Bir hayalet tradutor Espanhol
3,099 parallel translation
Adam tam bir hayalet.
El tipo es un fantasma.
Ne çeşit bir hayalet?
¿ Qué tipo de fantasma?
Sen bir hayalet misin?
¿ Eres un fantasma?
Buraya yarım yamalak bir hayalet hikayesi duymak için gelmedik
No hemos venido aquí para perseguir alguna historia de fantasmas a medio cocer.
Bir hayalet.
Un fantasma.
Maalesef ortada bir hayalet yok, yalnızca bir numara var.
Pero lamento decir que no hay fantasma. Es sólo un truco.
Daha sonra... Sevişirsek ve saba korkutucu bir hayalet olduğumu söylesem bu garibine gider mi?
Si hacemos el amor después, y te pido que hagas como si fuese un siniestro fantasma,
Eğer burada bir hayalet varsa, bizimle konuşabilir.
Si es que hay algún espíritu con nosotros ahora, hablen libremente.
Yakalamamız gereken bir hayalet var.
Tenemos que atrapar al Fantasma.
Kız şu an bir hayalet.
Ella es un fantasma.
bir hayalet ışınlanma kristali kullanamamalı...
un fantasma no podría usar el cristal de transportación...
Bir hayalet var demektir.
Significa que hay un fantasma.
- Asıl sunucu bir hayalet.
Es un servidor fantasma.
Evet, hepsi bir hayalet hikayesi yüzünden.
Sí, todo por una historia de fantasmas.
Sanırım bu seni bir hayalet yapıyor.
Supongo que eso te convierte en un fantasma.
O bir hayalet ama hala hayatta olduğunu sanıyor.
- En realidad es un fantasma aunque cree que aún está vivo. - ¿ Que decís?
Bir hayalet kasaba yani.
Es una ciudad fantasma.
Bir hayalet asla kimseye zarar vermez.
Un fantasma nunca le ha hecho daño a nadie.
O basit bir hayalet.
Es sólo un fantasma.
Bir hayalet tetikçi.
Un golpe fantasma.
- Katil tam bir hayalet.
Este asesino es un fantasma.
Oldukça şüpheci olan oydu. bu evde bir hayalet olduğuna anca inanırım " diye fısıldamıştı.
Él era muy escéptico. De hecho, me susurro al oído y me dice, "Me darás una bebida fría en el infierno" "Antes de creer que hay un fantasma en esta casa".
Vay, ben seksi bir hayalet oldum.
Soy un fantasma sexy.
Dikkat etsen iyi olur. Felaketi gecede kol gezen bir hayalet gibi peşinde dolanıyor.
Harías bien en temerlo, acecharlo como un fantasma por la noche.
İçeride bir hayalet var!
¡ Hay un fantasma allí!
bir hayalet ışınlanma kristali kullanamamalı...
no habría utilizado un cristal para teletransportarse y- -
"Hey bööö?" demek yerine "hey" yazar ve sonra şirin, tatlı bir hayalet koyabilirsin çünkü anlamı bööö demek.
En vez de decir, "¿ Qué hay, buu?" Puedes escribir "Qué hay," y después un fantasmita muy mono, porque eso quiere decir "buu".
Bütün bu hayalet öyküler bir yana...
Dejando todas estas historias de fantasmas de lado...
Bir tıklamayla hayalet avcılarının bloguna giriyorsun.
Haces un clic y directo a cazar fantasmas.
Kusura bakma, frekanslarla sıkıntı yaşıyorsun anlıyorum ama ailemi öldürdükten sonra benim peşime düşen havadan oluşmuş hayalet vampir bir canavar var ve bana gerçekten elle tutulur, kullanışlı bir şeyler vermene ihtiyacım var.
Discúlpeme, sé que tiene problemas con las frecuencias pero hay un tenebroso monstruo aéreo, vampiro fantasma que asesinó a mis padres y ahora viene en mi busca y realmente necesito que me diga algo concreto, que sea útil.
O kişinin iyi günde ve kötü günde yanında olacağını bilmelisin çünkü bir Iraklı hayalet kadının ne zaman gelip aileni lanetleyeeği hiç belli olmuyor.
Tienes que saber que esa persona estará para ti en las buenas y en las malas porque nunca sabrás cuando una fantasma iraquí va a maldecirte a ti y toda tu familia.
- Bir tıklamayla hayalet avcılarının bloguna giriyorsun.
Un click y entras directo al blog caza fantasmas.
Bu bir hayalet.
Es un fantasma.
Bayan Esperance, hayalet diye bir şey yoktur.
Señorita Esperance, no hay tal cosa como los fantasmas.
Bir hayalet yaratmaya çalışıyorum.
- Tratando de crear un fantasma.
Hayalet, bugün bir yangın daha çıkardı.
Hoy El fantasma prendió otro incendio.
Hayalet, bugün bir yangın daha çıkardı.
El Fantasma inició otro incendio hoy.
On yıllık özlem yıllarca bu anın hayalini kurmak o mucize o eşsiz enstrüman benim için bir anlığına çalarken bana işkence eden işkence eden hayalet yatıyor
Diez largos años de nostalgia Años de soñar este momento Cuando ese milagro
Hayalet sekizli takımdaki çürük elmalardan oluşan bir grup.
Creo que estamos de acuerdo en que entre los ocho del Phantom había un par de manzanas podridas.
Kızarmış kurbanımız Hayalet sekizlinin bir üyesiymiş.
Nuestra víctima extra crujiente era miembro del Phantom Eight.
Hayalet diye bir şey yoktur.
Los fantasmas no existen.
Bir hayalet gibiyim.
Soy como un fantasma.
O bir hortlak, tamam mı? Bir tür hayalet.
Una especie de fantasma.
- Hayalet diye bir şey yok.
- No hay ningún fantasma.
Hiç bir şey yapmadan, altı ayımı hayalet görerek geçirdim.
Me pasé 6 meses viendo fantasmas hasta que hice algo al respecto.
Hayalet diye bir şey yok.
No existe semejante cosa.
Hayalet çok seçkin bir tetikçidir.
Un fantasma es un tipo de exclusivos sicarios.
Üç küçük hayalet hakkında bir dizi.
¿ Una serie sobre tres pequeños fantasmas?
ve "lngmar seni görüyor." "Bu inanılmaz, bir tür hayalet bu gördüğümüz!" diye düşünürdüm.
O "Ingmar te mira", y yo pensaba, "es sorprendente que un espíritu vea esto".
Polis şefi tüm şehirde sokağa çıkma yasağı önerdi, resmi bir yasak olmamasına rağmen, Oklahoma bu gece adeta hayalet şehri andırıyor.
El jefe de policía ha sugerido un toque de queda para toda la ciudad, y aunque no es un toque de queda obligatorio, la ciudad de Enid esta noche parece una ciudad fantasma.
Bir hayalet olarak yaşıyor.
Es un fantasma.
hayalet 78
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84