Eğer varsa tradutor Espanhol
9,029 parallel translation
Ve eğer varsa ben de onu bulurum.
Y si la hay... voy a encontrarla.
Etiketli ya da etiketsiz, eğer bir konserveyi açarsan ve içinde fasulye varsa, o fasulye konservesidir.
Bueno, etiquetas o no, si abres una lata y hay judías dentro, es una lata de judías.
Bir kaç penin varsa eğer...
Si tiene algunos peniques...
Eğer orada bir ceset olduğuna dair bir kanıt varsa, o da bu Ray.
- Futando. Si hay una pista que diga... - que hay alguien ahí, es ésta.
Eğer yüzme havuzunun orasını kazarken biraz yardıma ihtiyacın varsa benim kayınço o işi yapıyor.
Si necesita ayuda para cavar su piscina allá abajo... tengo un cuñado que lo hace.
Ama bana göre içimde bir şey var ve bilmiyorum bununla bir alakası var mı ama şu var eğer aşağıda bir şey varsa, ben onun ne olduğunu bilmek istiyorum.
Yo pensé que hay algo en mí. No sé si lo relaciona, pero si hay algo allá... parte de mi debe saber qué es.
Eğer bu belirsizlik ve geçiş dönemi için yardıma ihtiyacın varsa, şehirde ki evimden taşınıp bir süre için burada kalmaktan, mutlu olurum, sen de istersen.
Si necesitas ayuda con la transición o lo que sea, me encantaría mudarme de mi piso en el centro y venir a quedarme contigo durante un tiempo, si quieres.
Benden söylemesi. Eğer hâlâ geceleri ortalara çıkan yaratıklar varsa kızcağız ne yapsın?
Solo digo que si todavía hay cosas que salen de sopetón por la noche,
Şimdilik makarayı boş verin ; eğer vaktiniz varsa eşimle sizi yemeğe almak isteriz.
Reparte el enfado por el momento. Si estás libre, a mi esposa y a mí nos encantaría tenerte para la cena.
Eğer benden şüpheniz varsa neden yerime geçmeyi denemiyorsunuz?
Y si vosotros chicos dudáis, ¿ porqué no os turnáis en la silla caliente?
Eğer burada bir şey varsa, onu bulmama gerek yok.
Si algo estaba aquí, no voy a Necesito encontrarlo.
Eğer yollarında bu varsa.
Si ese es su camino.
Eğer yollarında bu varsa.
- Si es su camino...
Annem hep derdi ki, "Eğer elinde çekecek ipler varsa, ne pahasına olursa olsun, çek."
Mi lema siempre fue : si tienes alguna influencia úsala, de cualquier manera.
Eğer Clay'de bir sorun varsa, bunu Clay ile konuşmalısın.
Y si algo le pasa a Clay, deberías hablarlo con Clay.
Bu efsanenın bir parçası olun, eğer cesaretiniz varsa.
Forma parte del mito, si tiene el coraje.
Yani bunlar benim için heyecan verici, eğer içinde rüşvet, sex, uyuşturucu ve dayak gibi süper şeyler varsa, çok rahat A alırım.
Igual, esto es realmente emocionante para mí, como, si le dio sobornos o sexo o drogas o palizas o cualquier cosa que sería genial, Me gustaría tener una A.
Çok iyi tanımlanmış birşey, yani eğer bir hedefin varsa, planın var ve bu plana sadık kalmak zorundasın ve bu senin seçimin, ben ya da o.
Tal cosa bien definida, igual, se obtiene un objetivo, tienes un plan, y tienes que ejecutar el plan y es sólo una elección, mí oda él.
Ve onlar sizi taşıyacaklar, eğer bunun için cesaretiniz ve yüreğiniz varsa.
Y van a llevar contigo, si tiene el coraje y el corazón para ser transportado.
O yüzden ben burada yoga yapacağım eğer bu tanıma uyan varsa gelsin katılsın bana.
Así que voy a estar por aquí haciendo algo de yoga y si alguien responde a esa descripción, que venga conmigo.
Eğer aranızda yalanlar varsa tören işe yaramıyor.
La ceremonia no funcionará si hay mentiras que los separen.
Eğer işleri yoluna sokmak için bir yol varsa ben de işleri yoluna sokmaya çalışmalıyım.
Si hay un modo de hacer que funcione, he de hacer que funcione.
Zevksiz ve küçük düşürücü olabilir ancak eğer zorunluluğu varsa, o jetonu kullanacak.
Quizá sea vulgar y degradante, pero si me veo obligada, la uso.
Bayan Castillo... Eğer bize söylemediğiniz bir şey varsa...
Si hay algo que no nos está diciendo...
