Eğer öyle olsaydı tradutor Espanhol
330 parallel translation
Eğer öyle olsaydı, evet savunurdum.
Pero si lo hubiera, entonces yo le defenderé
Sadece, "eğer öyle olsaydı" dedim.
Sólo pensaba "si".
Eğer öyle olsaydı Will Danaher, güzel evinde taş üstünde taş kalmazdı.
Si así fuera, Will Danaher, ni una sola piedra de tu bonita casa quedaría en pie.
Eğer öyle olsaydı Maggy gelemezdi.
No, si te vinieras, Maggy no vendría.
Yutmuş olamaz, eğer öyle olsaydı, cihazlarım mutlaka bulurdu.
No se tragó nada. Mis instrumentos lo registrarían. - ¿ Qué mata a un hombre sano?
Eğer öyle olsaydı, seninle evli olmazdı tatlım.
De otro modo, no estaría casado contigo, linda.
Eğer öyle olsaydı, bu konuyla Müfettiş Ducros ilgilenmezdi.
Si fuera así, no hubieran nombrado encargado del caso al inspector Ducros.
Eğer öyle olsaydım, sana bir şeyler öğretirdim.
Bueno, si lo fuese, te enseñaría algo.
Eğer öyle olsaydı, seni bir seferliğine yenerdim.
Tal vez pueda apostar contra ti con alguno.
Eğer öyle olsaydı, silaha ihtiyaç duymazdınız.
Si eso fuera posible, usted no necesitaría un rifle.
Daha kötü durumda olacaktık. Çünkü eğer öyle olsaydı, hiç mutlu olmamış olacaktık.
Habría sido peor porque en ese caso, no habría habido ninguna felicidad.
Eğer öyle olsaydım, buraya gelmezdim, değil mi?
De ser así, no habría venido, ¿ no crees?
Eğer öyle olsaydı beni bir yerlere getirir miydi?
si fuera cierto, donde tomé esta?
eğer öyle olsaydı, Simge silahını burada bırakmazdı
Si fuese ella, no hubiese dejado su arma aquí.
Eğer öyle olsaydı,
Si lo hiciéramos,
Eğer öyle olsaydım, bu sorunum da olmazdı.
De haberlo sido, no tendría este problema.
Eğer öyle olsaydı şimdiye aşık olmam gerekirdi.
En ese caso ya nos habríamos enamorado.
Hadi ama. Eğer öyle olsaydı kimsenin ilişkisi olmazdı.
Si, eso fuera cierto, nadie tendría una relación.
Eğer öyle olsaydım, geçici hükümetle beraber çalışmazdım.
De ser así, no estaría trabajando con el gobierno provisional.
Eğer öyle olsaydı, bana ihtiyacınız kalmazdı.
Porque entonces ya no me necesitarían más.
Eğer öyle olsaydı, bilirsin işte, ne tarz sesler çıkarırdın?
Si lo hiciéramos, ¿ qué clase de ruidos harías?
Eğer öyle olsaydı, herkes bunu yapardı.
Si lo fuera, todos la harían.
Eğer öyle olsaydı, James?
¿ Y si era él, James?
Eğer ki öyle bir kadın gerçekten var olsaydı, sence 500 dolarlık bir bilekliğe tav olur muydu?
Y si existiese tal mujer, ¿ crees que valdría sólo un brazalete de 500 dólares?
Eğer o, öyle yapmamış olsaydı şimdi biz burada ölmüş olacaktık.
Si no llega a ser por eso, ahora estaríamos todos muertos aquí.
Düşündüm ki eğer devam edersen kötü yola düşebilirdin. Ve öyle olsaydı babanı hüsrana uğratmış gibi hissederdim.
Pensé que si continuabas entrarías en mal camino, y si eso hubiera sucedido yo habría sentido que defraudaba a tu padre.
Eğer öyle biri olsaydı, son nefesini güçlükle verirken tek başına yatmak yerine, ölürken yanında biri olurdu.
Si lo hubiera sido, habría tenido a alguien con él cuando le llegó la muerte. En vez de estar tirado, echando el último aliento él solo.
Eğer yarım aklı olsaydı, öyle söylediğine inanırdım.
Creo que también lo diría, si tuviera medio cerebro.
Eğer cipi buraya bırakıp parmaklarımın ucunda gitmeye iznim olsaydı... İnan bana öyle yapardım, Kardeş.
Si pudiera levantar este jeep y caminar de puntas con él,... créame que lo haría.
Eğer buna inanıyor olsaydın her gün kendini öyle olduğuna dair kandırmak zorunda kalmazdın..
Si de verdad creyera eso no necesitaría reafirmarlo todos los días.
Tanımadığım biri. Eğer ben olsaydım öyle bir kız kimi sorsa tanırdım.
Por una chica así, conocería a quien ella quisiera.
