Gelecekte tradutor Espanhol
3,560 parallel translation
ancak gelecekte karar değil benim gelecekteki mahvediyor alarak.
no va a decidir el futuro, pero va a arruinar mi futuro.
Gelecekte yol yaptıracak mısın?
¿ Qué hay de invertir parte de su fortuna?
Ve onu gelecekte kullanmak üzere sakladınız. Onunla Poirot'yu suçlayacak ve onu utandıracaktınız.
Y lo guardó para usarlo en el futuro, para manipular la culpa y la vergüenza de Poirot.
"Gelecekte, her neredeyse, kocam Walter'a kavuşmayı bekliyorum cennette, cehennemde veya kurtçukların midelerinde."
Estoy deseosa de unirme a mi esposo Walter, sea en el paraíso o en infierno, o en las panzas de los gusanos. "
E10 yolu bu bölgenin içinden geçecek ve gelecekte bir şehir yolu olacak.
La ruta E10 atravesará esta área. La E10 se convertirá en una carretera de la ciudad en el futuro.
Mesela yakın gelecekte seks... - Anlaşıldı... Hiç uydurmuyorum, fişi takacaksınız, af buyurun, cinsel organlarınıza bir şey bağlayacaksınız ve istediğiniz kişiyle sanal ilişkiye gireceksiniz.
El sexo, en el futuro y no me lo estoy inventando va a ser conectar algo, unirlo a los genitales, perdón y será sexo virtual con cualquiera que elijas.
Yakın gelecekte Barbara Sugarman'ın kıçına pek yaklaşamayacaksın.
No vas a tirarte a Bárbara Sugarman en el futuro inmediato.
Ama inan, bana hep gerçeği söylersen gelecekte çok daha mutlu olursun.
Pero créeme, en el futuro serás mucho más feliz si me dices la verdad.
Yakın gelecekte.
En algún momento en un futuro cercano.
O benim babam, kardeşim, taints ve bu gelecekte Carraday izler.
Eso mancharía a mi padre, mi hermano y a cualquier Carraday futuro.
Ve anlaşmayı bozma ihtimaline karşın Albertus Magnus'un yöntemleri kullanılarak gümüş nitratla yapılmış bu bezin üzerinde bulunan,... gelecekte sergilemekten mutluluk duyacağım bu kepazelik kalıcı olarak duracak.
Y si se niega a nuestro acuerdo entonces esto, tratado con nitrato de plata usando el método de Alberto Magno, posee un registro duradero de su infamia, la cual estaría feliz de exhibir en un futuro.
- Gelecekte mi?
- ¿ En el futuro?
Bana yakın gelecekte büyük, siyah ruhlarla çevrileceğimi söyledi.
- Me dijo que me rodearía de grandes espíritus negros en el futuro cercano.
Evet, Caillaux-Ribeiro'ya, ki, eminim, gelecekte de beraber olacaklar.
Por los Caillaux-Ribeiro que, estoy seguro, tendrán... muchos buenos años en común por delante.
- Gelecekte bu da yapılabilecek.
En el futuro, puedes hacer eso. Eso es cierto.
Hayatımızda, yani gelecekte keşfedilmemiş hayallerimiz olacak.
Nuestras vidas son lo que se esperaba... En este territorio inexplorado de nuestros sueños.
Çünkü hepimizin vardır. Gelecekte bir yerlerdedir, bizi bekliyordur.
Porque todos lo hacemos, en algún lugar fuera en el futuro, esperándonos.
40 gün boyunca, gelecekte karşılaşacağı zorluklara hazır olması adına, ruhu sınandı.
Durante 40 días su espíritu es probado, preparándolo para los retos que vienen.
Kimse gelecekte ne olacağını bilemez.
Nadie sabe lo que nos depara el futuro.
Gelecekte her ne sorun çıkarsa çıksın üstesinden geliriz beraberce.
Sin importar qué problema se presente lo superaremos. Juntos.
Gelecekte, Tanrı bütün dünya üzerinde hüküm sürecek.
En el futuro, Dios reinará en todo el mundo para siempre.
Hayır, Bayan Ferguson ve ben yakın gelecekte bir yere gideceğimizi sanmıyorum.
No, no creo que la Srta. ferguson y yo Ballamos a ningun lugar en un futuro cercano.
Eğer bu sistem düzelmezse gelecekte bizi ne bekleyebilir ki?
¿ qué futuro tendremos?
Gelecekte başarılı olmanı temenni ediyorum. Her nerede olursan ol.
Le deseo lo mejor en su futuro, allá donde esté.
Doğru valla, sonra da gelecekte uyanmayı mı isterdin?
Sí, ¿ para ser despertado en el futuro?
Vahşi dişi Amazon savaşçılarını anlatıyor. Gelecekte dünyada yaşayan tek tür olarak, klonlanmış tarih öncesi mağara adamlarıyla savaşıyorlar.
Es sobre unas mutantes amazonas feroces que son las únicas habitantes del futuro y pelean contra clones híbridos cavernícolas.
