Eğer sakıncası yoksa tradutor Espanhol
510 parallel translation
Eğer sakıncası yoksa, bence...
Si no le importa, quizá...
Buraya buyur. Peki geleyim, eğer sakıncası yoksa.
Quisiera un patrón que cuidara de mí, pero no puedo encontrarlo.
En baştan ben başIıyorum, eğer sakıncası yoksa, Helen.
Yo empezaré por el principio, si no te importa, Helen.
Şimdi Watson, eğer sakıncası yoksa sıradışı hastalarınla bir kaç söz etmek isterim.
Ahora Watson, si no le importa Me gustaría intercambiar unas palabras con sus extraordinarios pacientes.
Eğer sakıncası yoksa albay, Maximo hala benim sorumluluğumda..
Lo siento, Coronel. Máximo es aún discípulo mío.
Eğer sakıncası yoksa, bir dakikalığına okulda duralım.
Sino te importa, paremos un momento en el escuela.
Eğer sakıncası yoksa bunları hatıra olarak almak isterim.
Si no le importa, amigo, me gustaría quedármelos de recuerdo.
Bayan, eğer sakıncası yoksa, seçimleri erkekler yapar.
Si no le importa, señorita, de donde yo vengo, es el hombre el que invita.
Arabamı al o zaman. - Eğer sakıncası yoksa.
Entonces llévate mi coche
Eğer sakıncası yoksa, yolun kalanını tek başıma gitmek istiyorum.
No me importo. En este caso, no le importará si continuó el resto del camino sola.
Ve şimdi, eğer... eğer sakıncası yoksa, ben yalnız kalmak istiyorum.
Y ahora, si no le importa, me... Me gustaría estar solo.
Eğer sakıncası yoksa çok isterim.
Si no le importa contármelo.
Sabahlığımın bende kalmasını isterim, eğer sakıncası yoksa.
Si no le importa, me gustaría quedarme con la bata.
Eğer sakıncası yoksa, kendiminkini kullanacağım.
Si no le molesta, usaré las mías.
Eğer sakıncası yoksa...
Si me permite...
Eğer sakıncası yoksa Bayan King, ahırınıza bir göz atacağım.
Si no le importa, Srta. King, echaré un vistazo a su establo.
Bu yüzden eğer sakıncası yoksa, bir dahaki parçadan sonra bitirecekler.
Le gustaría marcharse después de esta canción.
Bayan Cooper, eğer sakıncası yoksa odayı onun için hazır tutmaya devam edelim.
Me gustaría, si no le importa, mantener la habitación reservada.
Eğer sakıncası yoksa, hesabımı çıkarabilir misiniz?
Si no le importa, me gustaría que preparara mi factura.
Eğer sakıncası yoksa, vakit varsa, önce ayin yapmak isterim.
Preferiría dar misa primero, si le parece bien y si hay tiempo.
Eğer sakıncası yoksa, saat tam altıda çıkmak istiyorum.
Sí, pero si no le importa, me voy a las 6 en punto.
Eğer sakıncası yoksa, bu gece kutlama yapacak gibi hissetmiyorum.
No tengo ganas de celebrar nada esta noche, si no te importa.
Eğer sakıncası yoksa, Ben dürüst çalışmayı tercih ediyor.
Prefiero quedarme del lado de la ley.
Eğer sakıncası yoksa, ön tarafta gitmeyi tercih ederim.
Preferiría montar delante, si no le importa.
Ichi, Eğer sakıncası yoksa, seninle gitmeme gerek yok, değil mi?
Ichi, si no te importa, no hace falta que vaya contigo, ¿ verdad?
Charly, eğer sakıncası yoksa, özel hayatımı konuşmak istemiyorum.
Charly, preferiría no hablar de mi vida privada, si no te importa.
Sana söylemeye çekindiğim bir şey var, Eğer sakıncası yoksa.
Tengo algo que es un poco enojoso decirte, si no te molesta.
Şimdiye dek bu küçük arabayla büyük iş yaptık, yaptığım birkaç değişikliğe teşekkürler, ve eğer sakıncası yoksa, bazı oldukça adil arazi sürüşleri var.
Hasta ahora me ha ido muy bien con este pequeño auto gracias a algunos pequeños cambios que le hice y para su información mi manera de conducir increíble.