Eğer bununla başa çıkabilecek biri varsa o da sensin, anne.
Si alguien puede superar esto, mamá, eres tú.
Ama eğer başka bir insan ırkı varsa, bu nasıl sır kalabilir ki?
Pero ¿ cómo puede ser secreta otra especie de Homo sapiens?
Eğer seninle bunca yıl yaşadıktan sonra öğrendiğim bir şey varsa, o da taviz vermeyi öğrenmektir.
Si hay una cosa que sé después de vivir contigo por tantos años, es cómo ceder.
Göklerin ve yerin Tanrısı'nın desteği, tabii ki eğer bir tanrı varsa.
Aprobado por el Dios del Cielo y la Tierra.
Eğer diğer insanlarla aranıza bir uçurum varsa, olayınız hip-hop'tır.
Si eras de afuera, el hip-hop era tu himno.
Hep Sorularınız varsa emrinde olacak, ama... olacak önceden gelebilir Eğer, iyi olurdu.
Siempre podrás llamarme para preguntar, pero si vienes antes sería muy bueno.
Eğer onları sorgulamak için izniniz varsa...
- Si tuviera permiso de interrogarlos...
Eğer tereddütün varsa Kira'yı hatırla.
Entonces... Si tienes otros pensamientos Acuerdate de Kira.
# Bıraktığın boş sayfalar varsa eğer #... sen şikayetini yazacaksın, ben de yazacağım.
Y si una página queda en blanco, en una mano temblorosa.. .. te quejaras un poco, y yo me quejare un poco.
Eğer paraya ihtiyacın varsa bir organını satabilirsin, biliyorsun.
¿ Sabes? , si quieres dinero, podrías vender un órgano.
Eğer içlerinde eşcinsel varsa, kesin çirkin olandır. Çünkü hep öyle.
Bueno, si uno es gay, será el feo, porque pasa siempre.
Bunu yapan kişiyi yakalamak istiyoruz, eğer bize yardım edebilecek bir şeyiniz varsa...
Queremos atrapar a la persona que hizo esto, y si hay algo que pueda hacer para ayudarnos...
Eğer suçla bağlantısı varsa durumu zor..
Eso si le relacionan con el crimen.
Eğer kanıtın varsa, boşanma davasında onu yok edebilirim.
Si hay pruebas, puedo destruirlo en el divorcio.
Eğer bunu yapacak isteğimiz varsa.
¡ si tenemos el coraje para hacerlo!
Eğer bulunabilecek bir ilaç varsa bulacaktır.
Si hay medicina para ser encontrada, él la encontrara.
Eğer sorularınız varsa ben de cevaplayabilirim.
Puedo responder a cualquier pregunta que pueda tener.
Lütfen, lütfen eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa bana söyleyin.
Por favor, por favor, si hay algo que pueda hacer para ayudar, hágamelo saber.
Eğer uzmana ihtiyacın varsa, West 58'de harika bir tanıdığım var.
Bueno, si necesitas un especialista, tengo a un tipo maravilloso en la 58 West
Eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa bana söyle.
Pero si hay algo que pueda hacer, entonces... entonces dímelo.
Eğer söylemek istediğin bir şey varsa, Francis...
Si tienes algo que decir, Francis...
Bu gece grubuyla birlikte Building'de çalacaklar eğer istersen ve vaktin varsa, gelmelisin.
Sí, él, va a tocar con su banda en el Building esta noche y, si estás libre y quieres ir, deberías.
Eğer yapabileceğim bir şey varsa...
Si hay algo que pueda hacer, bueno...
Eğer kıyafetlerimle ilgili bir problemin varsa, ya da senin şu yemek şeyinde konuşma yapmamı istiyorsan, sadece söyle.
Sabes, si tienes problemas con... mi ropa, o quieres que haga un brindis en tu cosa de cena, solo dilo.
Eğer bir deliğin varsa ve bunu kullanmıyorsan...
Si tienes un hoyo y no estás usándolo...
Eminim bu tip şeylere bakan bir takımları vardır... ve eğer bir sorun varsa muhakkak bulurlar.
Estoy segura que tiene a un equipo dentro buscando cosas, y si hay algún problema seguro que lo encontrarán.
Sadece eğer babana yardım edebilecek... bir bilgin varsa öğrenmek istiyorum... Arkadaşın Drill'in orada yapmaya çalıştığı şey hakkında.
Solo quiero saber si tienes alguna información que podría ayudar a papi... cualquier cosa sobre qué podría estar intentando hacer allí tu amigo Drill.
varsa 36
varsayalım ki 19
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
varsayalım ki 19
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer ben 51
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer ben 51
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45