Swagerty'nin belediye başkanı olarak seçilmemesinden emin olmalıydın. Bu yüzden onu yenmek için bana yardım etmeye çalıştın. Ama bu işe yaramayınca, gelecekte yapılacak duruşmalarda senin aleyhine tanıklık yapacak tek kişiyi, Plummer'ı öldürdün.
Necesitabas asegurarte de que Swagerty no salía elegido alcalde, y por eso intentaste ayudarme a vencerlo, pero cuando no funcionó, mataste a la única persona, Plummer, que podía testificar en tu contra en un juicio futuro.
Kalitesini ve ebatını.. .. düşününce, kompakt disk gelecekte.. .. kesinlikle hayatımızın bir parçası..
Considerando su calidad y su tamaño, el disco compacto se convertirá en una parte de nuestras vidas en el futuro.
Gelecekte bunun olmayacağına söz veriyorum.
Te lo prometo, no te decepcionaré en el futuro.
Özrünü kabul ediyor ve sana gelecekte başarılar diliyoruz.
Aceptamos tus disculpas y te deseamos lo mejor en todos tus planes de futuro.
Ama gelecekte. Yani beni durduracak,... bir neden göremiyorum.
Pero, más adelante... quiero decir, realmente no veo... qué podría detenerme.
Gelecekte onu... çocuğunu görme hakkından gerçekten vazgeçmek istiyor musun?
¿ Realmente quieres abandonar los derechos de ver a tu a su hija en el futuro?
Gelecekte kağıt olmadığını biliyor muydun?
¿ Sabes que no hay papel en el futuro?
Yakın gelecekte, Dünya güçleri, büyük şirketlere boyun eğdiler.
En un futuro no muy lejano las potencias del mundo fueron derrotadas por las grandes empresas.
Ama gelecekte olabiliriz.
Puede que no lo seamos en el futuro.
Benim efendim gelecekte olacakların Krallığı sarsacağını tahmin ediyor.
Mi amo predice que los eventos inminentes escalonaran la Monarquía y el Reino.
Gelecekte yaşlı bir adam oluyorum.
En el futuro, soy un hombre muy viejo.
* Bilmiyorum ne var gelecekte, ama her şeyi başarırız birlikte *
# No sé lo que hay en la tienda # # Pero juntos podemos abrir cualquier puerta # #
Muhtemelen uzun saatler boyunca gelecekte beni neyin beklediğini bulmaya çalışacağım. Um... Özgürce konuşabilir miyim?
Probablemente muchas horas para averiguar qué será lo próximo para mí. ¿ Puedo hablar libremente?
Yani Gözcülerin olmadığı bir gelecek meydana getirmek için sen ve Michael'ın hayatınızın geri kalanını gelecekte geçirmeniz gerekiyor.
Así que, para mantener un futuro sin los Observadores tú y Michael tienen que vivir el resto de sus vidas en el futuro.
Ve... Gelecekte nikâh yapamama olasılığımıza karşılık,...
Así que... en caso de que se pierda nuestro futura boda,
Impulse gelecekte bir zamanda Dünya'ya ihanet edip Erişilenler'in kıyametini getireceğimi söyledi.
Impulse dice que en algún momento en el futuro Yo traiciono a La Tierra y traigo un apocalípsis.
Hadi ama dostum, gelecekte pluot yetişmiyor.
Ah, amigo, ellos no tienen ciruelas en el futuro.
Bir gün,... eskiden olduğun gibi olmayacaksın keza ben de öyle,... ama gelecekte biz burada olacağız.
Un día, estás como... como estabas tú antes o como estaba yo antes y otro día estamos acá.
Ayrıca onu görmeyi denemeyeceğime ve üzerinde gelecekte hak iddia etmeyeceğimi taahhüt ederim.
Además me comprometo- - "A no intentar verlo, interferir con su vida ni hacer reclamos de ningún derecho sobre dicho hijo en el futuro".
11 ay sonra gelecekte.
11 meses en el futuro.
Tanrılar ona dokunmuş ve karşılığında da o bana gelecekte ne olması gerektiğini gösterdi.
Entonces los dioses la han tocado... y ella entonces me mostró lo que tiene que suceder.
Tony'nin ölümünün aydınlatılmasında ve gelecekte güvenliğimizi temin etme konusunda size ve Oakland Emniyeti'ne olan inancım tam, komiserim.
Estoy poniendo mi fe en usted y en la policía de Oakland para resolver el asesinato de Tony, y mantenernos a salvo en el futuro, Teniente.
Gelecekte olacaklar için endişeleniyorum.
Y por lo que el futuro depara.
Kim bilir, belki gelecekte tüm o anıları indirebileceğiz, böylece kafana ihtiyacımız bile olmayacak.
Oye, ¿ quién sabe? Tal vez en el futuro, seremos capaces de descargar todos esos recuerdos y no necesitaremos tu cabeza.
Asıl mesele beni gelecekte yetişkinlerle ilişki kurabilmeye hazırlamak çocuklarla değil, değil mi?
Si el propósito de esto es prepararme para poder hacer conexiones con adultos más adelante en mi vida, ¿ no estoy de hecho adelante de otros niños en ese sentido?
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecek mi 35
gelecek yıl 29
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecek mi 35
gelecek yıl 29