Hâla tradutor Espanhol
533 parallel translation
"Hâla onun varlığını hissediyorum!"
"¡ Aun siento su presencia!"
Hâla bana inanıyor musun evlat?
¿ Crees todavía en mí, hijo?
Hâla gitmen gerektiğini mi düşünüyorsun Mary?
¿ Todavía quieres estar sin mí, Mary?
Evet, hâla orada.
Sí, aún está allí.
- Evet? George hâla bir şeyleri kırıp parçalama eğiliminde mi?
¿ George sigue rompiendo cosas?
Ne olursa olsun o hâla benim kardeşim.
Es mi único hermano.
Hâla benden şüphe mi duyuyorsun? Sinir şey!
Me molesta que dude de mí.
Artık bildiğine göre hâla en büyük arzunun onun Halden'la evlenmesi olduğu mu söyleyeceksin?
Ahora que lo sabe... ¿ sigue pensando que su mayor deseo es que se case con Halden?
- Gerçi hâla tehlikeli sularda yüzüyoruz.
- Pero seguimos en terreno peligroso.
Teşekkür ederim Sam, ama hâla şarkıyı Mary'nin söylemesi gerektiğini düşünüyorum.
Gracias, Sam, pero sigo pensando que Mary debió cantarla.
Çok geçmeden bayrak hâla tepemizde mi diye heyecanlı bir şekilde yukarılara bakar dururuz.
Y pronto nuestra mirada ansía ver si la bandera aún flamea.
Hâla bir şey duymuyorum.
Bueno, no lo oigo cantar.
Kıyafetleri hâla dolabında asılı.
Sus ropas todavía siguen colgadas en el armario.
En sevgili dostum Holmes. Hayatımın tehlikede olduğuna inanmak için her türlü sebebim var. Hâla bana nasıl bildiğimi sorarsan sana mantıklı bir sebep veremem.
'Estimado Sr. Holmes tengo razones para creer que mi vida corre peligro pero si me preguntase por qué, no podría darle una respuesta lógica.
Elle tutulur hiç bir şey yok, hâla korkunç bir sezi gibi aynı zamanda korkunç bir şekilde gerçek.
No hay nada tangible, es una especie de terrible premonición pero que parece muy real.
Bu hâla bu tırmığı açıklanamaz.
Pero no explica este utensilio de jardinero.
Bir tanrıyla evlenebilecekken hâla Tiko'yu mu düşünüyor?
¿ Sigue pensando en Tiko cuando puede casarse con un dios?
Hâla kullanır.
No utilizar.
Romantik bir eğilimim vardı ve hâla da var bir kadına aşkını evvela bir erkek ilan etmelidir.
Tenía y tengo la romántica idea de que el hombre debe ser el primero en declarar su amor.
- Hâla bana ihtiyacınız var mı?
- ¿ Ya no me necesita?
- Hayır, hâla bir işim var.
- No, tengo trabajo.
Evet, hâla uykudasın.
Sí, sí, sí, sólo duerme.
Hâla biraz bitkin.
Estaba regular esta mañana.
Hayır Bay Birnbaum hâla çok iyi durumdasınız.
No, Sr. Birnbaum, aún tiene posibilidades.
Her ne kadar G.W.'den nefret etme konusunda hem fikir olsak da, sen hâla gülünç aptalın tekisin.
Por más que odie estar de acuerdo con G.W... usted no ha cambiado nada. Sigue siendo un auténtico tonto.
Sen hâla burada mısın?
¿ Sigues aquí abajo?
- Hâla boşanmak istiyor mu?
- Del divorcio. ¿ Aún lo quiere?
Yatırım gibi düşün, hâla oyundayım.
están invertidos, todavía estoy en la partida.
Ben... Ben hâla Yogoro Sasahara'nın karısıyım.
Soy aún soy la esposa de Yogoro Sasahara.
Roma'da hâla sizden söz ediliyor.
Aún hablan de usted en Roma.
Neden hâla yüzbaşısın?
¿ Por qué aún eres capitán?
Hâla gelmediler.
Todavía no están aquí.
Burası hâlâ Japonya.. ... ve Japonlar da hâla Japon.
Sigue siendo Japón y los japoneses siguen siendo japoneses.
Hâla muhteşemsin.
- Está guapísimo.
Hâla seviyor musun onu?
Y ahora continúa casado.
- Ve hâla arkadaş mısınız? - Biz hep arkadaş kaldık.
Hubo un escándalo, y me echaron.
- Çocukluğumuzdan beri hep seni sevdim, İvan'ı sevdiğin zaman kalbim kırıIdı ama hâla seni seviyorum!
Me partió el corazón que te enamoraras de Iván. ¿ Por qué no me lo habías dicho?
Evet, Kaşubyalılar hâla bir işe yarıyorlar.
Sí, sí, nosotros los kaschubas seguimos entendiendo de gansos.
Ama hâla harcı karıştırıp beton döküyorsunuz.
Pero construyen con hormigón.
Ceketi hâla burada.
Su chaqueta está aquí.
Hâla buradayım, Happer! Ve sen de hâlâ beş para etmezin birisin!
Aún estoy aquí, Happer, y sigues siendo un...
3 saat geçmiş hâla uyanmamış.
No se ha despertado en tres horas desde la operación.
- Telefon, hâla da öyle.
- Un teléfono. Aún lo es.
Onun durumu hâla aynı.
Ella sigue igual.
Biliyor musun Bud, yukarıdaki valizlerimizi indirecek birisini hâla arıyoruz.
Alguien podría subir por las maletas. - Papá.
Sizi neden hâla çevremizde tutuyoruz?
Para que demonios las tenemos?
Hâla orada!
¡ Todavía sigue!
Işınlayıcı kontrolüne erişmeli... ve onu test konumuna geri almak zorundayız. Onu hâla okulda olduğuna... ve simule verileri kabul ettiğine ikna etmeliyiz.
Habría que acceder al control del transportador y reprogramarlo que piense que sólo son unos ejercicios simulados.
Adam sokağa indiğinde hava hâla karanlıktı.
Cuando él salió a la calle, aún estaba oscuro.
Hâla öyle.
¿ Estaba él casado?
Hâla bu numara mı?
Esto todavía su número?
hala 311
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala hayatta 27
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala hayatta 27