım.
Nuestra empleada parece que cometió un error.
Beyin cerrahı tek bir hata yaparsa hasar kalıcı olur.
Si un neurocirujano comete un error, el daño puede ser permanente.
- Bir hata yaptım.
Cometí un error.
Tüm bunlar büyük bir hata.
Esto es todo un terrible error.
Büyük bir hata yapmışsınız.
Eso ha sido un gran error.
Dün Şef Lee'ye bir hata ettim.
Cometí un error ayer con el jefe Lee.
Bir hata yaptı. Sen hiç hata yapmaz mısın?
Él cometió un error. ¿ Tú nunca cometiste ningún error?
Bir hata olmalı.
Eso es un error.
Bu çok kötü bir hata.
Eso es un gran error.
Bir sürü muhteşem şey yaptı. Tek bir hata yüzünden herkesin ona sırt dönmesi haksızlık.
No es justo que esté metido en todas estas cosas increíbles y... este único error es todo en lo que la gente va a pensar sobre él.
Herkes bir hata yapar.
Todo el mundo comete un error.
- Matchett'ın bir hata olduğunu biliyordum.
Sabía que Matchett era un error.
Seni manşetlere çıkarıp üsttekilere kendini göstereceğin bir fırsat sanıyorsun bunu... -... ama acemice bir hata.
Ves una oportunidad de abarcar los titulares para hacer que los chicos de arriba te noten, pero estás cometiendo un error de novata.
Bir hata olmalı. Kanser olamazlar.
Debe haber algún tipo de error.
Gloria, Rodrigo DeSouza'yı getirmenin bir hata olduğunu söylemiştim ama beni dinlemedin.
Gloria, te dije que traer Rodrigo DeSouza en fue un error, y no los escuchó.
Korkunç bir hata yaptım.
Creo que he cometido un grave error.
Ve... İşverenimle çok kötü bir hata yaptım.
Y... hice un terrible error con mi empleador.
İkimizinde son derece zevk aldığı bir hata.
Un error que ambos disfrutamos.
Neydi yani bu? İki bin dolarlık bir hata mı?
Así que-que-que fue lo que, que era como un error $ 2.000?
Başka bir hata yapmanı engelleyeyim.
- Deja que te salve de hacer otro.
- Bir hata olduğunu ima etmiyordum.
Yo no estaba insinuando culpa.
İkinci yılımda saçma bir hata yaptım.
En mi segundo año cometí un error estúpido.
Ufak bir hata var.
Si lo se. Hay un pequeño problema.
Dün akşamki sizi koruma gayretimle, büyük bir hata yapmış olabileceğimi farkettim.
He descubierto que en mi afán para protegerla ayer por la tarde, pude haber cometido un terrible error.
Eski devlerden Ed fisk, yer döşemesinin kralı böyle bir hata yapar mıydı sizce?
¿ Creéis que mi compañero Titán, Ed Fisk, el León del Linóleo, cometería ese error?
Gerçi şu an yüzüne bakınca büyük bir hata yaptığımı anladım.
Aunque por tu cara, veo que cometí un grave error.
Bir hata mesajı çıkıp duruyor.
Un mensaje de error sigue apareciendo.
- Walter, o... o tek bir hata bile yapmazdı.
Walter, él... él nunca acaba de cometer un error.
Bu bir hata.
Es un error.
Bak, Ben... Ben bir hata yaptım.
Mira... cometí un error.
İyi ki böyle bir hata yapmışım.
Y fue una suerte cometer ese error.
- Öyle mi? Seni ilk seferde işe almadığımız için bir hata yaptık, ancak Chumhum'da beraber güzel çalıştığımızı düşünüyorum.
Cometimos un error al no contratarte... la primera vez, pero... creo que trabajamos bien juntas en Chumhum.
Yaptığım bir hata daha var. Bir grup arkadaş toplanmış, kediyi aramıza almış eğleniyorduk. Sonra işte...
Otro error que cometí fue una vez que invité a unos amigos... un gato... y estábamos jugando con el gato... ellos lo estaban molestando y... en el fuego... lo arrojé al fuego...
- Bir hata yaptın. Yaptın işte. - Hayır, yapmadım.
- Cometiste un error.
Yani bu, kurşun parçasının kendisiyle ilgili bir hata yapılmış olamayacağı anlamına mı geliyor?
¿ Eso significa que un error pudo haberse hecho con el propio fragmento?
- Yani diyorum, böyle bir hata...
- Sabe, ese fue un error- -
- Yok. Yok. Öyle bir hata olmadı.
- No, ese error no se cometió.
Demek istediğinizi anladım ben sizin. Öyle bir hata yapılmadı.
Sé a lo se refiere, pero no se cometió ese error.
Şimdi bana avukat atanması için hâkimi ikna etmeye çalışıyorum ki bir hata yapmayayım.
Ahora intento que el juez me dé un abogado... así no lo arruino.
- Feci bir hata yaptığımı düşünüyorum.
- Creo que cometí un grave error.
- Bir sürü hata.
Muchos errores.
Bu hata, ortaginin hayatina mal oldu. ve seni Misir'da bir hastahanede yogun bakima soktu.
Ese error le costó la vida a tu compañero y lo puso en una unidad de cuidados intensivos egipcia.
Tek bir basit hata yapıyorum ve beni yok ediyorlar.
Cometo un simple error y me destrozan.
- Bir sürü hata.
Varios errores.
- Bir hata olabilir.
- Puede ser algún error.
Bir hata yaptım.
Cometí un error.
Bir şekilde binanın programını yazarken hata yapmıştır.
Que acaba de alguna manera en mal estado la programación en ese edificio.
Ben, adı Ses Hızı Sonik olan üst düzey bir ninjayım ve hata yapmadan bitireceğim işini.
Yo, Velocidad de Sonido Sónico, ¡ te derrotaré con el máximo ninjutsu!
- Sana karşı bir hata mı ettim?
¿ Hice algo malo?
Kendi hatalarını bir kenara koyalım bütün bir sistemden kaynaklı yapılan bir dizi hata var ve bunların üzerinde çok fazla kafa yormak veya üzerine alınmak çok sakıncalı.
Cualesquiera que sean sus carencias, ha habido una serie de fallas aquí... que son demasiado alarmantes... si se piensa en ellas demasiado... o si te las tomas personalmente.
bir hata oldu 23
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
bir hata yaptım 105
bir hata yaptın 21
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
bir hata yapıyorsunuz 18
hata 58
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata yaptın 26
hatalıydım 64
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata yaptın 26
hatalıydım 64
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir hiç 29
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir hiç 29