English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ H ] / Hayat çok kısa

Hayat çok kısa tradutor Espanhol

455 parallel translation
Hayat çok kısa.
¡ Vente, Sam!
Güzel olabilirdi ama onun yerine bir kere yaşıyorsun ve hayat çok kısa, her zaman da güzel değil.
Sería hermosa, pero solo se vive una vez, bastante poco y bastante mal.
Hayat çok kısa.
No vale la pena.
Hayat çok kısa.
¡ La vida es tan corta!
Hayat çok kısa, değil mi?
La vida es tan frágil.
Hayat çok kısa.
La vida es muy corta.
Bunlara gerek yok, hayat çok kısa.
Por favor, la vida es corta.
- Unutma, Scrooge, hayat çok kısa.
- Recuerde que no hay mucho tiempo.
Hayat çok kısa. Buna değmez.
La vida es corta.
Hayat çok kısa.
La v ida es demasiado corta.
Hayat çok kısa.
la vida es corta.
* Hayat çok kısa *
# And life is short
Hayat çok kısa Greta!
¡ Oh, Greta! ¡ La vida es muy corta!
Bugün, okyanus üzerindeyken hayat çok kısa gözüktü.
Hoy, cuando estábamos tan cerca del océano, la vida parecía muy corta.
Hayat çok kısa, evlat.
La vida es muy corta, muchacho.
Hayat çok kısa Frankie.
La vida es muy corta, Frankie.
Zaten hayat çok kısa ve yetişmem gereken bir uçak var.
La vida es demasiado corta. Tengo un avión.
Hayat çok kısa, tamam mı?
La vida es demasiada corta.
Hayat çok kısa.
La vida es corta.
Hayat çok kısa, filozofların dediği gibi.
La vida es corta, como dicen los filósofos. Hay que vivirla.
" Hayat çok kısa
"No tenemos mucho tiempo"
Anladım ki, hayat çok kısa birkaç şakadan ibaret.
Pienso que la vida es corta y hay que animarla.
- Hayat çok kısa Daryle.
- La vida es demasiado corta, Daryle.
Kullan onları çünkü hayat çok kısa ve bizim yaşamamız gerek.
Úsalos porque la vida es corta y debemos vivirla.
Hayat çok kısa.
La vida es demasiado corta.
Hayat çok kısa olabiliyor.
La vida puede ser muy corta.
Hayat çok kısa!
¡ La vida es demasiado corta!
Hayat çok kısa.
Así funciona.
Hayat çok kısa.
Mira bien, Jeff.
Kendi kendime "Ned, hayat çok kısa" dedim.
Me dije a mí mismo "Ned, la vida es muy corta".
Hayat çok kısa ve çok acı vericidir der, ve düşündüğünü söyler.
Dice que la vida es breve y dolorosa, así que dice lo que piensa.
Hayat çok kısa.
Sé que la vida es corta.
Hayat çok kısa, mutlu olmaya çalış.
La vida es muy corta. Trata de ser feliz.
Eğer biraz uyumazsan hayat benim için çok daha kısa olacak.
La vida es muy corta... Y lo será aún más si no duermo lo necesario.
Hayat ise çok kısa.
La vida es tan corta.
Hayatım boyu yaşadığım tüm zorluklardan sonra, birkaç hafta içinde, bu çocuklar beni öyle kızdırdı ki, çok kolay ve kısa zamanda.
Con lo que he aguantado en la vida... y en pocas semanas, estos chicos me ponen a mil... tan fácil, tan rápidamente.
Hayat beklemek için çok kısa Teresa.
La vida es muy corta para esperar a "algún día".
Hiçbir şey gerçek olamayacak kadar güzel değildir. Yegâne sorun, hayatın çok kısa olmasıdır.
Nada es demasiado bueno para ser verdad, lo único malo es que la vida es muy corta.
O kadar bilgime rağmen bu karar üstünde çok az kontrolüm vardı ve bu, bana hayatın aslında ne kadar kısa ve kontrol etmesi zor olduğunu gösterdi.
Pues claro que no puedo saber. Tengo muy poco control sobre este futuro acontecimiento. Y se me ocurrió entonces que la vida es verdaderamente muy corta.
Hayat, sanat için çok kısa.
La vida es demasiado corta para las artes.
Asıl çok kısa bir seks hayatı olanlar, erkeklerdir.
He gastado mi vida enseñando a centenares de niños
İyi arkadaşı Rick Hunter'la ilgili üzücü haberleri Roy Fokker'dan alan Minmei, Macross şehrini çevreleyen parka koşmuştu. Bundan çok kısa bir süre önce herşeyin daha kolay hayatın daha normal olduğu zamanları tekrar hatırlamak için.
Entristecida por la noticia de Roy Fokker referente a su amigo Rick Hunter Minmei se retira al parque en las afueras de Ciudad Macross para recordar cuando, no hace mucho, las cosas parecían más sencillas y la vida era más normal.
Hayat, hakkında düşünmek için çok kısa.
La vida es demasiado corta para pensar en ella.
Hayat kısa olsun, yoksa utanç çok uzun sürecek.
Acortemos la vida, o la vergüenza será demasiado larga.
Hayat çok kısa...
El hombre sólo vive un instante. La vida transcurre tan deprisa :
Hayat bunun için çok kısa.
La vida es demasiado corta.
Şimdi sadece beni dinle. Biliyorsun hayat, çok kısa.
Es que... mira... la vida es tan, tan corta.
Belki tamir edebilirim. Hayat müziksiz yaşamak için çok kısa.
La vida es demasiado corta para andar sin música.
Bu gezende hayatım çok kısa. Sanırım saat 12 : 00'yi vurduğunda son bulacak.
Creo que terminará al sonar las 12.00.
Hayat seninle harcamak için çok kısa.
La vida es muy corta para perderla contigo.
Hayat kendini basit zevklerinden mahrum bırakmak için çok kısa.
Es demasiado corta como para privarte de los placeres simples.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]