Diğer tarafa tradutor Espanhol
1,517 parallel translation
- Diğer tarafa karşı gelmek zorundaydık.
- Tenemos que oponernos al otro partido.
Seni diğer tarafa kim götürüyordu?
¿ Quién se suponía que los llevaría al otro lado?
" Diğer tarafa geçmeyi başaran biri hakkında :
Respecto a uno que se fue al otro lado :
Georg Dreyman Spiegel'deki "Diğer tarafa geçmeyi başaran birinden" adlı makalenin yazarıdır.
Georg Dreyman escribió el artículo "Uno que se fue al otro lado".
Bağlantı kopunca, bu diğer tarafa gitmiş. Aşağı değil de yukarı doğru.
Cuando el varillaje se separó, se fue para arriba.
August, Multe diğer tarafa geçti.
August, Multe esta del otro lado.
Arabaları diğer tarafa götür.
¡ Lleva los coches al otro lado!
- Diğer tarafa geçelim.
- Que bajen.
- Tamam beyler, diğer tarafa!
- Muy bien, caballeros. Vamos abajo.
Diğer tarafa!
¡ Por el otro lado!
Sanki bir uçaktan çekilmiş gibi. Diğer tarafa ait bir resim görebilmeyi ve güvende olabileceğimi bilmeyi istemişimdir.
Como en un avión, si podía imaginarme en el lugar adonde iba, sabía que iba a estar a salvo.
- Diğer tarafa gönderdik!
- ¡ Llegó!
Diğer tarafa geçebilir misin?
¿ Puedes llegar al otro lado?
- Herkes diğer tarafa geçsin, hemen.
- Mantengan a todos del otro lado, ahora.
Sen de diğer tarafa.
Contigo del otro lado.
Steve diğer tarafa geç.
¡ Steve, ponte al otro lado!
Salata çatalı diğer tarafa.
El tenedor va del otro lado.
eğer diğer tarafa gidersem, suya çarparım.
Si voy hacia el otro lado caeré al agua.
Diğer tarafa gidiyor.
Esta yendo por otro lado.
Diğer tarafa gidin
Yo voy con este.
diğer tarafa geçiyorum çalışma izni olan insanların yanına.
Yo voy por otro lado, para gente con permiso de trabajo.
diğer tarafa çevirirsen.
Pero si le doy a este otro...
Diğer tarafa geçer misiniz?
Ve al otro lado.
Diğer tarafa gidin.
Id por el otro lado.
Eğer bunu yanıtlayabilseydim, onu diğer tarafa geçirebilirdim.
Si pudiera responder eso, ya lo habría ayudado a hacer el "cruce"
Ve eğer ben diğer tarafa geçersem, o zaman o da beni mi takip edecek?
Y tengo que hacer el "cruce" para que él me siga?
Diğer tarafa geçiş.
El "cruce"
O diğer tarafa geçiş yapamıyor seninle konuşana kadar.
No puede hacer el "cruce" hasta hablar contigo.
Çünkü diğer tarafa geçmeye çalışıyordu!
Porque trataba de pasar al otro lado.
Biz sadece, Grace diğer tarafa geçerken, burada olmak istedik.
Sólo queríamos estar presentes cuando Grace cruzara al otro lado.
Hepimiz kapılarımız kapatıyoruz. Diğer tarafa bakıyoruz. Çığlıkları duymuyormuş gibi.
¿ Vamos todos a cerrar las puertas,... mirar para otro lado, fingir que no oímos los gritos?
Bir adamla tanıştım ve bir bakışta aslında hemen diğer tarafa kaçmam gerektiğini anladım.
Conocí a un tipo y, no sé. Le miré, y supe que debía correr en la dirección apuesta.
Doğru ama bu da işe yaramadı. Şimdi de diğer tarafa saldırmaya hazırlanıyor.
- Ahora ataca al otro bando porque tampoco funcionó.
Harry'nin rüşvet alıp diğer tarafa geçtiğini fark ettim.
Me enteré de que Harry aceptaba alguna propinilla para mirar al otro lado.
Uyuyacağın zaman bana bir iyilik yap ta kıçını diğer tarafa yönlendir.
Hazme un favor. Cuando vayas a dormir, apunta tu trasero hacia otro lado.
Onlar yaşar ve aşıklarken asla diğer tarafa geçiş yapmayacağım.
No pienso irme mientras sigan vivos y enamorados.
Hayır, onu diğer tarafa koyacaksın.
No, pasa al otro lado y eso.
Televizyon diğer tarafa bakmıyor muydu?
Hey, ¿ la TV no estaba mirando al otro lado?
Diğer tarafa yapılacak bir yolcuğun masrafını karşılar diye düşünmüştüm.
Me imagino que esto cubrirá los gastos de un viaje más al otro lado.
- Gördün mü? Diğer tarafa geçmiş.
Realizan el "cruce" y todo eso...
Annen diğer tarafa geçmiş.
Tu madre hizo el "cruce"
Birinin ipi alıp diğer tarafa kadar yüzüp bunu bağlaması gerekiyor. Böylece bunu sualtı rehberi olarak kullanabiliriz.
Alguien tiene que tomar la cuerda, deslizarse hacia el otro lado y atarla entonces la usaremos como guia bajo el agua.
Jumperlarımızdan birini yakına getirip diğer tarafa bir sinyal yollamaya çalıştık.
Llevamos uno de nuestros Saltadores cerca para intentar enviar una señal a quién fuese que estuviese al otro lado.
Diğer tarafa giden kapıyı bulduk.
Encontramos el portal hacia el otro mundo.
Diğer kızlar gibi sende arka tarafa bırak, anladın mı?
Apárcalo atrás, como las demás. - ¿ Entendido?
Bir yanda oğlun karanlık tarafa geçiyor,..... diğer tarafta olağanüstü yeteneklere sahip bir kadın.
Un hijo oscuro e infeliz... y una novia con más talento que yo.
Diğer tarafa yönlendirin
Hagan sitio, por favor.
Kapıyı indirmek, diğer taraftan bu tarafa geçişleri engelleyebilir.
Derribar una puede ser un modo de evitar que alguien cruce.
Diğer tarafa bakın.
Una chica que salió del armario demasiado pronto ; lea el otro lado.
- Diğer tarafa dönün!
- ¡ Es al otro lado!
Aynen öyle. Bir tarafa yönlendir, diğer taraftan git.
Correcto, hazle pensar una cosa y haz otra.
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraf 30
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraf 30
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20