Eğer benim de evliliğim hakkında öyle düşüncelerim olsaydı senin, kültür merkezin hakkında düşündüklerin gibi yani hiç güzel anım olmazdı evliliğimle alakalı.
Si tuviera hacia mi matrimonio la actitud que tú tienes hacia el centro cultural, no tendría bellos recuerdos.
Elbette henüz gitmedikleri çok yer var. Ama öyle bir ada olsaydı eğer balina mezarlığı gerçekten var olsaydı...
Todavía queda mucho por explorar, pero si existiera dicha isla o un cementerio de ballenas...
Size bir şey söyleyeyim mi, eğer benim birliğimde bir subay olsaydı onu öyle bir bozardım ki neye uğradığını şaşırırdı.
Si fuese un ofiicial en mi unidad... le despediría en un abrir y cerrar de ojos.
Eğer ben Tanrı olsaydım, ki bazen kendimi öyle sanıyorum...
Si fuera Dios... y a veces me creo Dios...
Eğer ben Tanrı olsaydım, ki bazen öyle olduğumu sanıyorum.
Si fuera Dios... A veces me creo Dios...
Efendim ne böyle bir operasyondan ne de böyle bir harekattan haberim var. Ne de böyle bir operasyonu tartışma yetkisinde değilim. Eğer öyle birşey olsaydı gerçekten var olurdu efendim.
Señor, soy ajeno a dicha actividad u operación- - o no estoy dispuesto a discutir dicha operación... si es que, de hecho existió, Señor.
Eğer ona karşı en ufak ilginiz olsaydı sorun yoktu, onu benim yerime seninle evlendirirdim. Ama öyle olmadığına göre ilk kararıma bağlı kalacağım. Onunla kendim evleneceğim.
Si tuvieses alguna inclinación te la hubiera dado como esposa en lugar de mí, pero, esto no siendo el caso, sigo mi premier plan, y me caso yo.
Ve en çok da böylesine bir durumda eğer ne hissettiğimi biliyor olsaydım gerçekten sinirlenseydim bir şeyler söyleyebilirdim, " Öyle mi.
Y en una situación tal, aunque hubiera sabido cómo me sentía, les habría dicho algo muy desagradable, como...
Eğer lanet bölümü biliyor olsaydı, çalardı, öyle değil mi?
Si se la supiera, la tocaría. ¿ No crees? - ¿ Qué haces?
- Evet ama canım öyle istedi. Ve eğer Andrews sizde bir potansiyel görmemiş olsaydı sizi de harcardım.
No... pero quería hacerlo y si Andrews no hubiese visto algo de potencial en el resto de ustedes los hubiese matado también.
Çünkü bizim öyle bir arkadaşlığımız var ki eğer şeytan olsaydım bunu söyleyeceğim tek kişi sen olurdun.
Tenemos una amistad en la que, si yo fuese el diablo, tú serías la única que lo sabría.
Eğer öyle bile olsaydı, her zaman edinebilirsiniz.
Y aunque lo fuera, podrían adoptar.
Eğer öyle belgeler olsaydı kabul ettiğimi sanma ama yırtılıp atılırdı.
Si esos documentos existieran, y eso no quiere decir que existan, Ios habría destruido.
Bana öyle geliyor ki, eğer evimde intihar edecek olsaydı... bir not bırakıp önce biraz temizleme nezaketinde bulunurdu.
Si se hubiera suicidado en mi casa podría haberme dejado una nota y limpiado un poco.
Elbette, eğer o zaman bir kapı olsaydı bu bazı şeyleri değiştirirdi, öyle değil mi? Yani, o gün, sen hastanede olmazdın.
Si hubiera estado... entonces... todo habría sido distinto.
Güven bana, Eğer önemli biri olsaydı bayanlara öyle vurmazdı değilmi.
Confia en mí, ¿ si fuera importante, no estaría golpeando a las mujeres? , Cierto
Benim pozisyonumda, kalite ile ilgili raporlardan sorumluyum ve eğer öyle bir rapor olsaydı benim haberim....... olurdu ve öyle bir rapor yok.
En mi puesto, soy responsable de todos los reportes de calidad, y yo sabría si ese reporte existe, y no es así.
Eğer plak dinliyor olsaydın ve biri onu yaksa ya da suya soksa yada öyle bir şey, bu diski bozmaz, sadece biraz tahrip eder.
Si te queman un disco... o le arrojan agua, no se arruina, sólo se comba un poco.
Tanrı aşkına, eğer oğlum öyle bir şeye bulaşmış olsaydı...
Si mi hijo se involucró en algo así...
Eğer öyle yapmış olsaydım, kendiminkini mahvetmiştim.
Si lo hubiera hecho, habría arruinado la mía.
eğer öyleyse 172
eğer öyle diyorsan 21
öyle olsaydı 43
olsaydı 40
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer öyle diyorsan 21
öyle olsaydı 43
olsaydı 40
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer varsa 60
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer varsa 60
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24