English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ H ] / Hayatını yaşa

Hayatını yaşa tradutor Espanhol

401 parallel translation
Hani derler ya, benimle takıl hayatını yaşa.
Sigue conmigo y tendrás diamantes en los dientes.
- Herşeyi ciddiye almaya son vermelisin. Biraz hayatını yaşa. Gelmelisin anladın mı?
Tienes que dejar de tomarte todo esto tan en serio... vivir un poco, moverte.
Kafanı dağıtman lazım. Çık dışarı, hayatını yaşa biraz.
Debes distraerte, salir, vivir
Hayatını yaşa!
¡ Viva la vida!
Ellerini üzerimden çek. Kendime ait bir hayatım var. Kendi dairende kal ve sen kendi hayatını yaşa, ben de...
Tengo mi propia vida que llevar, y dije que no quería verte nunca más.
Hayatını yaşa.
Disfruta de la vida.
Git ve deli saçması hayatını yaşa.
Sal y disfruta de tu maldita vida.
Git ve kendi hayatını yaşa!
¡ Ve a vivir tu propia vida!
Git ve hayatını yaşa.
Vete y vive tu propia vida.
Haydi, biraz hayatını yaşa.
Vamos, vive un poco.
Hayatını yaşa.
- Si. Ve a vivir tu vida.
Haydi Al, hayatını yaşa biraz.
Vive un poco.
Phoebe, hayatını yaşa. Tamam mı?
Consíguete algo que hacer.
Hadi biraz hayatını yaşa Kitty Kat.
- Anda, vive un poco. Gatita Kitty Kat!
İlk çıktığımız zamanlarda da, bana takıl hayatını yaşa tatlım, demiştin!
Tú sabes, como cuando estábamos de novios y dijiste : "Quédate conmigo nena, voy a llegar muy lejos"
Hayatını yaşa.
Vive tu vida.
Biraz hayatını yaşa.
Diviértete un poco.
Bu yüzden beni rahat bırak artık. Hayatını yaşa be kadın!
Deje de hacerse la psicoanalista y empiece a vivir.
Hayatını yaşa. "
Quédate soltero ".
Dışarı çıkıp hayatını yaşa.
Sal y encuéntrate con tu vida.
Annene kavuş. Kendi hayatını yaşa.
Unete con tu madre, pone fin a tu vida.
Buraların nasıl olduğunu bilmiyorsun. Sana bir tavsiyem var, sen kendi hayatını yaşa, olur mu?
Primo, hace tiempo que te marchaste, ya no sabes cómo son las cosas.
Ama sonra yoluna devam et ve kendi hayatını yaşa.
Pero después sigue adelante con tu vida.
Biraz para harca, biraz hayatını yaşa.
Hay que vivir un poco. No puedes cargar con todo.
Hı hıı, biraz hayatını yaşa.
- Vamos, vive un poco.
Önemsiz hayatını yaşa.
Vive su pequeña vida.
Kendi hayatını yaşa biraz.
Vive tu vida.
Sen hayatına devam et, tamam mı? Hayatını yaşa. Ben de elimden geleni yapacağım.
Vive tu vida, y yo haré lo mejor que pueda.
Hayatını yaşa.
No sé. Disfruta tu vida.
Kendi hayatını yaşa, anne.
Mamá, vive tu vida.
Ve hayatını yaşa -... ekmek ve bal ye...
Y vivirás tu vida y comerás pan y miel.
Son bir yemek, ya da kimseyle vedalaşmak yok mu. Sadece "Görüşürüz, hayatını yaşa" mı?
¿ Entonces no irás a la cafetería por última vez ni te despedirás de nadie, solamente un hasta luego y que te vaya bien?
Git hayatını yaşa!
Eres libre.
Biraz hayatını yaşa.
Vive un poco.
Ona babalık etmek istiyorsan evine git yatağında uyu, dersini ver, hayatını yaşa.
Si quieres ser su padre, caminarás a tu casa... dormirás en tu cama, darás tus clases y vivirás tu vida.
Hayatını baştan yaşa deseniz belki kabul ederdim.
Casi estaría dispuesto a vivir mi vida de nuevo.
Hayatını şimdi yaşa yoksa geç kalırsın.
Quiso decir disfruta la vida ahora, antes de que sea demasiado tarde.
Sadece bir kadın ol, sevdiğin adamla evlen ve mutlu bir hayat yaşa.
Sé la mujer que eres, cásate con el hombre que amas y sé feliz.
Kocamın hayat görüşü şudur : "Yükseğe çık, hayatı da yüksek yaşa."
Es por el puesto de mi marido "Cuanto más alto llegas, más alto vives".
Belki de kendi hayatını ve geleceğini araman gereken yaşa geldin.
Tal vez ha alcanzado una edad en la que debe buscar su propia vida y su propio futuro.
Hayatımın çoğu vahşi bozkırda geçti ve yaşamak için bir dizi yasa benimsersin.
Me he pasado casi toda mi vida en el salvaje oeste. Siempre he seguido mi línea de conducta.
Hayatını en iyi şekilde yaşa, ve tabi bizleri de!
¡ ¡ Aprovechese al maximo de la vida, y de nosotras!
"Ne kendimin, ne de çocuklarımın hayatına, İmparatorunkine verdiğimden..." "... daha fazla değer vermeyeceğim. " Yaşa!
No valoro ni mi vida, ni las de mis hijos... por encima de la del emperador... ni de la de su hermana, Drusila.
İskoçya'da yasa geçiremediğinde, ümit et ki, hayatın çok durgunlaşmasın.
Confío en que no te aburras mucho ahora que no podrás ir a hacer leyes a Escocia.
# Hayatını dizlerinin üzerinde yaşa. # Anahtarlar!
- Vive de rodillas - ¡ Llaves!
Hayatının geri kalanında şu derin donduruculardan birinin içinde yaşa.
Ve a sentarte en uno de tus frigoríficos el resto de tu vida.
Kendi hayatını yaşa.
Ve mi niña, ve.
Bilirsiniz, yaşadığın hayatı sev, sevdiğin hayatı yaşa.
Vive y deja vivir. Este es mi estudio.
Hadi, buz adam, birazcık hayatını yaşa.
Vamos.
Sanki bu hayatının son yılıymış gibi her değerli dakikasını yaşa çünkü bir çok açıdan zaten öyle.
Cada momento como si fuera el último año de tu vida. En muchos aspectos lo es.
Hayatın boyunca mutlu yaşa, mümkün olabildiğince az iş yap ve benim gibi düzgün ve çok çalışan insanları sömür.
UU., Simpson. Avanzas sin esfuerzo, haces lo menos posible y te aprovechas de gente decente y trabajadora como yo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]