Eğer sakıncası yoksa.
Si no te importa.
Eğer sakıncası yoksa...
Le importaría si... - ¡ Deja eso!
Ben girmesem iyi olur, sevgilim, eğer sakıncası yoksa.
Prefiero no entrar, cariño.
Eğer sakıncası yoksa, biraz daha adanızı gezinmek isterim.
Pensaba volver a dar una vuelta en su isla, Sr. Crockett, si no le molesta.
Eğer sakıncası yoksa yarın görüşüp cenaze işlemlerini konuşalım.
Karin, ¿ mañana vendrá a la sacristía? ,... para las formalidades del entierro.
Eğer sakıncası yoksa.
Así que si no te molesta- -
Eğer sakıncası yoksa başladığım işi bitirmeye gidiyorum.
Si no les importa voy a terminar lo que empecé.
Eğer bir sakıncası yoksa.
¿ Alguna objeción?
Fark ettiniz mi, bilmiyorum ama eğer sizce bir sakıncası yoksa..... benim niyetim, Bayan Harrington'a..... yani kızınıza... evlenme teklif etmek.
No sé si se ha dado cuenta, pero si no se opone, era era mi intención pedirle a la señorita Harrington, quiero decir a su hija, que se case conmigo.
Eğer sizin için sakıncası yoksa.
Si a usted no le molesta.
Bir randevum vardı ve çok geç kaldım bu yüzden eğer sizin için bir sakıncası yoksa ben çıkmak zorundayım.
Tengo una cita y estoy atrasada, así que si no le molesta, me iré.
Eğer onların hiçbir sakıncası yoksa neden yok edilmelerini istiyorsunuz?
Verá, si todo está en orden con ellos ¿ para qué quieren destruirlos?
Eğer içinde erkek yoksa ne sakıncası var ki?
¿ Qué hay de malo si el hombre no está dentro?
Artık eve yakın olmak istiyorum, eğer bir sakıncası yoksa.
Quisiera quedarme en casa, si es posible.
Kendisi, eğer sencede sakıncası yoksa gayet normal, ölümlü bir insan.
Resulta que es, perdona la expresión un humano corriente y mortal.
- Eğer bir sakıncası yoksa gitmem lazım.
- Creo que me retiraré, si no le importa.
Sorun çıkmayacak, Bay Morgan. Ama... Eğer sizin için bir sakıncası yoksa son duamı okumak istiyorum.
No ofreceré resistencia, pero si no le importa, me gustaría leer el resto del salmo sobre los animales del bosque.
Eğer bir sakıncası yoksa, Doktor.
Si no le importa, doctor.
Şimdi eğer bir sakıncası yoksa nöbetinizi başka bir yerde tutsanız?
Si no le importa, podría velar en otro lugar.
Eğer senin için sakıncası yoksa, ben hazırım...
Si no te importa Quisiera ahora...
Artık eve yakın olmak istiyorum, eğer bir sakıncası yoksa.
Quisiera quedarme en casa, si no hay inconveniente.
Eğer sormamın bir sakıncası yoksa senin gibi bir adam ne iş yapmakta?
Si no le importa que lo pregunte, ¿ qué hace un hombre como usted?
Eğer siz dostlar için sakıncası yoksa Karen'ı ödünç alacağım ve ona Koloni'yi kötüleyeceğim.
Creo que me llevaré a Karen y le explicaré cómo funciona La Colonia.
sakıncası yoksa 299
yoksa 930
yoksa sen 40
yoksa ben 17
yoksa ne olur 26
yoksa ne 75
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yoksa vururum 19
yoksa unuttun mu 18
yoksa 930
yoksa sen 40
yoksa ben 17
yoksa ne olur 26
yoksa ne 75
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yoksa vururum 19
yoksa unuttun mu 18
yoksa bu 29
yoksa ateş ederim 36
yoksa öldürürüm 16
yoksa ölürsün 31
yoksa değil mi 24
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ateş edeceğim 19
yoksa ölür 17
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
yoksa ateş ederim 36
yoksa öldürürüm 16
yoksa ölürsün 31
yoksa değil mi 24
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ateş edeceğim 19
yoksa ölür 17
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer varsa 60
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer varsa 60